Önümüzdeki 3 ayı iyi kullanmalıyız..
Bir miktar daha açılıma gidildi.
Fakat turizmciler bu açılımlardan pek hoşnut değil. Belli ki seyahati kolaylaştıracak, teşvik edecek ve sektöre motivasyon katacak daha çok açılım beklentileri var..
Hoş bunda da haklıdırlar.
Çift aşı veyahut çift PCR testleri ile karantinasız girişlerin başlamasını istiyorlar.
Çünkü mevcut şekliyle 2021 turizm beklentileri de hayal kırıklığı ile son bulacak.
Lakin bütün bunlar birer ikişer hayata geçirilirken, bir yandan da kışa kadar önümüzde 3 ay var.
Bu süre zarfında bütün imkanlarımızı zorlayarak aşı kampanyalarını yoğunlaştırmak suretiyle 18 yaş üstü insanlarımızın da dahil edileceği nüfusumuzun % 70’e yakın bir kısmını 3 ay içinde aşılamayı başarırsak sonbaharda muhtemelen olası bir 3.dalga yaşamayız.
Lakin bunu başaramaz ve aşılayamazsak 2. dalgadan daha da kötüsünü yaşayabiliriz.
Olay bu kadar yalın ve basit.
Yani aşı olan nüfusun %70 oranına ulaşmamız gerekiyor. Bunun için sadece Türkiye ve Güney Kıbrıs’tan gelecek hibe aşılarla başarmamız mümkün değil. O halde hükümetin hiç vakit kaybetmeden bu iki yol dışında aşı tedarikine kaynak yaratıp derhal alım yapması gerekmektedir. Bunun için de muhalefetten destek alabilir..
Aşı tedarikinin ticari olarak mümkün olabileceği konun uzmanları tarafından dillendirilmektedir..
Dolayısıyla hükümetin, muhalefetin buna odaklanması gerekiyor.
Zira bundan sonraki süreçte pandemi koşullarından en az etkilenmek için bunu yapmak durumundayız. Hem sağlık alanında ,hem ekonomik yaşamın idame ettirebilmesi için bunu yapmak zorundayız.. Hükümet muhalefetin de desteğinde aşı için borçlanma seçeneği dahil mutlak surette bir kaynak yaratmak için harekete geçmelidir. 2022 yılını da kaybetmemek adına bunu yapmak zorundayız.
Yaklaşık 1 yılı aşkın bir süredir pandemi ile mücadele ediyoruz. Artık bu konuda ilk günkü bilgisizliğimiz yok. Dolayısıyla hepimiz belli bir tecrübeye sahip olduk.. Bu tecrübelerin en önemlisi de pandemi ile mücadele etmenin bugünkü koşullarda en etkili yöntemi aşı olduğunu biliyoruz..
Aşı olmazsa bu süreç herkes için büyük tehlike oluşturur. Edindiğimiz bir diğer tecrübe de bu virüsün yazda kışa oranla daha az etkili olduğudur. Dolayısıyla yazın başında olmamız sebebiyle vaka sayılarında gözle görülür bir gerileme vardır. Bunda elbette hekimlerimizin, hemşirelerimizin ve diğer sağlık çalışanlarımızın da rolü çok büyüktür.
Lakin yazdan sonbahar ve kışa geçerken mutlak surette gerekli önlemleri almalıyız. Zira bu mevsimlerde söz konusu virüsün ortaya çıkma ihtimali oldukça yüksektir..
Bu nedenle nüfusun olmazsa olmaz oranı olan %70’e yakın bir çoğunluğunun aşılanması yaşamsal öneme haiz bir durumdur.
Zira eğer şu veyahut bu şekilde bunu başaramazsak, 2022 yılını da büyük oranda kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalacağız
