Ortaya çıkan yaygın iki görüş

Geçirdiğimiz seçimlerde alınan  sonuçlar üzerine yaygın olarak 2 görüş öne çıkıyor.

Birincisi; halkın büyük ve de büyük çoğunluğu, adaletsizlik, hukuksuzluk, eğitimin kalitesizliği, sağlık hizmetlerinin noksanlığı, elektriksiz kalma, petrol kıtlığı, aşırı artan mal ve servis hizmetleri, ayrıca da uluslararası hukukun olmayışından son derece memnundur görüşü var.

Bir diğer görüş ise halkın aslında memnun olmadığı lakin esas sorunun muhalefet partilerinin hiçbirinin de bu sıkıntılara çözüm üretebileceğine ilişkin bir ümit veya güven vermemesi olarak gösteriliyor.

Buradan iki görüş üzerinden konuya bakacak olursak gördüğümüz şey aslında herkesin  artık geminin karaya vurduğunun farkında olmasıdır. Ve fakat buna rağmen oy kullanan nüfusun büyük oranda “hiç değilse bize en fazla kişisel menfaat sağlayabilecek partiyi seçelim” düşüncesiyle hareket ettiğini görebiliyoruz.

Ekonominin daraldıkça dibe vurduğu, halkın gerçek anlamda çok büyük oranda alım gücünü yitirdiği ve sefalete sürüklendiği bir süreçte olmamıza karşın bunun sandıklara yansımamış olması aslında siyaset kurumunun da ülkenin ekonomik durumuna paralel dibin dibini gördüğünü söylemek mümkündür. Ortaya çıkan aritmetikte de görüleceği üzere seçime çeşitli partilerden girmiş olan birçok değerli ve donanımlı  insan halk tarafından kabul görmedi.

Bu yaman çelişki ile şunu anlıyoruz ki, bizim ülkemizde bilgi, eğitim ve vizyon karşılık bulmuyor. Bunu çok net olarak görebiliyoruz. Nitekim 50 sandalye sayısına sahip Cumhuriyet Meclisine 19 yeni vekil katılırken 31 vekil ise sandalyesinden hiç kalkmamış oldu..  Lakin bütün bunların yanında seçime dair pozitif bir yönü de görmezden gelemeyiz. Peki nedir o?

Parti değiştiren vekillerin geçmiş oldukları parti tarafından meclis dışına çıkarılmaları oldu. Bu bana göre seçimin en olumlu yönü oldu.