Piyasada aşırı fiyat artışının önüne geçecek argümanlar üzerinde çalışma yapılmalıdır.
Temel gıda ve tüketim maddelerinde fonları mı düşürürsünüz, piyasayı çok daha etkin bir çalışma yaparak mı denetlersiniz bilmem. Ve fakat sıkıntı büyük.
Dolayısıyla halkın alım gücünü iyileştirmeye çalışırken, aynı paralellik içinde piyasayı ucuzlatacak girişimler yapılmalıdır.
Tabii ki lafta değil.
Somut elle tutulan gözle görülen yansımaları olmalıdır hane halkına bu çalışmaların. Bugün Kuzey Kıbrıs’ta para politikalarını belirleyen biz değiliz. Haliyle TL kullanımından ötürü yaşanan mağduriyetin de telafisi yok.
Dolayısıyla piyasada oluşan haklı endişe ile tüccarın kendini garantiye almaya yönelmesi sonrası fatura halka kesilmektedir. Bugün aldığınız bir ürünü birkaç gün sonra eder fiyatının çok üstünde almak zorunda kalışımız da maalesef bundandır. Oysa burada piyasayı ucuzlatmak devletin politikasında esas amaç olmalıdır. Nitekim ülkedeki realite üzerinden ilerleyeceksek, satın alma gücünü yitiren bir çoğunluk var.
Bu çoğunluğun geçim sorunu büyürken, yaşam kalitesi de gözle görülür şekilde düştükçe düşüyor. İnsanlar çocuklarının temel gıda ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz duruma geldi. Okulların açılmasına ise az bir süre kaldı. Okul kıyafeti, defter, kitap kırtasiye ihtiyaçları derken korkunç rakamlar ortaya çıkacak. Özel ders giderleri daha hesapta yok. Dolayısıyla gelmekte olan Eylül ayı aileler için büyük masrafların ortaya çıkacağı bir dönem olacak. Bütün bunları göz önüne alarak hem temel gıdada hem okul malzemeleri bütününde devletin tedbirler üretmesi bir ihtiyaç halini almıştır.
