Medya Etik Kurulu’ndan cinsel istismar haberlerine yönelik uyarı
Medya Etik Kurulu, özellikle çocuklara yönelik cinsel istismar haberlerinde kullanılan dilin, mağduru ikinci kez mağdur ettiğine dikkat çekerek basın kuruluşlarına sorumlu yayıncılık çağrısında bulundu. Kurul, kamuoyunda oluşan öfke ve infialin anlaşılır olduğunu ancak bu tepkinin linç kültürüne dönüşmemesi gerektiğini vurguladı.

Medya Etik Kurulu, özellikle çocuklara yönelik cinsel istismar haberlerinde kullanılan dilin, mağduru ikinci kez mağdur ettiğine dikkat çekerek basın kuruluşlarına sorumlu yayıncılık çağrısında bulundu. Kurul, kamuoyunda oluşan öfke ve infialin anlaşılır olduğunu ancak bu tepkinin linç kültürüne dönüşmemesi gerektiğini vurguladı.
Yapılan açıklamada, cinsel istismar gibi son derece hassas konuların haberleştirilmesinde hukukun üstünlüğü, masumiyet karinesi ve çocuk haklarının mutlak surette gözetilmesi gerektiği ifade edildi. Medyanın, kamuoyunu bilgilendirme görevini yerine getirirken etik sorumluluklarını ihlal eden, hedef gösterici ve teşhir edici dilden kaçınmasının hayati önem taşıdığı belirtildi.
Kurul, bugün çocuk olan mağdurların ileride bu haberlere erişebileceğine dikkat çekerek, kullanılan dilin ve görsellerin travmatik etkileri yeniden üretmemesi gerektiğini kaydetti. Açıklamada, “Yayınlanan her içerik, mağdurun onurunu ve kişisel haklarını korumalı; istismarı teşhir eden değil, toplumu bilinçlendiren bir anlayışla hazırlanmalıdır” denildi.
Masumiyet karinesinin medya eliyle ihlal edilmesinin kabul edilemez olduğu belirtilen açıklamada, yargı kararı olmaksızın suç isnadı içeren yayınların hem hukuka hem de gazetecilik meslek ilkelerine aykırı olduğu vurgulandı. Ayrıca Anayasa’nın ilgili hükümleri uyarınca, çocuğun korunmasının yalnızca devletin değil, medyanın da ortak sorumluluğu olduğu hatırlatıldı.
Medyanın suçla mücadelede önemli bir rol üstlendiği ifade edilirken, linç çağrısı içeren, kışkırtıcı ve infial yaratmayı amaçlayan ifadelerin medya etiğiyle bağdaşmadığı açıkça dile getirildi. Açıklamada, “Toplumu bilgilendirmek ile kışkırtmak arasındaki çizgi son derece incedir ve bu çizgiye özenle yaklaşılmalıdır” ifadelerine yer verildi.
Medya Etik Kurulu, açıklamasının sonunda tüm yazılı, görsel ve dijital basın kuruluşlarını, anayasal haklar, gazetecilik meslek ilkeleri ve çocuk haklarına ilişkin uluslararası standartlar çerçevesinde yayın politikalarını gözden geçirmeye ve sorumlu yayıncılık anlayışıyla hareket etmeye davet etti.





































