KıbrısManşetSiyaset

Oyun değişti: Eskiye dönüş, mümkün olmayacak!

Cenevre’deki 5+1’lik gayrı resmi konferansta “ortak zemin” bulunamadı ama artık “ortak bir tartışma konumuz” var: Kıbrıs sorununun çözüm parametreleri ne olacak?

Bu konuya açık-seçik yanıt vermek zor. Kafalar karışık… Kafa karışıklığını gizlemek için en iyi yol, eski ezberleri tekrar etmek olsa bile artık onlar da bir işe yaramayacak!

“Kafasıkarışık” olmayı kimse sevmiyor ama kafa karışıklığı kötü değil, iyi birşeydir. Zor olan bunu kabullenmek ve yeni gelişmeleri önyargısız olarak anlamaya çalışmaktır.

Kıbrıs sorununa hangi temelde çözüm bulabiliriz? Bundan böyle bu soru, biraz daha fazla gündemde olacak. Karışık kafalarımızı netleştirmek için daha çok çaba ve dikkat harcamak gerekecek.

ARAMA BİTMEDİ

Herkes biliyordu ki, Cenevre’de 27-29 Nisan tarihlerinde toplanan gayrı resmi konferans, bir arama konferansıydı. Rum tarafı bunu bildiği halde, eski çözüm parametreleri dışında kalan görüşlerin ortaya konmasını engellemeye ve eski parametreleri betonlaştırmaya çalıştı.

Başarılı olamadı. Türk tarafı, Kıbrıs sorununa “egemen eşitlik temelli yeni bir çözüm süreci” başlatılmasını öngören altı maddelik önerisini masaya koydu, tartıştırdı ve yeni bir süreç başlattı. Konferans, bu tartışmanın 2-3 ay sürecek istişarelerle devam ettirilmesi ve sonuçta yeniden toplanma kararı ile dağıldı. Belli ki bu tartışma devam edecek, taraflar görüş alış-verişinde bulunacak ve belki de ortaya bambaşka bir şey çıkacak.

BM Genel Sekreteri ile masada bulunan BM Güvenlik Konseyi Üyesi İngiltere’nin bu arayışın tarafı taraftarı oldukları da inkar edilemez. Genel Sekreter, konferans sonrasındaki basın toplantısında, masaya yeni fikirler sunulması ile ilgili bir soruya konferansın “gayrı resmi” niteliğine ve her türlü fikirin masaya konulabileceğine dikkat çekerek yanıt verdi. “Yeni fikirler aramak” veya Türk tarafının parametreleri değiştirmek çabası da böylece meşrulaştırılmış oluyor.

İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab ise, Cenevre toplantısına iki farklı öneri sunarak “yeni parametre arayışına” katıldı. Önerilerden biri merkezi zayıf bir federasyon kurulmasını; diğeri ise tarafların birbirlerinin varlıklarını tanımalarını içeriyor. Bu önerileri de yeni arayışın bir parçası saymak ve yeni parametre arayışının gündemdeki yerini sağlamlaştırdığını söylemek mümkündür.

YENİ KATILIMLAR OLACAK

Yeni bir süreç başladı denebilir… Bu sürece yeni katılımlar da olacaktır. Rum tarafı Avrupa Birliği’ni devreye sokmaya çalışacak. Haziran ayındaki Avrupa Birliği Konseyi toplantısı bu amaçla kullanılacak.

Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye ile ilişkileri bağlamında Kıbrıs sorununa müdahil olacaktır. BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri olarak Rusya, Fransa ve Çin’in, Türkiye’nin bölgedeki etki alanını genişletmesine seyirci kalmaları beklenemez. Onların da söyleyecek sözü olacaktır.

Oyunun nasıl gelişeceği hakkında fikir ileri sürebilmek için biraz daha beklemek ve esas oyuncuların tavrını izlemek gerekecek.

PAZARLIK BAŞLADI İŞTE!

Ama Türk tarafının istediği tam da bu değil miydi zaten?

Eski parametrelerle yeni bir müzakere süreci başlatmamak; oyuna yeni aktörlerin girmesini sağlamak ve bölgesel sorunları bir bütün halinde çözmeyi zorlamak.

Genel Sekreter, Kıbrıs sorununu ele almak için başka bir yol keşfetmek için çalışırken yeni pazarlıklar olacak; Doğu Akdeniz’deki paylaşım veya bölgesel güç olma iddiaları sürekli tartışılır hale gelecek.

Kıbrıs sorunu, Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk kamuoyları için “değeri tükenmeyen siyasi bir oyun” olarak düşünülebilir. Bazı siyasi aktörler, özellikle de Kuzey Kıbrıs’takiler, oyundan düşmemek için eski söylemlerini devam ettirmeye çalışıyorlar.

Bu söylemler, Kıbrıs sorununun içinde bulunduğu aşamayı anlamanıza yardımcı oluyor mu?

Benim kafam karmakarışık…  Anladığım tek şey var: Bu oyun, artık eskisi gibi oynanmayacak!

Diğer Haberler

Başa dön tuşu