Fransa’nın Londra Büyükelçisi, İngiliz eğitim sistemi içerisindeki “tarih” kısmına fırça çekemez!
Peki, Tahsin Ertuğruloğlu, neden tarih konusunda konuşma yapan TC Lefkoşa Büyükelçisi’ne destek verdi?
Derine inip araştırmamız veya bakmamız gereken asıl durum buradadır…
“Egemen – eşit devlet” iddiası var ya; Tahsin abi, eğer egemen – eşit devletsek, yabancı bir ülkenin büyükelçisi elbette eleştirilmeli hatta bakanlığa çağrılıp, uyarılmalı falan…
Anlatabildim mi?
-*-*-
Hamaset!
Evet, evet sorun burada!
“Biriz, tırnak ve parmağız, ayrılamayız, anavatan – yavruvatan” falan ve de filan!
Tahsin abim Büyükelçi’ye destek verirken, aslında tarihle alakalı ne dediğini pek umursadığı yoktur…
Gelinen aşamada, verdiği veya vermek istediği asıl mesaj, “… Ekselansları, Faiz’i, Hasan’ı, Ersan’ı, Kutlu’yu, Zorlu’yu hatta Ersin’i boş verin, ben buradayım; vereceğiniz her göreve talibim ve her zaman hazırım” mesajıdır…
Olay bu kadar basittir…
-*-*-
Her işimiz hamaset!
“Be arkadaşlar, Meclis’i açamayacaksınız; aritmetikte sıkıntılar olacak” diyorsunuz, “bayraaaak – ezaaaan” diye çıkışlar yapılıyor…
-*-*-
Azerbaycan ile Güney Kıbrıs arasında futbol maçı oynanması bir yana; İlham Aliyev’in başkan olduğu Azerbaycan’da, Dışişleri Bakanlığı’nın KKTC siyaseti yoktur ve olamaz…
Hoooop hamasi bir açıklama; “Azerbaycan KKTC’yi tanımaya hazırlanıyor…”
-*-*-
Be arkadaşlar, daha geçen Perşembe, TC Cumhurbaşkanı, Sudan baş kişisi ile altı adet anlaşmaya imza attı; “hani KKTC’nin tanınması?”…
“Zamanı değil” diyor bir arkadaş!
Nasıl zamanı değil?
“Federasyon artık öldü” diyen siz değil misiniz?
Öldüyse, tanıtsanıza egemen ve de eşit devletiniz!
-*-*-
İşte sıkıntı burada!
Hepsi ve de herkes biliyor ki Türkiye’nin bu konuda girişim yapma ihtimali yoktur!
Niyeti de yoktur!
Statükocu kardeşler, mevcut durumdan mutludurlar!
-*-*-
Hamasete devam!
Bre aman zaman elektrik gitti; “bayrak dalgalansın sorun yok!”…
Bre aman zaman UBP’de başkanlık yarışı “yeteneksizsiniz Türkiye” yarışmasına döndü; jüri önünde şarlatanlık yapan adaylar… Acun Ilıcalı seçecek sanki!
Cumhurbaşkanlığı, Özdil Nami’ye giydiriyor, O’nu hain ilan ediyor!
Bayraaaaak, vataaaaan, devleeeeet, sonsuza kadar!
Hani?
Demirel’in de dediği gibi, “KKTC’yi tanıttınız da biz mi tanımadık?”…
Ya da, “KKTC vaaadı da biz mi iptal ettik?”…
-*-*-
Asgari ücreti belirleyemiyorsunuz…
Aşı yapılan vatandaşların listesini AB’ye teslim edemiyorsunuz; çünkü çekiniyorsunuz…
Kıbrıs’ta nüfusla alakalı suç işlediğiniz ispat edilir diye korkuyorsunuz…
-*-*-
Her ihaleniz ne yazık ki pis kokuyor, Girne Hastanesi işi yattı; geçtim elektrik yakıt meselesine, fare zehri ihaleniz bile elinizde gümledi!
Asın bayrakları, hain ilan edin herkesi, mesele kapanmıştır!
-*-*-
İşsizlik, göç, gençler, dövizdeki artış, yoksullaşma…
İlgilenen yok!
Kara para, fuhuş, insan kaçakçılığı, uyuşturucu…
İlgilenen yok!
-*-*-
Sürekli yalan söyleyen; hatta hiç çekinmeden yalancıktan namaz kılan siyasetçi topluluğu…
Besmele çekmesini bilmeyen ama sürekli dua edermiş gibi yapan bir grup yöneticinin yaşam sürdüğü, bir garip ülke…
Atatürk’ün adını söylemekten korkan, aynı yönetici kitlesi…
-*-*-
KKTC sonsuza dek yaşayacak!!!
Yani “olmayacak bir dua”dır ve sizler bu sloganı sürekli haykırmak konusunda haksız değilsiniz; çünkü sakin bir dere hep size doğru akıyor, rahatsınız da…
İklim değişikliğidir, global ısınmadır derken, meşhur bir Kıbrıs atasözü aklıma geldi:
Olman da yarın hepinizi sel alır!!!
