KıbrısManşetSiyaset

Sadece düşünün..

Şunu artık çok iyi biliyoruz ki, bundan sonraki dönemde Kıbrıslı Türklerin hassasiyetlerini, kendi özgün kimliği ile var olmak için verilen mücadeleyi, özgürlüklerini ve iradesini savunan ve temsil eden yurtsever bir birliktelik çatısı oluşturmak zorundadır

Sadece düşünün..

Yasama yılının son toplantısında bin bir güçlükle yalvar yakar sağlanan nisap ilerleyen saatlerde yeniden düştü, oturuma ara verildi ve yapılan 3 denemede de açılmadı. Yani tatile çıkmak için bile nisabı sağlayamadı Cumhuriyet Meclisi..

Ve bu azınlık hükümeti ile devam edebileceğini sanıyor Başbakan Ersan Saner. Bu beklenti çok da mümkün görünmüyor. Bundan da vahim olan azınlık  hükümetinin  iktidarını sürdürdüğü her gün toplumsal bir kayıpla karşı karşıya kalıyoruz.. Elbette erken seçim olmalıdır.

Lakin o hayat buluncaya kadar şu anki hükümeti ne yapacağız?

Tabiatıyla onun yerine konacak bir hükümet lazım.  Yoksa 3,6,10,12 ay öteleyelim bu konuyu, nitekim azınlık hükümetinin eğilimi o yönde, ve tek yanlı kurduğu komitede de bu kararı aldı.

Belli ki “biz iktidarımızı ne kadar sürdürürsek o kadar nemalanmaya devam ederiz” anlayışı var ajandalarında..

Zaten kurdukları düzen içinde parti içi dengeler buna bağlı..

O partilidir, bu yandaşıdır, ailesidir, dostudur derken  atamaya devam ediyorlar .

Bütün bunların yanında ranta dayalı gelişigüzel vatandaşlık dağıtarak Kıbrıslı Türklerin iradesini hiç etmek suretiyle oy artırıyorlar.

Evlatlarına, aile bireylerine  hak etmedikleri kadrolarda istihdam yaratıyorlar. Yalın gözle görülen şey ise bu süre zarfında kişisel ikballerini sağlama aldıklarıdır.

Muhalefet de bu arada boşa kürek çekmeye ve kendi kendine takılmaya devam ediyor.

Belli ki bundan fazlasını yapma niyetinde değiller.

İşte bugün geldiğimiz durum tam da budur.

Dolayısıyla olası bir erken seçim tarihi Mecliste uzlaşı ile belirlenemiyorsa, ki öyledir belirlenemedi, iktidar istediği tarihi aldı, ve muhalefetin de Meclisi terk etme niyeti yoksa, ki o da öyledir, o zaman öngörülen seçim takvimine kadar Meclisten denge oluşturacak yeni bir hükümetin ortaya çıkarılması gerekiyor.

Halkın büyük çoğunluğunun arzuladığı budur.

Dolayısıyla yapısal sorunların çözümüne odaklanacak bir oluşumun şu sıralar ülkenin en büyük ihtiyacı olduğu gerçeğini görmezden gelemeyiz. Meclisin mevcut haliyle toplumsal bir fayda sağlaması olası değildir. Kaldı ki bundan sonraki süreçte siyasilerden yeniden aday olmayı düşünen varsa görev süreleri boyunca referans olarak ortaya ne koyduklarını sorgulama gibi bir hakka da sahiptir vatandaşlar.

Öyle ya halihazırda görevdeyken neyi yapmak istedikleri ve neden yapamadıklarını da  halkla açıklamaları gerekiyor.. Erken seçime kadar kurulacak hükümetin ortak, somut ve ulaşılabilir hedefler ortaya koyması zorunluluğu da vardır. Bunu tanımlarken de bağımsız, özgür ve laik bir toplum olarak var olabilmek hedefi ile yeni bir seçim sürecine gidilebilir. Tabiatıyla hep söyledik durduk  Meclis kendi içinde bu anlamda farklı ajandaları geçici bir süreliğine bırakıp, bir bütünlük sağlamak durumundadır.

Bu bütünlüğü sağlamadıkları takdirde halkın hiç vakit kaybetmeden örgütlü boykot organizasyonunu hayata geçirip en etkili toplumsal direniş yöntemini ortaya koymak gibi bir yükümlülüğü vardır. Yoksa mevcut azınlık hükümeti İle yola devam edilecekse bu hepimiz için felaket demektir. Azınlık hükümeti ülkeyi yönetemiyor. TL’nin sürekli değer kaybı, arka arkaya gelen zamlar, hoş akaryakıta zam demek zaten zincirleme etkisi ile her yere zam demektir.

Azınlık hükümeti bunlarla da yetinmeyip maaşları dondurmaya çalışırken,  bir yandan da emekli olup çalışma yaşamlarını farklı sektörlerde sürdüren insanlardan asgari ücret üzerinden vergi almak için düzenleme yapmaya çalışıyor.

Hayat pahalılığı bir yandan, alım gücünün düşmesi ile birlikte yaşam kalitemiz toplum olarak her gün gerilemektedir.. Bütün bu sıkıntıları aşmak için Meclis içinde de ortak paydalar üzerinden bir hareket alanı yaratılma zarureti ihtiyaç haline gelmiştir.

Dolayısıyla çözüm siyasettedir.

sorunlara çare üretecek olan da siyasettir.

Şunu artık çok iyi biliyoruz ki, bundan sonraki dönemde Kıbrıslı Türklerin hassasiyetlerini, kendi özgün kimliği ile var olmak için verilen mücadeleyi, özgürlüklerini ve iradesini savunan ve temsil eden yurtsever bir birliktelik çatısı oluşturmak zorundadır.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu