EkonomiKıbrısManşetSiyaset

Ortak akıl şart

ar.  40 yılda hep birlikte yarattığımız bu bozuk  düzenin birer parçası olduk. Ve bu düzenin değişmesinden yana bir irade de ortaya koymadık. Hatta yılan kapıya gelmedikçe düzenin sürdürülmesi yönünde kalabalıklar oluştu ülkede. Şimdi ise artık o bana/bize dokunmayan yılan bin yaşasın diyenleri de o yılan yutmaya başladı.

Farkında mısınız  bilmem ama bir kesim insan işine, okuluna, evine, hastasına gidemeyecek duruma geldi.

Peki neden?

Sürekli artan akaryakıt fiyatlarından.

Oysa döviz kurlarının dalgalanması halkın benzin alamaması için bir neden olmamalı.

Kaldı ki bu sorun yeni bir sorun değil.

Bu durumu uzun süredir yaşıyoruz.

Kur dalgalanması diyerek orantısız bir fiyat artışı var akaryakıt üzerinde. Ve tabi ki bu sadece akaryakıt ile sınırlı kalmıyor.

Hayatın bütün alanlarına sirayet ediyor.

Ve fakat bu krizler göstere göstere gelirken ve halk bundan dolayı mağduriyet yaşarken

neden bu konuda kriz masaları kurulup çözümler aranmıyor?

Oysa ki bu kur dalgalanmalarının yansıtılmayacağı bir düzenleme yapmak mümkündür. Bilindiği üzere benzin denetimli bir üründür. Yani bunu siyasi irade ile denetlemek mümkündür.

Ve fakat bugün akaryakıt krizi global ölçekte kendini göstermektedir.

Yani bu sadece bize has bir sorun değildir.

Örneğin bir çok Avrupa ülkesinde de sürekli artan benzin kuyrukları var. Dolayısıyla bu aslında dünya genelinde bir sorun olduğunu gösteriyor. O halde bunun mağduriyetini en aza indirecek planlamalara gitmek gerekiyor. Toplu taşımaya ve şehir içinde acil olarak aktif ulaşım formatının  planlaması ve buna geçilmesi elzem bir ihtiyaç haline gelmiştir. Ayrıca elektrik (ve hidrojen) enerji altyapısı planlamaları yapılmalı araçlar için ve emisyonlar belli bir sürede ‘net sıfır’ yönüne geçirilmelidir. Bütün bunları planlarken hükümet ve muhalefet ortak akıl üzerinden ilerleme sağlamalıdır. Bu başarılmadığı sürece ileriye doğru bir adım atmak da mümkün olmayacak. Ve maalesef bugün geldiğimiz noktada şunu çok net görüyoruz ki, ülkede ortak bir hareket alanı yaratmaya ihtiyacımız var. Zira bugün oluşan düzende hepimizin payı var.  40 yılda hep birlikte yarattığımız bu bozuk  düzenin birer parçası olduk. Ve bu düzenin değişmesinden yana bir irade de ortaya koymadık. Hatta yılan kapıya gelmedikçe düzenin sürdürülmesi yönünde kalabalıklar oluştu ülkede. Şimdi ise artık o bana/bize dokunmayan yılan bin yaşasın diyenleri de o yılan yutmaya başladı..

Diğer Haberler

Başa dön tuşu