KıbrısManşetSağlıkToplumYaşam

Neden 14 Lamp cihazı alabilecekken 1 PCR cihazı alınıyor?

GIYNIK’a konuşan İç Hastalıkları Uzm. Dr. Erden Aşardağ, PCR testlerinin çok fazla maliyetli olduğunu ve bunun yerine çok daha az maliyetli, uzun prosedür gerektirmeyen Lamp yönteminin kullanılması gerektiğini belirtti.

Ülkemizde her geçen gün halkı kaosa sürükleyen hükümetin almış olduğu günübirlik kararlar akıl sağlığını bozuyor.

Pandemiyle mücadelede oldukça başarısız olduğumuz her geçen gün düşen test sayıları ve artan vakalarla gözler önüne seriliyor.

Son günlerde PCR test noktalarında test kıtlığı yaşanmasından da anlayacağımız üzere maddi olarak bir sorun yaşanıyor.

GIYNIK’a konuşan İç Hastalıkları Uzm. Dr. Erden Aşardağ, PCR testlerinin çok fazla maliyetli olduğunu ve bunun yerine çok daha az maliyetli, uzun prosedür gerektirmeyen farklı bir test yönteminden bahsetti.

Tükürükle yapılan Lamp testinin 15 dakika içinde sonuç verdiğinden bahseden Dr. Aşardağ, çok basit bir uygulama olduğunu ve çocuklara rahatça uygulanabildiğini anlattı.

AŞARDAĞ: 1 PCR CİHAZI YERİNE 14 LAMP CİHAZI ALINABİLİR

Dr. Aşardağ, Lamp Yöntemi’ni şu şekilde anlattı:

“Bir tepsi düşünün, içerisinde 300 tüp alan bir kapasitesi var. Bu tepsi alttan ısıtılıyor ve tükürüklerin bulunduğu tüplere kimyasal ekleniyor. Tüpte sağlıklı olan bir tükürük rengi sarı iken, pozitif kişilerden alınan tükürük örneğinin pembe renge döndüğünü açıkça görüyorsunuz ve bunu anlamak için de uzman olmanıza gerek yok. Fiyat olarak da PCR testlerine oranla oldukça uygun olan bu Lamp testleri, okullarda, üniversitelerde, belediyelerde, fabrikalarda kısacası toplu yerlerde kullanabileceğiniz ve 15 dakikada kesin sonuç alabileceğiniz bir yöntemdir. Hem çok daha pratik hem de kesin sonuç veren LAMP testlerinin maliyeti ise 2 bin Euro civarındayken, bir PCR cihazının fiyatı 27 bin Euro civarındadır. Bu hesaba göre siz bir PCR cihazı alacakken 14 adet Lamp cihazı alabilirsiniz.”

“DELTA VİRÜS CERRAHİ MASKEYİ ZIRH GİBİ DELİP GEÇİYOR”

Vakaların diğer ülkelere oranla daha az olduğu Almanya’da N95 tipi maske kullanıldığından söz eden Aşardağ, maske seçiminin bulaşın yayılımında oldukça büyük bir önem taşıdığına dikkat çekti.

Dr. Aşardağ, öğrenciler, otobüsteki kişilerin N95 maske takmasının ve üzerine de cerrahi bir maske kullanmasının gerekli olduğunu vurgulayarak, %96 oranında bulaşın önüne geçilebileceğini belirtti.

“Şu anda Delta virüs cerrahi maskeyi zırh gibi delip geçiyor” diyen Aşardağ, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Bu maskelerin çok koruyucu bir etkisi yoktur. Delta varyantı adeta suçiçeği gibi bulaşıyor. Aynı ortamda birkaç saniye kalan kişilerin aynı havayı solumaları bile bulaşa neden oluyor. Devletin N95 tipi maskeleri süspanse etmesi daha ucuz bir maliyete gelir. Böylelikle ötele veya testlere para vereceklerine maskelere para vererek, bulaşın da hızını kesmiş olacaklardır. Bu maskeler nasıl kullanılmalı? Yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkan, bir kişinin 1 ayda kullanabileceği 7 adet N95 maskesine ihtiyaç duyduğu bilgisi yer alıyor. Her gün bir tanesini kullanıyorsunuz, ertesi gün diğerine geçiyorsunuz. Bir hafta sonra yine Pazartesi günü kullandığınız maskeye geçiyorsunuz. Bu sayede maske üzerindeki virüs de uçup, gitmiş oluyor. Her ay 7 adet N95 maske ile bulaşa karşı ciddi bir önlem almış oluyorsunuz. Market gibi toplu alanlarda N95 kullanırken, maskenizin üzerine bir adet cerrahi maske takıyorsunuz. Bu hem N95’in üzerine virüs gelmesine engel olur hem de bulaşa karşı daha çok korur. Bu cerrahi maskeyi de 4 saat boyunca kullanıp, sonrasında çöpe atabilirsiniz.”

Diğer Haberler

Başa dön tuşu