KıbrısManşet

Şaka gibisiniz ama kötü bir şaka!

Erhürman, Meclis'te isyan ederek, pandemi var diye yapılanların artık çizmeyi aştığını söyledi

Meyil Avcan

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Meclis kürsüsünde yaptığı konuşmasında öncelikle Kıbrıs Vakıflar İdaresi için açılan münhale katılan 435 kişiyle dalga geçildiğinin altını çizerek, “Madem geçici personellerden alacaktınız niye 435 kişiyi kandırdınız?” dedi.

Hükümetin yaptıklarının halk arasında özel sektörün sürünceme olduğu, kamuya girenlerin ise hayatının güvence altına girdiği izlenimi yarattığına dikkat çeken Erhürman, kamu maaşlarının düşürülerek halkı özel sektöre teşvik etmenin doğru bir hamle olmadığını çünkü insanların tek isteğinin hayat güvencesi olduğunu vurguladı.

Erhürman, kürsüde şunlara değindi:

“Gündemdeki konu Yayın Yüksek Kurulu’nun bütçesi. Bu aslında son derece önemli. Uyduya çıkma meselesi, sesinizi dünyaya duyurmanızla alakalıdır. Bir TV uydu yayınına çıkarsa başka ülkelere de sesini duyurur. Ancak, gelin görün ki bizim ülkemizde uyduya çıkmazsanız kendi ülkenize dahi sesinizi duyuramazsınız. Bu ülkede Diyalog TV uyduya çıkmadan da İskele’de ve Lefke’de izlenebilseydi durum çok farklı olacaktı. Ama şimdiki koşullarda öyle bir noktadayız ki bizim ülkemizde yayın yapanların Türk Hukuku’na uygun davranmak zorundadır. Neden? Uydudan indirilme durumuyla karşı karşıya kalınabilir. Bizim ayrı bir hukukumuz ve halkımızın farklı bir anlayışı vardır. Doğal olarak onlar da ona uymakla yükümlüyken, Diyalog TV Türk Hukuku’na aykırı davrandığı gerekçesiyle bu TV KKTC’de de izlenilirliğini bitiriyor. Kendi yayın platformumuzu bizim kurmamız gerekir. Eğer bir özel TV uyduya katılıp, dünyaya seslenmek isterse o zaman o kurallara uyar ve öyle davranır. O yüzden bizim kendi uydu platformumuzu ilk fırsatta bunu yapmaktan başka hiçbir çözüm yolu yoktur.”

“YA KAMUYA GİRER GÜVENCE ALTINDA OLURSUNUZ YA DA ÖZELDE KALIR SÜRÜNÜRSÜNÜZ” MESAJI VERDİNİZ

“Son günlerde çok ilginç şeyler yaşatmaya başladınız hükümet olarak. Bu memleketteki tüm siyasi partiler kamu pişkindir. Bizim bütçemizi %80’lere yakın rakamları bizim maaş ve ödemelerimize gidiyor. Herkes bundan şikayetçi. Peki bunu düzeltmek için ne düşünüldü? Zannedildi ki kamuda maaşlar düşünce insanlar kamu umudunu yitirecek ve özelde çalışmayı tercih edecek. İnsanların derdi maaş değil, iş güvencesidir. Emekli olana kadar kendisini güvence altına almak ister. Özel sektörün kendisini güvence altına alması gerek. Özel sektör çalışanlarının sorunlarına çözüm üretelim. Olanaklarımızı buraya kullanalım. Çünkü bunun bize getirisi çok kötüdür. Çünkü insanlar kamuda olmadığı sürece hiçbir güvenceniz yoktur mesajı veriyorsunuz. Turizmde çalışanların %20‘si vatandaş geriye kalanı yabancı. Biz istiyorduk ki yerli vatandaş çalışsın. Casino çalışanlarına da vergi borcuna bakmaksızın destek verin yoksa problemler patlak verecektir dedik. Ama tam da bu dönemde siz “biz sizi kendimizden görmüyoruz” mesajı verdiniz. İş azlığı nedeniyle turizmde işten durdurmalar başladı. Turizm sektöründe mağdur olan çalışanlara verilmeyen 800 TL’nin sebebinin işverenin vergi borcu olmasını açıklayan mağdurlar, özel sektörde yaşanan güvencesizliği bir kez daha hatırlattı. Gene başa sardık! “Ya kamuya girer güvence altında olursunuz ya da özelde kalır sürünürsünüz” mesajı verdiniz.”

VAKIFLAR SÖZLÜ MÜNHALİNDE YAŞANANLARIN TAM BİR REZALET! SİZ BU 435 KİŞİYLE NEDEN DALGA GEÇTİNİZ?

“Biz DAÜ’nün yazılı sınav yapması durumunda mülakata girecek kişilerin öyle seçilmesini istemiştik. Ancak, duyulan o ki vakıflar sözlü münhalinde yaşananların tam bir rezalet olduğu ortaya çıktı. İnsanlara nerelisin? Ailen nereli? Nerede okudun? Sorusunu sorup, yollattınız. Ama o insanlar vakıflar mevduatı ve anayasa ezberleyip girdi, siz hâl hatır sordunuz. Ondan sonra da çıkıp dediniz ki e biz zaten geçicileri almak için bu münhali açtık. Siz bu 435 kişiyle neden dalga geçtiniz? Neden o insanlara umut verdiniz? Neden o insanlara anayasa ezberlettiniz? Başka bir şey duyduk. Bekleyelim seçimler bitsin da öyle alalım 18 kişiyi dediniz. Bunlar ne tahammül edilebilir ne de inanılırdır. Bu kadarını nasıl yaparsınız böyle bir pandemi sürecinde? Kaldı ki insanların çoğu ödeneksiz izinde parasız pulsuz evde. Zevalini kurtarmak gibi bir kaygınız yok. Tamamen iş ola insanlara bunu hissettire hissettire yapıyorsunuz. Gerçekten çok ayıp! Çok üzgünüm! Sakın bana alımı durdurduk seçimden sonraya bıraktık demeyin, derseniz tam bir partizanlık yapmış olursunuz. Ha eğer içeriden alacam derseniz bu 435 kişiyle dalga geçmiş olacaksınız ve bu sizi hiç rahatsız etmiyor. İnanılır gibi değilsiniz! Gene ne açıklama yapacaksınız ben çok merak ederim!”

“SERİ ÜRETİM ŞEKLİNDE YASA GÜCÜNDE KARARNAME ÇIKARMAYA DEVAM EDERSİNİZ”

“Seri üretim şeklinde yasa gücünde kararname çıkarmaya devam edersiniz. Burada konuşuyoruz ama duymuyor musunuz? Yasa gücündeki kararnamelerle 1 ayda yapboz oynadınız. Neden çoğaltmaya devam edersiniz bu yasa gücünde kararnameleri? Yok mu yahu yasama organları? Vazgeçtiniz yasalara uymaktan? Demek ki biz sizi ne denetleyebiliriz ne da engel olabiliriz. Farkınd abile değilsiniz, resmen duvara konuşuyoruz.”

“AKARYAKITA ZAM YAPMIYORSUNUZ AMA FONU ARTIRIYORSUNUZ”

“Akaryakıta neden zam yapılır bu ülkede? Brand petrol yükselirse sizin de zam yapmanız gerekir. Dünyada brand petrol 80 doların üzerine çıktı e bunun sonucu da akaryakıt zammıdır. Zam yapmamak için biz tüzüğü bile değişerek, fiyat istikrarı sağlayabiliriz. Akaryakıta yapılan zam tüm piyasada domino etkisi yaratır, hayat pahalılığını etkiler. Şu an öyle bir dönem brand petrol 20 dolara kadar inmişti. Bakmamız gereken rakam devletin akaryakıttan elde ettiği Fiyat İstikrar Fonu’dur. 74 kuruş olan Fiyat İstikrar Fonu 194.55 120 kuruş Fiyat İstikrar Fonu arttı. Ortalaması da 58’den 182’ye yükseldi. Akaryakıta zam yapmıyorsunuz ama fonu artırıyorsunuz.”

“SINAV YAPILAMIYOR DİYE GEÇİCİ ÖĞRETMEN ALALIM KAFASINA GİRMEYİN SAKIN HA!”

“Öğretmen alımları için Milli Eğitim Bakanlığı 6 Haziran’da Kamu Hizmeti Komisyonu’na başvurusunu yaptı. Bu anomaliyi kullanmaya kalkmayın. Kadrolu öğretmen alamayız o yüzden geçici öğretmen alacağız diye bir şey yok. Ben Kamil Kayral ile de görüşeceğim, bu sınavın yapılması şarttır. Sınav yapılamıyor diye geçici öğretmen alalım kafasına girmeyin sakın ha!”

“BİZ HALA O RAPORU GÜNEY KIBRIS’A SUNAMADIK MI YAHU? REZİL OLDUK”

“Nasıl oluyor da epidemiyolojik rapor meselesi hala devam ediyor? Yürütme içinde bu koordinasyonu sağlayın dedim. Koordinasyonu Cumhurbaşkanı ile sağlayacak olan sizsiniz. Biz hala o raporu Güney Kıbrıs’a sunamadık mı yahu? Rezil olduk. Sayın Pilli, geçen hafta raporu Meclis’e sunacağını söyledi. Hani nerede? En çok uğraşan biziz, siz bir rapor sunamıyorken karşı taraf size 3 rapor sunuyorsa bu bahsettiğiniz itibarınızı yerle bir ediyorsunuz. ‘Pandemi hastanesi tamam, rapor tamam’ e hani nerede? Şaka gibisiniz ama kötü bir şaka!”

“TEK YILAN HİKAYESİNE DÖNEN PANDEMİ HASTANESİ DEĞİL”

“İmar planına da gelelim, tek yılan hikayesine dönen pandemi hastanesi değil. Aylar geçti hala imar planıyla ilgili ertelemeyi düşündüğünüz. 50 defadır söylüyoruz ekonomiye umut verelim diye. Bunun en önemli aracı da öngörülebilirliktir. Kimse ne yapacağını bilmez. Neye göre karar verecek bu insanlar? 15 Temmuz son gün ama hala bugün ana muhalefet olarak bu İmar Planı’nın ne olacağını bilmiyoruz. İmar Planı’nda pandemi mi vardı? Siz gene bilmezdiniz ne olacağını. Şu an da bilmiyorsunuz. Daha önce ‘bu süreyi aldık bitireceğiz’ dediniz. Şimdi da ‘Ekim seçimleri var’ diyerek Ekim sonrasına atıp, piyasayı allem gallem mi edeceksiniz?”

ŞAŞKINLIK ÜZERİNE ŞAŞKINLIK!

“Son olarak şunu söylemek isterim; şaşkınlık üzerine şaşkınlık yaşıyorum. Polis Genel Müdürlüğü’nün 3 farklı açıklaması oldu. Siz her konuda açıklama yapardınız sayın Başbakan. Savaştan kaçmak için ülkemize sığınan iki kişinin vurulmasına ilişkin açıklama yapmadı. Neden her konuda söyleyecek bir şeyiniz varken şu an yok? Bir bağımsız soruşturmacı atayıp, bu poliste meydana gelen olayları soruşturup açıklama yapmak zorundasınız. Bu konu sessiz kalınarak, geçiştirebileceğiniz bir durum değil. Tekrar söylüyorum Polis Genel Müdürlüğü’ne karşı çok hassasım ama meydana gelen bu durumlar nedeniyle bu soruşturmanın yapılması şart. Böyle muhalefet bulamazsınız vallahi. Özel jet krizinde ‘madem polise gitti bekleyelim’ dedik. E biz raporu beklerken, sizin gendi içinizdeki arkadaşlarınız çıkıp diyor ki ‘Bu tek bir bakanın meselesi değildir. En az 5 bakan sorumludur.’ Orada bakan vardı diyorsunuz. E kimdi bu bakan? Biz mi soralım bu soruyu? O rapor bir an önce gelsin da görelim. Zaten yaşattığınız süreç felaketti, bir de üzerine tüy dikiyorsunuz.”

 

Diğer Haberler

Başa dön tuşu