KıbrısManşetSiyaset

Lütfen bunu anlamaya çalışın

Kıbrıslı Türkler sağcısı, solcusu görüşü duruşu ne olursa olsun bağımsız, özgür, demokratik, laik Atatürk ilke ve inkılaplarını içselleştirmiş bir toplum olma direncini kırmak asla mümkün değildir. Burada Türkiye’nin değerli yöneticilerinden beklediğimiz tek şey özgün bağımsız yapımıza  ve kültürümüze saygı duymalarıdır

TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay geçen hafta ülkemize geldi.. Sayın Oktay Kıbrıs’a gelirken yabancı bir ülkeye değil evimize gidiyoruz dedi.

Ne güzel değil mi?

Yabancı bir ülkeye geliyorsunuz ve orada kendinizi evinizde gibi hissediyorsunuz.

Çok güzel bir duygu bu gerçekten!

Lakin günün sonunda yabancı bir ülkedesiniz.

Elbette Türkiye Cumhuriyeti’nin değerli bir yöneteni olarak Sayın Oktay çeşitli temaslar yapmak üzere geldiği Kuzey  Kıbrıs’ta en iyi şekilde ağırlanıyor ve ağırlanacaktır..

Burada bir sıkıntı yok.

Zira olması gereken bu.

Kıbrıslı Türkler asırlardır sürdürdükleri gelenek, görenek örf, adet ve kültürleri içinde önemsedikleri değerlerde misafir ağırlamak çok önemli bir yer tutar.

Lakin Sayın Oktay ülkemize geliyor, KKTC’nin “bağımsız bir devlet” olduğunu söylüyor. Akabinde de belli ki kendini fazlasıyla evinde hissettiği için olacak burada ev sahibi “gibi” kentleri köyleri gezip gelecekle ilgili planlarını anlatıyor, bu arada Sayın Oktay’ın dillendirdiği bu planlardan bizi yönetenlerin  haberi de yok.. Ama Sayın Oktay bir şeyler anlatıyor insanların sorunlarını dinliyor, vaatlerde bulunuyor, ve hatta Rumlara ait mallara ne yapılacağının planlamasını da yapıyor.

Şimdi bu sağlıklı bir ilişki mi?

Değil. Siz misafir gittiğiniz evin içinde ev sahibinin nezaketi ve misafirperverliği sayesinde kendinizi evinizde hissetmiş olabilirsiniz.

Fakat o evin sahibi sizmişsiniz gibi davranamazsınız.

Kısacası bu doğru bir tavır olmaz.

Ve haliyle doğru bir ilişki biçimi de olmaz.

Türkiye tüm kalbimle sevdiğim, saygı duyduğum bir ülke benim içinde.

Sevincini sevincim yapıp paylaştığım, üzüntüsünü  üzüntüm yapıp kederlendiğim bir ülke..

Kıbrıslı Türkler için Türkiye sevgisi vazgeçilmez bir öneme sahiptir.

Asırlardır bu böyle.

Bunu bilmeyenler için yazmış olayım.

Dolayısıyla Kıbrıslı Türklerin  Türkiye sevgisi 1974 de başlamadı.

Ben de  hatırlayamadığım kadar çok Türkiye’ye gittim geldim.

Orada dostlarım, hatta akrabalarım var.

Lakin Türkiye benim evim değil..

Benim evim Kıbrıs.

Ülkem Kıbrıs.

Doğup büyüdüğüm topraklar Kıbrıs..

Türkiye bütün samimiyetimle sevdiğim saygı duyduğum bir ülke.

Elbette Türkiye’nin yaşamın her alanında başarılı ve uluslararası toplum nezdinde sayı gören laik bir ülke olmasını çok isterim.

Bu beni de, her Kıbrıslı Türkü de ziyadesiyle memnun eder.

Velhasıl kim ne yaparsa yapsın neyi provoke ederse etsin hiçbir Kıbrıslı Türkten Türkiye karşıtı veya da düşmanı çıkaramazsınız.

Fakat laik Kıbrıslı Türklerden de siyasal islam odaklı bağnaz bir milliyetçi halk yaratamazsınız.

Kıbrıslı Türkler sağcısı, solcusu görüşü duruşu ne olursa olsun bağımsız, özgür, demokratik, laik Atatürk ilke ve inkılaplarını içselleştirmiş bir toplum olma direncini kırmak asla mümkün değildir. Burada Türkiye’nin değerli yöneticilerinden beklediğimiz tek şey özgün bağımsız yapımıza  ve kültürümüze saygı duymalarıdır.

Kıbrıslı Türkleri ellerinin altında tuttukları  5/10 yalaka siyasetçi ile asla karıştırmamalıdırlar.

Çünkü Kıbrıslı Türkler kişisel çıkarları için milliyetçilik ruhuna sığınan, bayrak arkasına saklanıp her türlü kirli ilişkisini yürüten ve her dönemin şakşakçısı olan  ve toplumsal değerlerden bir çırpıda vazgeçen sabah akşam şükran çeken biatçı takımından ibaret değildir.

Lütfen bunu anlamaya çalışın..

Diğer Haberler

Başa dön tuşu