Mağusa halkı yıllardır süregelen kanalizasyon çalışmaları yüzünden, hem trafik, hem toz dolayısıyla ciddi bir mağduriyet yaşamakta.. Hoş bütün bunların kente dönen bir iyileştirmesi olsa amenna diyeceğim.
Ve fakat yok.
Yollar darmadağın,etraftan pis kokular geliyor,gelen bu kokuların başında da lağım kokusu var. Yani yıllardır yapılan kanalizasyon kazıları,akt yapı oluşumu,onca mağduriyet falan,lakin Mağusa lağım kokuyor. Bu nasıl bir iştir ben anlamadım.. Önceden kanalizasyon olmadı bu kokular ondan deniliyordu,fakat Mağusa yine kazıldı,şantiye alanına dönüştü,aylarca toz duman ve bozuk yollara maruz kaldık fakat gel gelelim lağım kokuları yine her yanımızı sarıyor.
Şimdi bir de Salamis Yolu’nun DAÜ kampüsü paralelinde trafiğe kapanması ile birlikte iyice işler çığrından çıkmış durumda..
Mağusa’da maalesef bir plansızlık söz konusu. Bu plansızlıkla üniversite kenti diye addedilen bir bölgede,halk yıllardır maddi manevi mağduriyet yaşarken,ortada gözle görülür bir iyileştirme de yok.Hatta aksine günden güne daha da kötüye giden bir seyir yaşanıyor Mağusa’da..Anlamakta ise gerçekten çok zorlandığım şey;
Neredeyse yaklaşık iki yıldır Mağusa’nın altını üstüne getirdiler bir şehrin hayatını felç ederek, Mağusa halkını psikolojik olarak yerle bir ederken “kanalizasyon yenileme” çalışmaları boşuna mı, öylesine mi, bilinçsizce mi yapıldı? Lağım kokuları bitmedi,bununla birlikte içinde bulunduğumuz bu sonbaharın ılık günlerindeki aşağı yukarı yarım saat süren ilk sağanak yağmurdan sonra şehrin birçok bölgesi sular altında kaldı..
Zaten yamalı yarım yamalak olan yollar da çökmeler meydana geldi
Bu nasıl bir iştir anlamadım.
Kaldı ki ilk sağanak yağmurda bu hale gelebiliyorsa Mağusa, ilerleyen sonbahar ve kış günlerinde nasıl bir felaketle karşı karşıya kalacağımızı düşünmek dahi istemiyorum.
