14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle yapılan etkinlikte hiç yaşanmaması gereken bir hadise ve akabinde yaşanan gerginlik maalesef hepimizi derinden üzdü.
Türkiye’den Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’nin davetlisi olarak adaya gelen Türk Tabipleri Birliği Mrk. Kon. 2. Bşk. Doç. Dr. Sayın Ali İhsan Ökten’in konuşması sırasında Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ın beklenmedik ve gereksiz müdahalesi ile ortam bir anda gerildi.
Böyle bir tavra gerek var mıydı? Bence yoktu. Hoş böylesi bir müdahale açıkçası bizim kültürümüz içinde barındırdığımız hoşgörü ile de örtüşmedi.
Ülkemiz de Türkiye Tabipler Birliğini temsilen bulunan Dr. Ali Ökten’in Türkiye’de hak mücadelesi veren hekimlerin, şiddet, uzun nöbet saatleri ve zorlu koşullar nedeniyle başlattığı grevin, yalnız maaş olarak algılanıyor oluşu ve “giderlerse gitsinler” yaklaşımından duyulan rahatsızlıktan bahsederken, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın beklenmedik çıkışıyla Türkiye’nin bu konularını burada konuşamazsınız tepkisine karşın salonda bulunan hekimlerden “ne münasebet” “devam edin” sesleri yükselince ve akabinde alkışlı destekle Dr. Ali Ökten’in konuşmasına devam etmesi sağlandı.
Şimdi bu oldu mu?
Hiç olmadı ve yakışık almadı.
KKTC Anayasası
Madde 24
(2)Herkes, düşünce ve kanaatlerini, söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir.
Bu hak, herhangi bir resmi makamın müdahalesi ve Devlet sınırları söz konusu olmaksızın, kanaatını anlatma, haber ve fikir alma ve verme özgürlüklerini kapsar.
Bu kadar net..
Sayın Cumhurbaşkanı neden böyle bir tepki vermek zorunda hissetti kendini bilmiyorum.
Lakin bu tavır Anayasa’nın ilgili maddesi ile örtüşmediği gibi, ne Kıbrıslı Türklerin kültürüne ait bir tavırdır, ne de Sayın Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a.. Belli ki Ersin Bey zaman zaman etki altında kalıyor ve hiç olmaması gereken bir ortam oluşuyor.
Nitekim salonda bulunan hekimlerin alkışlarla konuk hekime destek verip konuşmasına devam etmesi yönündeki eğiliminden sonra Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da bu konuşma sırasında salonda kalmaya devam etti. Sayın Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın kişiliği ve hoşgörü yelpazesi ile de örtüşmeyen bir durum çıktı ortaya.
Ersin Bey hayatının hiçbir döneminde bu kadar hoşgörü yoksunu olmadı. Sahibi olduğu televizyon kanalını yönetirken, milletvekili, bakan olarak da görev yaparken, ve hatta başbakan olduğu dönemde de demokratik hoşgörüsünü kaybetmemiştir.
Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanı’nı tanıyan, içindeki insan sevgisini bilen, hoşgörü yelpazesini her zaman takdir eden birisi olarak bu tavrına ben de hem çok şaşırdım hem de çok üzüldüm.
