DünyaGenelManşet

Neden en iyi fikirler aklımıza hep duştayken geliyor?

Evet bilim insanları buna da yanıt buldu (muhtemelen duştayken)

Evet bilim insanları buna da yanıt buldu (muhtemelen duştayken)

Buhar ve köpükler arasında güzel bir duş sadece bedeninizi değil zihninizi de rahatlatarak bilinç ve yaratıcılık akışını serbest bırakıyor.

Araştırmalar, “duş etkisi” olarak bilinen olayın duş dışında da meydana gelebileceğini ve en iyi düşüncelerimizin çoğunun işte veya okulda değil, arka planda kuluçkaya yatan fikirlerle günlerimizi geçirirken ortaya çıktığını gösteriyor.

2019 yılında yapılan bir çalışmada, 98 profesyonel yazar ve 87 fizikçi her gün aklına gelen yaratıcı fikirleri ve bunlar aklına geldiğinde ne yapmakta olduğunu kaydetti.

Genel olarak fikirlerin çoğu iş yerinde ortaya çıkarken, en anlamlı fikirlerinin yüzde 20’si duş almak veya bulaşık yıkamak gibi başka bir iş yaparken bulundu. Dikkat çekici bir şekilde, yazar ve fizikçilerin iş yerinin dışında aklına gelen fikirler, işte bulduğu fikirler kadar yaratıcı ve önemli olarak değerlendirildi.

Santa Barbara’daki California Üniversitesi’nde psikoloji ve beyin bilimleri profesörü ve bu araştırmanın yazarı Jonathan Schooler, bunun başlı başına oldukça etkileyici olduğunu söyledi.

“Duştayken kaç işi masanızdayken yapabildiğiniz kadar başarılı bir şekilde yapabilirsiniz ki?” dedi.

Ancak duştaki bu spontane düşüncelerin başka bir avantajı daha var: Yaratıcı bir çıkmazın üstesinden geldiğimiz “aha” dedirten deneyimler, yani modern Arşimet’in küvetteki “Evreka” anları olma olasılığı daha yüksek.

Zihin gezintisinin yaratıcılığa olan katkısı

Duşun yaratıcılık üzerindeki etkisi, aslında zihin gezintisinin ürünü. Zihin gezintisi (ing. mind-wandering), herhangi bir fiziksel işi yaparken dikkatinizin iç dünyanıza yönelmesi anlamına geliyor. Yani sahiden de zihninizde düşünceler arasında geziniyorsunuz.

Tarihsel olarak araştırmacılar, iş performansını düşürebilen ve sık sık mutsuzlukla ilişkilendirilen zihin gezintisinin olumsuz etkilerine odaklandı. Ancak burada önemli olan zihin gezintisinin doğası; Schooler’ın araştırması, ilgilendikleri bir konu hakkında zihin gezintisi yapan insanların, görev başında olduklarından daha mutlu olduklarını ortaya koyuyor.

Schooler, “Dolayısıyla, zihin gezintisi sorunlu olabilirken, benim ‘zihin merakı’ olarak adlandırdığım, bir tür eğlenceli, meraklı zihin gezintisi aslında yararlı oluyor” diyor.

Bu durumun faydaları nispeten yaygın gibi görünüyor. Bin 100’den fazla katılımcının yer aldığı bir çalışmada, katılımcıların yüzde 30’u duşta, yüzde 13’ü yolda, yüzde 11’i ise egzersiz sırasında zihin gezintisi yaparken derin düşüncelere daldığını belirtti.

Ayrıca, yapılan aktivitenin ilgi çekiciliği ve akla gelen düşüncelerin yaratıcılığı arasında bir bağ var: Eğer aktivite hiç ilgi çekici olmazsa kişi sıkılıyor; çok ilgi çekici olursa kişinin tüm dikkati aktiviteye yöneldiğinden fikir üretmesi mümkün olmuyor.

Eylül ayında yapılan bir çalışmada, sıkıcı olmayan ancak orta derecede ilgi çekici bir faaliyet sırasında serbestçe akan, spontane düşüncelere sahip olmanın yaratıcılığı artırdığı bildirildi. Duş tam da böyle bir eylem.

300’den fazla üniversite öğrencisinden ilk olarak 90 saniye içinde bir tuğla veya ataş gibi sıradan nesneler için mümkün olduğunca çok sayıda yeni kullanım alanı bulmaları istendi. Bu, yaratıcılığı test eden alternatif kullanımlar görevi olarak biliniyor.

Öğrenciler daha sonra iki adamın çamaşır astığı sıkıcı bir video ya da bir müzik klibi izledi. Bu aktiviteler öğrencilerin fikirlerinin kuluçkaya yatması ve zihinlerinde dolaşması için zaman kazandırdı.

Öğrenciler tekrar test edildiğinde, sadece orta derecede ilgi çekici müzik klibini izleyen öğrencilerin zihin gezintileri daha yaratıcı fikirler bulunmasını sağladı.

Virginia Üniversitesi’nde bilişsel bilim felsefesi profesörü ve çalışmanın yazarı Zachary Irving, duş almak, yürüyüş yapmak ya da bir müzik klibi izlemek gibi faaliyetlerin “odağımızın sadece belirli bir kısmını gerektirdiğini, böylelikle arka planda kuluçkaya yatan bu yaratıcı fikirlere de dikkatimizi verebildiğimizi” söyledi.

Yaratıcılığın kaynağının belirlenmesi

Yeni fikirler ve yaratıcı düşünceler üretme yeteneğimiz muhtemelen beynimizin “varsayılan mod ağından” (DMN) kaynaklanıyor. Bu ağ, düşüncelerimiz içe döndüğünde, yani zihinde dolaşırken aktif olan beyin bölgelerinden oluşan bir sistem.

DMN’nin yaratıcılıktaki rolüne ilişkin kanıtlar korelasyonel (ilişkisel), ancak Ocak 2022’de yapılan bir çalışma, DMN’nin yaratıcı düşünceyle nedensel olarak da bağlantılı olduğuna dair ilk doğrudan kanıtı sunuyor.

Araştırmada, 13 hasta tümörlerinin alınması için beyin ameliyatı geçiriyordu. Utah Üniversitesi’nde fonksiyonel beyin cerrahı ve yardımcı doçent olan Ben Shofty, hastaların uyanık kalması gerektiğini söyledi. Çünkü, kısa bir sürede korteksin haritasını çıkarmak için elektrik uyarımı ile beynin çok spesifik bir bölgesini baskılayacaklardı.

Hastalara alternatif kullanımlar listesi görevi verildi, yani yaygın kullanılan eşyaların nadir kullanımlarını saymaları istendi. Cerrahlar DMN içindeki bir beyin bölgesini uyardığında, hastanın yaratıcı fikirler düşünme yeteneği geçici olarak durdu.

Bir hasta başlangıçta araba lastiğini yastık olarak kullanmak, bahçe çeşmesi yapmak ya da parçalara ayırarak takı yapmak gibi birçok yaratıcı şekilde kullandı. Ancak aynı hasta, araştırmacılar DMN’sinin bazı bölümlerini elektrikle baskıladığında, bir kalemi kullanmanın yeni yollarını düşünmekte zorlandı – “onunla çizim yapabilirsin, karikatür çizebilirsin, hmm, çoğunlukla çizebilirsin.”

“Yaratıcılık, insan olmanın temel bir parçası. Bunu her zaman kullanıyoruz” diyor Shofty. “Bence bu mekanizmayı ve nasıl çalıştığını anlamak, kendimizi ve bizi insan yapan unsurları anlamamız için çok önemli.”

Yaratıcılığı geliştirmek için duş etkisini nasıl kullanabiliriz?

Kendinize molalar verin: Yürüyüşe çıkın ya da duş alın. Bu sadece stresi azaltmakla kalmaz, aynı zamanda farklı bir düşünme moduna girmenize de yardımcı olabilir.

Değişiklik arayışı içinde olun: Çevremizi değiştirmek, beynimizi yeni uyaranlara maruz bırakarak yeni bakış açıları edinmemizi sağlıyor. Ancak duş etkisini yakalayabilmek için, bunun orta derecede ilgi çekici bir şey olduğundan emin olun. Schooler, “Günün çoğunda üzerimizde kıyafetler oluyor ve başımızdan aşağı su dökülmüyor” diyor. “Dolayısıyla, bu deneyimin sırf kendine özgü olması da duşa özel bir avantaj sağlıyor.”

Israrcı olun: Shofty, yaratıcılığınızın tıpkı bir kas gibi, tekrarlanan çalışmalarla daha iyi hale geleceğini söylüyor.

Sizi yaratıcı düşünme moduna neyin soktuğunu düşünün. Irving, zihninizi daha yaratıcı bir duruma sokacak deneyimler için, farklı aktiviteler sırasında zihninizin ne yaptığını düşünmenizi öneriyor.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu