KıbrısManşetSiyasetYaşam

Popülarite için bunu yapmayın

Öldürülen kişilerin isimlerinin bir ehemmiyeti yok. Zira ölenler her şeyden önce insandı...

Güzel ülkemde iki insan kalleş bir pusu kurularak hunharca öldürüldü.

Öldürülen kişilerin isimlerinin bir ehemmiyeti yok. Zira ölenler her şeyden önce insandı.

Ve hiçbir insan böyle bir ölümü asla hak etmez. KKTC Polis Teşkilatı bünyesinde görevli uzman ekipler TC Emniyeti ile koordineli olarak çok sıkı ve çok yönlü bir soruşturma yürütüyor. Saat ve saat olayla ilgili yeni bulgulara ulaşılıyor, yeni tutuklamalar gerçekleştiriliyor.  Bu cinayetlerin aydınlatılması için  ilgili merciler tarafından  büyük bir çaba harcanıyor. Cinayetlerin işlendiği günden sonra gerek Türkiye’deki gazeteciler, gerekse ülkemizde ki bazı gazeteci, yazar, çizer hatta bazı akademisyenler maalesef  bu korkunç olayı popülaritelerini artırmak için kullandıklarını üzülerek görüyoruz.

Elbette bilgi anlamında haber paylaşmak olması gerekendir gazeteciler açısından ki bunda bir anormallik yok. Ve fakat konu hakkında somut dayanak olmadan bir uzman ya da bilirkişi edasıyla masal anlatır gibi merhum Falyalı hakkında somut gerçeklik içermeyen yorumlarda ve iddialarda bulunmak doğru bir yaklaşım değildir. Maalesef bunu görüyoruz günlerdir Kıbrıs Türk medyasında.. Şunu belirtmek isterim ki adeta bir film senaryosu tadında anlatılan iddialar ilgili merciler tarafından elbette araştırılmalı. Fakat şu an için iddiadan öteye gidemeyen bir anlatımla bunları dillendirmek doğru değildir. Kaldı ki bugün ortada ülkemizde işlenmiş iki cinayet vardır. Yolun ortasında pusuya düşürülerek ağır ve uzun namlulu silahların kullanıldığı cinayetler işlenmiştir. öncesinde de yine ateşli silahla yapılmış bir yaralama olayı vardır.

Bu olaylar toplum olarak hepimizi derinden sarsmıştır. Lakin son vuku bulan cinayet olayında unutulmaması gereken ülkemizde can ve mal güvenliğini tehdit eden böylesi bir eylemin sonucunda 2 insan hayatını kaybetmiştir ve bu  insanların da aileleri vardır.  Çocukları eşleri, anne baba, kardeşleri vardır. Bu merhumların kendilerini seven sayan dostları vardır. Dolayısıyla somut bir dayanağa ulaşmadan sırf yorum yapmak adına gerek Türkiye medyasında, gerekse ülkemizde yayınlanan programlarda yapılan yakıştırmalar son derece yersiz ve absürt kaçıyor.

Hepimiz de çok çok iyi biliyoruz ki ülkemiz sadece bunlardan ibaret değil. Dünyada turizm açısından sayılı coğrafyalar arasındayız ve tarihi dokumuz da tartışmasız en önemli etkenlerden biridir. Kim ne derse desin yükseköğretimde bugün üniversitelerimiz yüzlerce yabancı öğrenciye ev sahipliği yapıyor. İnşaat ve emlak sektöründe ülkemiz bir cazibe oluşturuyor. Ve elbette bütün bu dinamikler potansiyel kalkınma için önümüzde dururken bugün ülkemizde belli nedenlerden ötürü can ve mal güvenliğini sorgulatır nitelikte tehdit eden yapılara ve veyahut kişilere devlet bütünlüğü içinde kolluk kuvvetlerin, adli makamların geçit vermemesi esas olmalıdır.

Devlet ülkede yaşayan ister vatandaşı olsun, ister olmasın bireylerin can ve mal güvenliğini korumakla yükümlüdür.

Bu sorumluluk içerisinde çok açık ki bundan sonraki süreçte polis teşkilatının rahat çalışabileceği, hiçbir baskı ve meslek zafiyeti yaşamayacağı yasal düzenlemeler yapılmalı ve teşkilat gerek personel gerekse araç gereç ve teknoloji olarak geliştirilmelidir.  Başa dönecek olursak seversiniz ya da sevmezsiniz ama  Halil Falyalı ülkede önemli bir figür idi ve hiçbir insan evladının hak etmeyeceği şekilde hunharca bir cinayete kurban gitti.

Arkasında 3 çocuk bıraktı.

Gözü yaşlı bir eş, anne, baba ve kardeşlerini bıraktı. Bugün artık aramızda değil. Bütün herkes gibi doğrularıyla, yanlışlarıyla günahlarıyla sevaplarıyla bu coğrafyadan o da geldi ve geçti. Kendisine bir kez daha Allahtan rahmet dilerken, ailesine de sabırlar diliyorum.  Ve elbette konuyla ilgili doğru bilgiler ışığında haber yapan, kamuoyunu bilgilendiren değerli gazeteci arkadaşlarımızın  çabalarını da takdir ederken, dayanaksız varsayımlarla, ellerinde somut bilgiler olmadan sırf görünürlüklerini artırmak uğruna  gereksiz yorumlarla hayatını kaybeden bir insana olmadık yakıştırmalar yapmalarını doğru bulmuyorum. Her şeyden önce Halil Falyalı da bir annenin, babanın evladıydı, eşti, babaydı, kardeşti..

kim olursanız olun yorum yaparken lütfen bunları aklınızdan çıkarmayın.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu