KıbrısManşet

Ötekinin de mi düşmanıyız?

Eğer ki insan haklarına inanıyorsak; bu dünyadaki en can alıcı sorun olan göç ve mültecilik üzerine hepimizin kafa yorması gerekir

‘Ortadoğu’dan göçen mülteciler… Onların yaşadığı dram, acı ve kahroluş…

Eğer gündemden bihaber değilseniz, Libya, Irak ve Ortadoğu’nun diğer bölgelerinden ama ağırlıklı olarak Suriye’den kendilerini kabul edecek herhangi bir ülkeye göç eden binlerce insanı konu alan mülteci krizini bilirsiniz…  Kimi ülke ve yardımsever insan bu insanlara kucak açıyor, kimileri “ ölmeyi hak ediyor” ediyor…
Ve ne acıdır ki, bu topraklarda da bu düşünceye hakim birileri var…

Onların yolda yaşadıkları açlıklar, ölümler, geride bıraktıkları sevenleri, cenazeleri ve sahip oldukları güzel şeyleri mecburen bırakıp bu yollardan kaçmayı tercih ettiklerini göremeyenler var… Suda can veren ve cesetleri kıyıya vuran birçok mülteciyi… Dünyanın her yerinden göç etmek zorunda kalan ve mülteci konumunda bulunan milyonlarca kadın ve çocuğu… Devletlerin kirli pazarlıklarının konusu olmak zorunda bırakılan, dünyanın dört bir yanında ırkçıların yoğun saldırılarına maruz kalan, savaşlarda katliamlara tanık olan mültecileri… Tutuklanan ve yıllarını hapishanede yitiren soydaşları görmezden gelenler…

Ülkelerini zulüm korkusu nedeniyle terk eden bu insanlar hemen her gün aynı sıkıntılarla cebelleşip, yaşam mücadelesi veriyor. Hayatın kıyısında olmak umutlarını yenmiyor. İnsan tacirlerinin nezaretinde her riski göze alıp insanca bir yaşam için denize açılıyorlar… Onlar dünyadaki eşitsizliğin, dengesizliğin ve insan haklarına tahammülsüzlüğün en keskin yansımaları belki de… Bu insanlar, mültecilere, göçmenlere yönelik uygulamaların insanca olmamasından ötürü ölümü göze alarak denize açılıyor. Peki, kaçımız bu insanları merak edip; neden ölümü göze alarak bu yola çıktıklarını araştırıyor? Ve en önemlisi kaçımız mültecilerin sesine kulak veriyor? Sorunu anlamak ve mültecilerin sesine kulak vermek için çok uzaklara bakmak, siyaset ve ekonomi konularında uzman olmak gerekmiyor. Bu insanların yaşamlarını, ülkelerinden kaçmalarına sebep olan olayları öğrenmek pek zor değil. Eğer ki insan haklarına inanıyorsak; bu dünyadaki en can alıcı sorun olan göç ve mültecilik üzerine hepimizin kafa yorması gerekir.

Her gün yıkımlar, ölümler, kayıplar, tecavüzler, yerinden yurdundan edilen on binlerce insan ve kıtlık, kötü muamele, suikast, soykırımlar, ve kendi memleketinde yaşarken mülteci olma… Renkleri, dilleri,  etnik kökenleri başka olabilir ama unutmayalım ki onlar da insan ve hepimiz, haklarda ve onurda eşitiz…

Lütfen ufacık empati yapalım… Bu insanları iyi anlayalım…

Yunus Emre’nin şiirinde geçen bir söz gibi…

“Sevelim, sevilelim bu dünya kimseye kalmaz.”

Diğer Haberler

Başa dön tuşu