Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, açıklanan ekonomik paketi değerlendirdi.
HP’den yapılan açıklamaya göre, bir televizyon programında yorumlarını paylaşan Özersay, “Ekonomik paket olarak açıklanan şeyin en başta felsefesi sıkıntılıdır. HP olarak son bir aydır yaptığımız açıklamalarda belirttiğimiz gibi olayın felsefesinin daha farklı kurgulanmalıdır. Kime ne kadar artış verileceği, ne kadar hayat pahalılığı verileceği ya da asgari ücretin ne olacağından ziyade odaklanılması gereken konu hayatın pahalılaşmasını önlemek olmalıdır. Çünkü alım gücü hızla eriyor. Dolayısıyla maaşta artış da yapılsa, insanlara kredi de kullandırtılsa hayat pahalılığı hızla devam ettiği sürece insanların alım gücü erimeye ve kişiler fakirleşmeye devam edecek demektir. Bunu engelleme üzerine yoğunlaşmak gerekirdi. Zamları ve pahalılığı dizginleme üzerine bir siyaset düşünülmeliydi” ifadesini kullandı.
“Vergi ve fonlar üzerinden indirim yapılmalı, raflara yansıması denetlenmeli”
Ekonomik paketin açıklandığı basın toplantısında, serbest piyasa olması nedeniyle fiyatlara dair herhangi bir şey yapılmayacağının söylendiğini hatırlatan Özersay, “Seçim öncesinden itibaren birçok kez söyledik; yurtdışından gelen ürünlerde devletin, maliyenin bir süreliğine fonları sıfırlaması, vergileri bir miktar aşağı çekmesi, vergi hesaplama yöntemini değiştirmesi gerekir. Çıplak fiyat üzerinden vergi ve gümrük almak yerine taşıma maliyetini de üzerine ekleyip onların üzerinden vergi ve gümrük alma yoluna gidiyorlar. Fonlar ve vergi üzerinden indirimler yaparak bunun piyasaya ve raflara yansımasını denetleme üzerine adımları atılmalıydı. Maaşların artması bu noktada çok bir şey ifade etmiyor. Raflardaki pahalılığı önleyemiyorsanız bu artışın da bir anlamı yok” dedi.
“Açıklanan paket, zaten borçlu olan esnafı, üreticiyi yeniden borçlandırma üzerine kurulu”
Üreticileri çökme noktasına getiren konularda da bir adım atılmadığına dikkat çeken HP Genel Başkanı, sebze-meyve üreticilerini ilgilendiren su, gübre ve elektrik fiyatlarında ciddi artışlar olduğunu, girdi maliyetlerindeki artışın sofraya daha pahalı ürünler olarak yansıdığını belirtti.
Özersay sözlerine şöyle devam etti:
“Üreticilere girdi maliyeti konusunda bir destek verilmesini bekledik ancak olmadığını gördük. Açıklanan paket insanları borçlandırma üzerine kurulu. Pandemi dönemi ve ertesinde açıklanan paketlerle insanlar zaten borçlandı. Borçlu olan insanın tekrar borçlanması artık batağa sürüklenmesi olur. Esnafın, üreticilerin yeniden borçlanacak gücü kalmadı.”
“İnsanlara bayramlık veya cep harçlığı vermek yerine alım gücünü artıracak önlemler alınmalıydı”
Özersay pakette yer alan gençlere ve kadınlara yönelik kredilere ve engelli ile sosyal yardım alan vatandaşlara verilecek 2 bin ve 1100 TL’lik yardıma ilişkin de eleştiride bulundu.
Özersay, “Gençlere ve kadınlara yönelik kredi verileceğinden söz ediliyor. Verilecek kredi tutarı olan 150 bin TL’nin döviz olarak karşılığına baktığınızda yeni bir yatırım yapmak, var olan yatırımı büyütmek, işletmenin temel bir sorununu çözmek anlamında karşılığı olan bir rakam olmadığını görmek zor değil. Rakamlar yetersizdir. İşletmeler açısından kredi olarak önerdikleri rakam hem borçlanma hem de yetersiz olması anlamında sıkıntılıdır. Paketin içinde yer alan bir diğer nokta da insanlara bir çeşit cep harçlığı verilecek olması. Engelli veya sosyal yardım alan vatandaşlara bir kereye mahsus olmak üzere bin TL vermek demek hiçbir şey yapmamak demektir. Bin TL neye karşılık geliyor? Gayrimeşru hükümetin bakanları iki bin TL’yle ne alınabileceğini biliyor mu? Neyi iyileştirecek, neyi düzeltecek bu rakam? Önemli olan kalıcı olarak insanların alım gücünü artırmaktır. Asgari ücretin bile altında maaş alan kişilere cep harçlığı ya da bayramlık gibi bir destek olmamalıydı.” şeklinde konuştu.