Ahlaksız, vicdansız hoyrat zamanlardan geçiyoruz. Bu kadar yüzsüzlüğe, rezilliğe bu kadar akıl dışılığa bu kadar yolsuzluğa tanık olurken maalesef sessiz kalmak suretiyle olağanlaştırıyoruz bu dönemi. İşin en kötüsü ise böylesi vurdumduymaz böylesi ruhsuz akıldan yoksun her türlü alavere dalavereyi kanıksayan bir halk olduk… Bu umursamazlıkla dönüşü olmayan bir yolda belirsizliğe yürüyoruz, nitekim bu belirsizlik içinde yok oluşa doğru ilerliyoruz.
Allah aşkına olup bitenin farkında mıyız gerçekten?
Yok olan günden güne eriyip giden bir halk olduk. Kendi yöneticileri tarafından yok sayılan, görmezden gelinen bir halkız..
Kıbrıs Türkünün bir asırdır bu topraklarda verdiği mücadeleye, heba ettiği canlara, göçe, çektiği zulüm ve acılara, katliamlara , aşağılanmaya, ödediği bedel göz ardı edilerek beş on kişiliksiz siyasetçinin vatanlarını vatan olarak kabul etmeyerek işbirliği yaptıkları anlayışla Kıbrıs Türk Halkını yok etmeye yönelik sistemli bir politikanın ülkede yerleşmesine ön ayak oluyorlar. Kendi halkını
kültürünü örf ve adetlerini, yaşam tarzını dayatmalarla değiştirmeye çalışan ve kendi değerlerini, inançlarını topluma enjekte etmeye yönelen bir yapı var ülkede.
Bütün bu olup bitenleri kanıksayan buna yazgı deyip elimizden bir şey gelmez! çaresizliğini topluma yansıtanlar her gün utanç içinde bu rezillik ile yaşamayı içine sindirenler bu duruma gelinmesinde en büyük sorumludurlar.
Peki kim bunlar? Kimlerden bahsediyorum?
Vatan sevgisini, insan sevgisini, Kültürünü,
İnancını, düşüncesini Kimliğini sorgulamaktan aciz olanlardan..
Kısacası hepimizden, bizden sizden…
Kendi kişisel çıkarları için vatanını her gelene peşkeş çeken ve her yönüyle yok olup giden bu halkın hiçbir gailesini içinde kendine tasa yapmayanların bunu dert edinmeyenlerin revaçta olduğu bir döneme denk geldik maalesef!