KıbrısManşetSiyaset

Muhalefetin konuşmaktan daha fazlasını yapması gerekiyor..

Bu vakitten sonra Mecliste oturmaya devam eden bir muhalefetin varlığı halka değil, ancak azınlık hükümetine güç katar

“Komiteleri çalıştırmayan muhalefettir diyor Başbakan Ersan Saner.

Ana muhalefet lideri CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman buna hemen tepki veriyor ve diyor ki: “Makamlarda oturanların “doğru”lardan kopmasının bedelini çok ağır ödüyoruz. Ve devam ediyor Sayın Erhürman ve diyor ki,  ” Ama “gerçek”ten kopmak! Dahası “gerçek” olmayanı defalarca söyleyince “yeni bir gerçeklik” üreteceğini sanmak! Sorun çok büyük!!!

Gerçekten öyle mi?

Evet gerçekten öyle.

Sorun çok büyük.

Ve biz bedel ödemekten çok yorulduk..

Lakin bu sorunun tek tarafı sadece  Başbakan Saner ve hükümeti değildir..

Muhalefette de ciddi sorunlar vardır.

Zira böylesi bir Meclis düzeni içinde hala siyasete katkı yapabileceği yanılgısında olan bir muhalefet anlayışı vardır.

Buna ılımlı muhalefet diyorlar, ya da yapıcı.

Lakin halk yıkılıyor!

Halk perişan, halk çaresiz..

Ülke yangın yeri.

Muhalefet ise ha var, ha yok..

Bu rahatlık içinde de azınlık hükümeti istediği gibi at koşturuyor Mecliste.

Muhalefet ise sadece konuşuyor.

Eylem yok, adım yok icraat yok!

Sorunlar her geçen gün katlanarak büyüyor.

Dar gelirli insanlar ciddi bir geçim sıkıntısı yaşıyor.

Özel sektör de iflaslar başladı.

Dillendirmek istemediğim telafisi mümkün olmayan kayıpların olduğu  yöntemlere  başvuruyor insanlar.

İlk ve orta dereceli okullarda yüz yüze eğitim yapılamıyor.

Bir nesil gözlerimizin önünde kaydediliyor..

Yüksek Öğretimde belirsizlik devam ediyor.

Turizm için sürdürülebilir bir öngörü ortaya konamıyor.

İnşaat sektöründe ciddi daralma var.

TL sürekli değer kaybediyor.

Küçük esnaf kepenk kapatmak zorunda kalıyor.

Borçlar ödenemiyor.

Alacak verecek davaları mahkemelere taşınıyor.

Mazbatalar herkesi tehdit edecek boyutlara geldi.

Fakat hükümet bütün bunlardan bi haber üst düzey atamalara yoğunlaştı.

Partizanlık almış başını gidiyor.

Muhalefet sessizliğini koruyor.

İnsanların hayatına olumlu dokunuşlar yapamayan, sorunlarına çareler üretemeyen  bir yönetim anlayışına mecbur bırakıldı halk.

Meclis tıkandı.

Herkes birbirini suçluyor.

Hükümet edenler muhalefet bizi çalıştırmaz diyor.

Muhalefet edenler  hükümet iş yapacak durumda değil diyor.

Halk arada eziliyor sıkıntılar giderek büyüyor..

Peki sonuç?

Sıfır sıfır elde var sıfır.

İşte tam da bu nedenle artık konuşma zamanı değil,eylem yapma zamanıdır diyorum.

Bu vakitten sonra Mecliste oturmaya devam eden bir muhalefetin varlığı halka değil, ancak azınlık hükümetine güç katar.

Bu kadar net.

Dolayısıyla Meclis kürsüsünden ve sosyal mecra üzerinden güzel güzel cümleler kurup yazmaktan, konuşmaktan çok daha fazlasını yapacak bir muhalefet anlayışına ihtiyaç vardır..

Halk perişandır.

Geçim derdi artarak devam etmektedir.

Alım gücü düşerken,yaşam kalitesi gerilemektedir.

Meclis bütün bunlara çareler üretmekten aciz bir görüntü vermektedir.

Dertlere derman olmayan bir Mecliste oturmaya devam etmek bu halka yapılan en büyük kötülüktür.

Bugün bana  dokunmayan yılan bin yaşasın deyip haksızlığa,hukuksuzluğa  göz kapatanlara da, mutlaka bir gün o yılan gelir ve dokunur.

Bunu kimse aklından çıkarmasın.

Dolayısıyla hükümetin halkın elzem ihtiyaçlarına bile cevap verebilecek durumda olmadığını zaten hepimiz biliyoruz.

Hükümetin misyonu belli!

Bu misyon içinde halk yoktur.

Partili var,yandaş var,eş dost var, seçim sponsorları var.

Haliyle hükümet belli bir zümrenin menfaatlerine halel gelmemesi için canla başla uğraşıyor..

Bunun için de erken seçime girmekten kaçınıyor ve 2022 yılını işaret ediyor.

Bu kervanı ne kadar yürütürsem kârdır  anlayışıyla.

Ve aslında bir yerde muhalefete siz benim azınlık hükümetimin koltuk değneği olmaya devam edin diyor.

Bütün bunlara rağmen muhalefetin hiçbir şey olmamış gibi öylece Mecliste oturup, eylemden kaçınması ve boş duvarlara konuşması, sosyal medya üzerinden ses vermesi kabul edilemez..

Diğer Haberler

Başa dön tuşu