Orams kâbusu geri dönüyor!
Rumlar, KKTC’den taşınmaz mal satın alan yabancılara karşı Orams davasıyla girişim başlatılmayı planlıyor
HUKUK MÜCADELESİ BAŞLATILACAK
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin (Güney Kıbrıs Rum Yönetimi), Kıbrıs’ın kuzeyinde bulunan eski Kıbrıs Rum taşınmaz mallarını satın alan İsrail, Rusya, İran ve diğer yabancı ülke vatandaşlarına yönelik yeni bir hukuk mücadelesi başlatmaya hazırlandığı bildirildi. Fileleftheros gazetesi, Rum hükümetinin, Kuzey Kıbrıs’tan taşınmaz mal satın alan ve haklarında dava açılması sonrası söz konusu mülkü terk eden İngilizleri hatırlatarak, “Orams davası” olarak bilinen bu davanın, Kuzey Kıbrıs’ta 1974 öncesinde Rumlara ait olan taşınmaz malı veya üzerine inşa edilen evi alan diğer yabancı ülke vatandaşlarına karşı başlatılacak hukuk mücadelesinin temelini oluşturacağını aktardı.
“ENDİŞE VERİCİ BOYUTA ÇIKTI”
KKTC basınında çıkan haberler ve Rum makamların ellerindeki verilere bakıldığında, Kıbrıs’ın kuzeyindeki eski Kıbrıs Rum taşınmazlarının alınıp-satılmasının endişe verici boyutlara ulaştığının görüldüğünü vurgulayan gazete, Rum Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos’un Rum taşınmazlarının satışına ilişkin dosyayı incelemeye aldığını vurguladı. Haberde Yenidüzen gazetesinin bu satışlara ilişkin bir haberine de yer verilirken, Orams davasının ne şekilde kullanılacağı konusunda ise ayrıntıya yer verilmedi. Geçen hafta yayınlanan bir habere göre UBP-DP-YDP hükümeti Ocak 2021’den Ağustos 2023’e kadarki sürede “resmi olarak” 6 bin 958 yabancıya Kıbrıs’ın kuzeyinden taşınmaz mal satın alma hakkı verdi.
ORAMS DAVASI NEDİR?
Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı Meletis Apostolides’ın, 1974’te terk etmek zorunda kaldığı Lapta’daki evinin Britanyalı çift Linda ve David Orams tarafından alınması ve yeni bir villa inşa ettirmesiyle ilgili dava. 2004’te başlayıp farklı mahkemelerde 2009’a kadar süren dava Oramsların aleyhine sonuçlanmıştı. 2009’da Avrupa Toplulukları Adalet Divanı Oramsların inşa ettirdiği villanın yıkılması ve malın tazminatlarıyla birlikte Apostolides’e iade edilmesine karar vermişti. Bu karar KKTC inşaat sektörünü uzun süreli krize sokarken, benzer bir etkinin yeniden yaşanması ihtimali sektörün yeni kâbusu olmak üzere.
