GenelKıbrısManşetSiyaset

Özersay: Eskiden ihale esas, doğrudan alım istisna iken şimdi tam tersi oldu 

Halkın Partisi (HP) Milletvekili Kudret Özersay, azınlık hükümetinin seçim hükümeti olarak kurulduğunu ancak memleketi seçime götürmek için değil UBP ve YDP’nin parti kurultayını yapmak için hareket ettiğini belirterek, menfaat meselelerinden dolayı meclis kapanırken hükümetin nisap sağlayamadığını, yeni dönemde de yine benzer bir durumun yaşanmasının muhtemel olduğunu belirtti. 

Halkın Partisi (HP) Milletvekili Kudret Özersay, azınlık hükümetinin seçim hükümeti olarak kurulduğunu ancak memleketi seçime götürmek için değil UBP ve YDP’nin parti kurultayını yapmak için hareket ettiğini belirterek, menfaat meselelerinden dolayı meclis kapanırken hükümetin nisap sağlayamadığını, yeni dönemde de yine benzer bir durumun yaşanmasının muhtemel olduğunu belirtti. 

Azınlık hükümetindeki partilere, “Meclisi açamazsanız hükümet değilsiniz” diyen Özersay, alınan güvenoyunu muhafaza edemiyorlar demektir. Meclisi açamazlarsa demek ki daha önce menfaatlerden dolayı bir araya gelmişlerdir. Menfaatlerden dolayı açılacaksa yine hükümet yoktur demektir” diye konuştu. 

‘Elektriği ucuzlatacağız’ diyenlerin bir yıl içinde kurumu dizlerinin üzerine çökerttiğini ifade eden Özersay, “Eskiden ihale esas, doğrudan alım istisna iken şimdi tam tersi oldu” dedi. 

“Ne söylediler ne yaptılar?” 

KIB-TEK’te yaşanan gelişmeleri değerlendiren Özersay, “HP, hükümet ve Enerji Bakanlığı üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu. ‘Elektriği ucuzlatacağız’ diyenler, bir yıl içinde kurumu dizlerinin üzerine çökerttiler. Eskiden ihale esas, doğrudan alım istisna iken şimdi tam tersi oldu. Kurumu daha da borçlandırdılar. Rum’dan elektrik alır duruma geldiler ve AKSA’ya daha bağımlı oldular” diye konuştu. 

“Spot alıma güvenmiyorum” 

Doğrudan alım ile KIB-TEK’e kirli yakıt alındığını ve denetim yapılmadan kullanıldığını anlatan Özersay, “Verdiği zarara rağmen, halen bu yakıyı getirenlere ceza kesilmedi. Halen ihale ile yakıt getirmek istemiyorlar. Spot alım yapmak istiyorlar, bu alım şekli, denizde hareket halindeki tankerden yakıtın alınmasıdır, ancak yakıtın niteliği belli değildir. Bu yakıt, 200 dolara alınabilir ve bize ‘250 dolara alındı’ denilebilir. İstismara açıktır, ben de bunlara güvenmiyorum” dedi. 

“Arıklı, verdiği sözlerin altında kaldı” 

Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı’nın piyasayı, elektriği ve tüp gazı ucuzlatacak diye göreve geldiğine işaret eden Özersay, “Arıklı, ‘piyasayı ucuzlatacağım’ dedi ancak verdiği sözlerin altında kaldı. YDP olarak UBP’den önce ülkeye kurultay krizi yaşattılar, ardından karpuz gibi bölündüler. YDP’ye devletin bütçesinin büyük bir kısmını oluşturan kurumu teslim ettiler ancak onlar yüzüne gözüne bulaştırdı. Başbakan Ersan Saner de doğrudan akaryakıt alımından rahatsız olduğunu söylüyor. Saner rahatsız ise neden doğrudan alımlar için imza attı, Bakanlar kurulu kararı çıkardı? Esas sorumluluk hükümette ve başbakandadır” ifadelerini kullandı. 

“Meclisi açamazsanız hükümet değilsiniz” 

Azınlık hükümetinin seçim hükümeti olarak kurulduğunu ancak memleketi seçime götürmek için değil parti kurultayını yapmak için hareket ettiğini anlatan Özersay, “Meclisi açamazsanız hükümet değilsiniz. Alınan güvenoyunu muhafaza edemiyorlar demektir. Meclisi açamazlarsa demek ki daha önce menfaatlerden dolayı bir araya gelmişlerdir. Menfaatlerden dolayı açılacaksa yine hükümet yoktur demektir” dedi. 

“Ayrımcılığa ve ötekileştirmeye dayanan siyaset bu ülkede prim yapmaz” 

Son dönemde hükümet üyelerinin yapılan açıklamalarda kullandıkları üsluba değinen ve Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı’nın köylerde “Türkiye kökenli olduğu için önünün kesilmeye çalışıldığını” söylemesini değerlendiren Özersay, “Ayrımcılığa ve ötekileştirmeye dayanan siyaset bu ülkede prim yapmaz. Arıklı, kötü yönetti ve beceremedi. Partisi içinde de sıkıntıları var. Bu tartışlara girmek de kendisine hizmet etmektir, bu nedenle daha fazla yorum yapmayacağım” şeklinde konuştu. 

“Adapass skandalının üzerine gittim” 

Adapass skandalından bahseden Özersay, “Adapass ile ilgili yolsuzluk yapıldı. ‘İki kişi tutuklandı bir kişi mahkemeye çıkarıldı, yalnızca bu kadar mı?’ diye açıklama yapmasaydım soruşturmanın seyri bu noktalara gelmeyebilirdi. PCR yolsuzluğunda da medya olayın üzerine gitmişti. Muhalefet ve medya sorunların üzerine giderse önlerinde kimse durduramaz” ifadelerini kullandı. 

“Özgürgün, ülkeye dokunulmazlık zırhını giymeden gelmek istemiyor” 

Yurt dışında yaşayan ve iki yıldır meclise gelmeyen milletvekili Hüseyin Özgürgün ile ilgili son günlerde yaşanan gelişmelerden bahseden Özersay, “Ülkeye dokunulmazlık zırhını giymeden gelmek istemiyor. Birilerinin hukuktaki boşluktan yararlanıp avantajlı bir yere gelmesini istemem. Savcılığın suç unsuru bulması nedeniyle konu mahkemeye taşındı. Kimseyle kişisel bir kavgamız yoktur. Eğer suçsuz ise mahkemeye gider suçsuzluğunu ispat eder. Başbakanlık yapan biri ‘ben mahkemeye gitmem, ifade vermem’ derse demek ki mahkemelere güveni yoktur” dedi. 

“Özgürgün’ün milletvekilliğini düşürmeyenler hatırlansın” 

Bir izleyicinin meclise gelmeyen Özgürgün’ün halen maaşını alıyor olmasıyla ilgili gelen eleştirisini yanıtlayan Özersay, “Hüseyin Özgürgün’ün milletvekilliği düşsün diye elini kaldırmayan UBP, DP ve YDP’den dolayı maaş almaya devam ediyor. Bu nedenle oy verecek olanlar bunları hatırlasın” diye konuştu. 

“HP’yi çarmıha germek yanlıştır” 

Bir izleyicinin HP’nin dörtlü hükümetten çekilmesini eleştirmesi üzerine Özersay, “Biz sadece kendimize karşı sorumlu değiliz. Serdar Denktaş yüzünden hükümeti bozduk. Koalisyon ortağım kendi oğluna çıkar sağlayamaz. Halka verdiği sözü tutan HP’yi çarmıha germek yanlıştır. Bizi daha önce ‘UBP’nin başındaki kişi şaibelidir, bu nedenle hükümet kurmadık’ diye takdirle karşılayanlar bizi hükümeti bozduk diye de eleştirmesin” dedi. 

“Sonuçlanmamış bir dava ile ilgili Cumhurbaşkanının açıklama yapması yanlıştır” 

Milletvekili Aytaç Çaluda’nın devam eden davasıyla ilgili Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yaptığı açıklamalara da değinen Özersay, “Sonuçlanmamış bir dava ile ilgili Cumhurbaşkanının açıklama yapıp, ‘Çaluda’nun suçsuzluğu kanıtlandı’ gibi sözler söylemesi yanlıştır ve suç işlemiş sayılır. Bunlar zamansız ve talihsiz açıklamalardır. Yarın savcılık dava okursa ayrı bir süreç olacak” ifadelerini kullandı. 

Diğer Haberler

Başa dön tuşu