Ana Muhalefet Partisi Lideri Sayın Erhürman, son dönemlerde hükümete eleştiri yaparken ‘yakında bunlardan kurtuluyoruz’ gibi ifadeler kullanıyor.
Hoş 40 yıldır benzeri ifadeleri muhalefet yapanlardan duyduk. Ve fakat öyle anlaşılıyor ki Sayın Erhürman yerel seçimlerde 18 belediye başkanlığını da kazanacaklarını hesap ediyor ve bunun da hükümetin sonunu getireceğini öngörüyor. Elbette bu bir hedef ve elbette hedeflenen doğrultuda da öngörü geliştirilebilir. Lakin gerçekçi olacaksak bu öngörü olasılığı çok zayıf bir ihtimaldir. En azından ben öyle görüyorum.
Ve fakat şunu ifade etmek lazım ki bir ülkede siyasi iradenin hükmü yerel seçimlerdeki başarı ile doğru orantılıdır. Dolayısıyla yerel seçimlerde sağlanacak üstünlüğün başarı grafiğinin yukarı veya aşağı eğilimi genele yayılma ihtimalinin belirleyicisi olacak.Buna referans da diyebiliriz. Sanıyorum Sayın Başkanın yerel seçimlere yüklediği anlam da budur ki ben de buna katılıyorum.
Yerel yönetimlerde ayna o yönetimin ortaya koydukları ile ölçülür. Ve fakat seçmenin bir kısmının ölçütünün bu olmadığını da gayet iyi biliyoruz. Ülkemizde buna örnek verebileceğim kentler ve beldeler var. Hatta saymakla bitmez.
Yerel yönetimlerde vizyon ortaya koymak, bunu işlevsel hale getirmek ve nihayetinde insanların yaşam kalitesine olumlu dokunuşları somut olarak gözlemleyebilmek esastır. Bugün bunu ülkemizde kaç belediye başardı derseniz, konunun orası bir elin parmağını geçmeyecek kadar az noktasına gideriz.
Bunu herkes yaşadığı bölgeye göre rahatlıkla değerlendirebilir. Nitekim gözle görülen elle tutulandır bir hizmetin en büyük göstergesi, yoksa laf salatası ve mazeretler hep olacak.. Bütün bunlar bir yana, işin bir de trajikomik tarafına denk geldiğimiz kör milliyetçiliğin prim yaptığı bir dönem yaşıyoruz. Nitekim UBP-DP-YDP’nin sağ kulvarda ortak zemin yarattığı bir konjonktürde yapılan açıklama bunun göstergesi. Ne diyor bu üç parti?
Belediye seçimlerinin “milli dava için önemli” olduğunu savunuyorlar. Çok affedersiniz ama memleketi lağım götürüyor, bana bir tek kent söyleyin ki lağım kokusu olmasın!
Her yer pislik içinde. Diğer tarafta insanlar geçim derdinde, halkın pahalılıktan anası ağlıyor. Her yaştan insanlarımızın göç yollarına düştüğü bir dönem yaşıyoruz.
Böylesi bir dönemde insanlarımızın umutlarını yitirdiği geleceğe karamsar baktığı bir dönemde hiç varlık göstermeden, taş taş üstüne koymadan, uygulanan yanlış politikalarla var olanı da hiç ederek memleketi karanlığa sürükleyenlerin milli değerlerin arkasına sığınarak politika yapmaya yeltenmesi yüzsüzlüğün dik alasıdır..
