KıbrısManşetSiyasetToplum

Özkunt: “Reynar’ın adaylığının düşürülmesi toplumun adalet duygusunu yaraladı”

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkan Yardımcısı Nevzat Özkunt, 25 Haziran Ara Seçimlerinde aday gösterdikleri Kıdemli eski Yargıç Tacan Reynar’ın adaylığının düşürülmesinin toplumun adalet duygusunu yaraladığını söyleyerek, “Bir karar eğer kamu vicdanını sızlatıyorsa; o karar adil değildir” dedi

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkan Yardımcısı Nevzat Özkunt, 25 Haziran Ara Seçimlerinde aday gösterdikleri Kıdemli eski Yargıç Tacan Reynar’ın adaylığının düşürülmesinin toplumun adalet duygusunu yaraladığını söyleyerek, “Bir karar eğer kamu vicdanını sızlatıyorsa; o karar adil değildir” dedi.

TDP’den yapılan yazılı açıklamaya göre, Genç TV’de programa katılan Özkunt, 23 Ocak’ta yapılan genel seçimlerden sonra TDP yönetiminde bir değişim yaşandığını hatırlatarak, o günden sonra aktif siyasette olmayan ancak ülke için ciddi potansiyel oluşturan donanımlı kişileri hem kadrolarına eklemek hem de siyasete kazandırmak yönünde çalışmaları olduğunu söyledi.

Özkunt, “Bu çerçevede ara seçimlerde Sayın Tacan Reynar’ın adaylığı gündeme gelmişti. Sayın Reynar’ın partimize üye olmasıyla değişik çevrelerden çok olumlu tepkiler aldık. Açıkçası kazanma ihtimali olan bir adaydı. Reynar toplumda ciddi bir sahiplenme gördü ve birçok kesimden hem partimize,hem Sayın Reynar’a yönelik ciddi yönelimler olmaya başladı” dedi.

“Adalet eğer kamu vicdanını sızlatıyorsa; o karar adil değildir”

Bu süreçte kötü bir sürpriz yaşandığını, İlçe Seçim Kurulu’ndaki üç Yargıcın Reynar’ın adaylığını oy birliği ile onayladığını, ancak beş yargıçtan oluşa Yüksek Seçim Kurulu’nun dört yargıcının kararıyla seçilebilme yeterliliğinin elinden alındığını belirten Özkunt, burada Reynar’ın ikametgâh durumuna ilişkin yasanın farklı yorumlandığını savundu.

Özkunt, “Bu konu toplumdaki adalet duygusunda ciddi yaralar açılmıştır. Bir karar eğer kamu vicdanını sızlatıyorsa; o karar adil değildir. Bunu üzüntüyle karşıladık” ifadelerini kullandı.

“TDP toplum iradesinin sandığa yansıtılmasını arzulamaktadır”

Kamuoyunda TDP’nin ara seçimlerde nasıl bir tavır alacağına dair beklentiler olduğunu kaydeden Özkunt, toplumun büyük desteğini alan Reynar’dan sonra oluşan boşluğun nasıl doldurulacağına, toplum iradesinin nasıl yansıyacağına dair farklı tepkilerin olduğunu belirtti.

Özkunt, “Dolayısıyla TDP tabanını ve Tacan Reynar’a oy vermek isteyenlerin oluşturduğu bu potansiyel; mutlaka statüko ve rejim karşıtı bir tavır belirleyecektir. İşte TDP,bu iradenin sandığa yansımasını ve insanlarımızın mutlaka sandığa gitmesini talep etmektedir.” dedi.

“Piyasa tamamen denetimsiz ve başıboş şekildedir”

TL’deki değer kaybı ve döviz kurlarındaki aşırı yükselme hakkında da konuşan Özkunt, piyasanın tamamen denetimsiz ve başıboş olduğunu savunarak, fırsatçılık yaratacak şekilde özellikle temel ürünlere uygulanan fahiş zamların yapıldığını ve bunun da ev ekonomisine yüzde yüzleri aşan bir enflasyon olarak yansıdığını dile getirdi.

“Ciddi bir fakirleşme yaşanmaktadır” diyen Özkunt, Türkiye’deki seçim sonrası döviz kuru artışının beklendiği gibi gerçekleşmekte olduğunu, TC Merkez Bankası’ndaki rezervlerin erimesi pahasına döviz kurunun seçim öncesinde baskı altında tutulduğunu, 31 Aralık itibariyle 18.76 TL olan dolar kurunun beş ay içerisinde 20.40 TL’ye yükseldiğini ve bu artışın da yüzde 8.5’e denk geldiğini savundu.

“Türkiye’de değişen ekonomi yönetiminin rasyonel bir ekonomi politikası uygulaması gerekiyor”

31 Mayıs’tan sonraki iki haftalık süreç içerisinde ise beş aydır baskı altında tutulan dolar kurunun yüzde 25 oranında arttığına işaret eden Özkunt, döviz kurunun Kıbrıslı Türk idareciler tarafından belirlenemeyeceğini ve bu sürecin Kıbrıslı Türkler tarafından yönetilemeyeceğini kaydederek, bu yeni süreçte Türkiye’de değişen ekonomi yönetiminin ve Merkez Bankası Başkanı’nın rasyonel bir ekonomi uygulaması gerektiğini söyledi.

Özkunt, “Umut ederiz ki hiç de akılcı olmayan bu faiz ve kur politikası bu şekilde devam etmez. Burada yapılanlara gelince; geçenlerde hükümetten yapılan açıklamaya göre kurlara yönelik bir komite oluşturulacağı ve bazı ürünlerde KDV’lerde sıfırlamaya gidileceği söylenilmişti. Bu aslında çok önceden yapılması gereken bir konuydu. Özellikle temel ürünlerde gümrüklerin, fonların ve KDV’nin sıfırlanması ve piyasada etkin denetimin sağlanması gerekirdi. Bugüne kadar bu konuda hiçbir şey yapılmadı, bugünden sonra ne yapılacağını izliyor ve bekliyoruz” dedi.

“Asgari ücretin de mutlaka hayat pahalılığı oranında artması gerekiyor”

KKTC’de de yapılabilecek şeyler ve alınabilecek önlemler olduğunu belirten Özkunt, sosyal sigorta ve kamu emeklileri ile kamu maaşlarının altı ayda bir hayat pahalılığı oranında artarken, asgari ücretin ise garabet bir sistem kurularak Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ndaki üyelerin iki dudağı arasında belirlendiğini kaydetti.

Özkunt, “Asgari ücretin de mutlaka hayat pahalılığı oranında artması gerekiyor. Hükümetin bunun için bir enflasyon muhasebesi uygulamasına geçmesi gerekir. Bu kurulmadığı için, mesela mart ayında imzalanan ve kamuoyuna daha yeni açıklanan İktisadi ve Mali İş Birliği Protokolü’nde belirtilen 9 buçuk milyar TL, aradan geçen zamanda kurda neredeyse yüzde 30’luk bir artış olmasına rağmen hala daha 9 buçuk milyar TL üzerinden değerlendiriliyor. Rakamlar TL olarak sabitlendiği için döviz kuru artışı ve enflasyon karşısında eriyor ve ilave kaynak ihtiyacı doğuyor. Hükümetin bu enflasyon ve kur farkını Türkiye yöneticileriyle yapılan görüşmelerde mutlaka gündeme getirmesi gerekiyor” diye konuştu.

“Bu, bu ülkede olacak bir şey mi? Siz kime özeniyorsunuz?”

Cumhurbaşkanlığı’na giremeyen gazeteci Serhat İncirli konusuna da değinen Özkunt, Kıbrıslı Türklerin son derece özgür, düşünce ve ifade özgürlüğüne sahip, demokrasiye inanan ve toplumun neredeyse tüm siyasi kesimlerinin kendi arasında son derece medeni ve barışçıl bir ortamda tartıştığı, siyasi rakiplerin gündüz tartışırken gece birlikte meyhaneye gittiği bir ülkede yaşadıklarını kaydetti.

Özkunt, “Bu, bu ülkede olacak bir şey mi? Siz kime özeniyorsunuz? Ülkemizdeki demokrasiye, ifade özgürlüğüne, özgür basına sonuna kadar sahip çıkacağız. Serhat İncirli’ye yapılan bu hareketi kınıyorum” ifadelerini kullandı.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu