Rumlar, Türkiye’nin, BM ve AB nezdinde KKTC ile ilişkilerinin özerkleştirilmesi çabasını ve BM’nin tavrını izliyor

 

HİÇBİR ŞEY TESADÜF DEĞİL… Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC ile ilişkilerini özerkleştirmeleri yönünde BM ve AB nezdinde çalışmalar yaptığına, KKTC’nin BM ile askerî statü anlaşması -Status of Forces Agreement (SOFA) yapma talebinin de Erdoğan’ın çabasıyla aynı zamana denk geldiğine dikkat çekildi. Haftalık Kathimerini gazetesi, bunun tesadüf olmadığını belirterek, BM’nin KKTC’nin talebine yazılı cevap/taahhüt isteğini, yerine getirmek için pratik bir çözüm arayışı içinde bulunduğunu vurguladı. BM Genel Sekreteri’nin son iki raporunda iki bölgeli iki toplumlu federasyon ifadesi yerine iki taraf ifadesine yer vermesi de Güney’de siyasi eşitleme politikasının adımı olarak görülüyor.

 

BM’NİN NİYETLERİ ARKASINDAKİ GÖLGE… Güneydeki siyasi çevreler, BM’nin bir yandan KKTC’de beklenti yarattığını diğer yandan ise Rum Yönetimine, “BM Barış Gücü ile iletişime geçerek KKTC’nin BM’ye ilettiği talebin, pratik çözüm aransa da en azından KKTC’nin istediği şekilde yerine getirilmeyeceğine dair çelişkili teyitler verdiğine” işaret ediyor. BM’nin, Rum yönetiminin “elini böğründe bırakmış” olduğunu yazan Kathimerini ise BM’nin KKTC’den SOFA imzalama talep yazısını, kabul etmeyip anında geri göndermek yerine kabul etmesinin ve yerine getirmek için pratik çözümler arıyor olmasının “BM’nin niyetlerinin ardında gölge bıraktığı” yorumunu yaptı.

 

LEFKOŞA VE ATİNA’YA İKİ ŞAHİN… Fileleftheros ise ilgili haberinin “Ankara Atina ve İşgal Bölgelerine İki ‘Şahin’ Yerleştirdi” başlığıyla ayırdığı bölümünde Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın Atina Büyükelçiliği’ne atadığı Çağatay Erciyes’i, Lefkoşa Büyükelçiliği’ne atadığı Metin Feyzioğlu’nu “şahin” diye niteledi. Gazete, Maraş ve Mavi Vatan uzmanı olduklarını vurguladığı bu atamaların, Türkiye’nin Güney Kıbrıs ve Yunanistan’a karşı “niyetinin göstergesi olduğunu” öne sürdü.

 

RUMLAR NATO’YU İSTİYOR… Öte yandan, bir yandan BM askerinin pozisyonunun tartışıldığı dönemde, Rumların ezici çoğunluğunun (Türkiye korkusu nedeniyle) NATO’nun kanatları altına girilmesinden yana olduğu bildirildi. Yapılan bir kamuoyu araştırmasında; “Güney Kıbrıs’ın NATO’ya katılımı, halkın güvenliği açısından yararlı olacak” görüşüne katılıp katılmadıkları sorulan Kıbrıslı Rumların “%41’i “çok”; %27’si “oldukça”; %13’ü “az”; %19’u “hiç” cevabını verdi. Katılımcılar, “Şahsen NATO’ya katılımdan yana mısınız karşı mı?” sorusuna da %73 “katılımdan yanayım”; %27 “karşıyım” cevabını verdi.