KıbrısManşet

Neden ölür ki çocuklar?

Savaşların ortasında kalan çocuklar… Savaşların, tüm acımasızlıkların ve de yitirilmişlerin arasında kalan bedenler… Kardeşliğe, umuda, yaşama, barışa, güneşe ve de güzelliklere hasret…

Eğer ölmeden önce tek bir hakkım olsaydı bir şey yapmak için, her halde bir çocuğu kurtarırdım savaşın ortasından… Canını yitmesin, öksüz kalmasın, hayalleri solmasın, sakat kalmasın diye… Bir tek çocuğun hayatını kurtarabileceğimi bilseydim eğer, her şeyden vazgeçebilirdim… Yok, çünkü bir Kıbrıslı Türk çocuğunun bir Kıbrıslı Rum çocuğundan farkı… Ne bir Kürt çocuğunu daha değerli görürüm bir Türk çocuğundan, ne Yahudi’si, Arap’ı, ne de Amerikalısını… Hepsi çocuk, hepsi yaşamayı hak ediyor… Yoktur hamasi söylemlerde onların yeri, hiçbir kavgaya alet edilemez onlar…
Ölü çocukların adı bile geçmemeli dünya tarihinde…

Ve bugün savaş çığırtkanlığı yapanların evlatları olsaydı söz konusu, izin verirler miydi çocuklarının cephede yer almasına, yoksa ilk fırsatta kaçırırlar mıydı kuzularını? Kim savaşa göndermek ister ki çocuğunu? Var mı ki yeryüzünde, insan evladından daha değerli bir parça?

Bir anımızı ayırıp, sadece bir kez düşünelim, bir çocuğun savaşta nasıl hayatından olduğunu… Kimi bir bombayla, kimi bir kurşunla, kimi açlıktan, kimi annesinin kucağında, kimi uykusunda, kimi bir mayın patlamasıyla… Bir anda kana bulanıyor minicik bedenleri… Ruhları acıyor…

Neden ölür ki çocuklar? Ne için? Vatan, din, bayrak için mi?  Ve neden, öldürenleri ve öldürtenleri alkışlıyoruz ki hala!

Savaşların ortasında kalan çocuklar… Savaşların, tüm acımasızlıkların ve de yitirilmişlerin arasında kalan bedenler… Kardeşliğe, umuda, yaşama, barışa, güneşe ve de güzelliklere hasret…

Aynı gökyüzünü, aynı yıldızları, aynı mavilikleri paylaşan, bir avucun içini dolduramayacak kadar olan toprağı paylaşmayanların o lanetli dünyasındaki çocuklar… Savaşların ortasında yaşamlarını sürdüren çocuklar… Büyümeye çalışan, sakat kalan ve de hayata tutunmaya çalışan evlatlar… Gözlerinin önünde işkencelerle, tek kurşunla ve de üzerlerine yağdırılan tonlarca ağırlıkta olan bombalarla öldürülen anne ve babalarını, kardeşlerini kaybeden o çocuklar… Kimileri bugünün adamları, kadınları… Hala içi acıyan… Bu adanın da bir parçası olanlar gibi…

Demem o ki; savaşların hiçbir iyi yanı yoktur… Çocukların çocukluğunu onlardan alıp çok uzaklara götüren, umut ışıklarını söndürüp onları karanlığın içine hapseden savaşların… Çocukları aydınlatan güneşi bile karanlığa boğan kavgaların…

Yeryüzünün hiçbir noktasında çocukların ölmediği, işkencelere maruz kalmadığı, hayallerinin solmadığı, tertemiz savaşsız bir dünya diliyorum. Savaşın ortasında kalıp yaşam için bir ışık arayan bütün çocukların varoluşun diğer tüm çocukları aydınlatması dileğiyle…

Diğer Haberler

Başa dön tuşu