KıbrısManşetSiyaset

Sayın Tatar’ın yerinde olmak istemezdim

Sayın Tatar Cumhurbaşkanı olmak uğruna halkına sırtını dönmüş, demokratik değerleri ayaklar altına almış, kendi onurunu hiç etmiş, halkına yapılan aşağılamalara sessiz kalmış ve şimdi aldığı denizaşırı destekle sanıyor ki bir kahramandır

Sayın Tatar’ın yerinde olmak istemezdim.

Ülkemizde 2020 seçimlerinde Kıbrıslı Türklerin iradesine yönelik  açık bir müdahale yaşandığını sanırım artık bilmeyen yok.

Haliyle bu müdahale kayıtlara geçmiş, tarihe karanlık bir belge olarak not düşülmüştür.

Nitekim Türkiye’nin müdahalesi raporlaştırıldı. Seçimlerde adaylardan biri olan Serdar Denktaş, Recep Tayyip Erdoğan’ın adaya gönderdiği ekibin 27 kişiden oluştuğunu, sahada ise 300-400’e yakın kişinin bu ekiple çalıştığını söylüyor. Ayrıca MİT yetkilileriyle de görüşmüş, ondan çekilmesini istemişler.

Diğer bir  aday eski Cumhurbaşkanı  Mustafa Akıncı ise ailesiyle birlikte defalarca tehdit edildiğini, seçmenlere Türkiye kaynaklı para transferleri yapıldığını, Lefkoşa Büyükelçiliği’nin seçim karargahı gibi çalıştığını söylüyor.

O dönemde Cumhurbaşkanı Özel Kalem Müdürü olan Cenk Gürçağ ise  MİT’ten Ahmet adından birinin kendisini 2 kez aradığını, buluşma talep ettiğini ve 18 Eylül 2020’de MİT’çilerle Merit Park Hotel’de buluştuklarını ve Akıncı’nın çekilmesi için tehdit edildiğini söylüyor.

Gazeteci Ali Kişmir ile de aynı otelde buluşmuşlar ve açıkça “Akıncı’nın seçilmemesi için buradayız” demişler. Diğer bir gazeteci Pınar Barut ise yaptığı araştırmayla bazı seçmenlere 3 bin lira para yatırıldığını ortaya çıktığını söylüyor.

Ve yine gazeteci Rasıh Reşat Denktaş’ın kampanyasından çekilip Ersin Tatar’ın kampanya faaliyetlerine katılması için telkin aldığını belirtiyor..

Rapora Özgür gazetenin  Türkiye Cumhurbaşkan Yardımcısı Fuat Oktay’ın ekibinden insanlarla, AKP’nin 20 kişilik reklam ekibi Ersin Tatar ve ekibiyle seçim öncesi her gece Lord’s Palas’ta buluştukları haberleri de yansıtıldı.

Medyascope internet sitesinden Senem Görür’ün haberleştirdiği rapor ise şöyle:

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) geçen ekim ayında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerine Ankara hükümeti tarafından müdahale edildiği öne sürülen bir rapor hazırlandı. “Raporluyoruz” adlı bağımsız kuruluşun raporuna göre, mevcut KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a karşı seçimi kaybeden önceki cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, seçimden önce kendilerini Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) görevlisi olarak tanıtan kişiler tarafından tehdit edildi. Seçimlere bağımsız olarak katılan Serdar Denktaş ise adaylığını açıklamadan üç gün önce MİT temsilcileri ile görüştüğünü ve kendisine, “Eğer adaylıktan çekilirseniz Türkiye ile kuramadığınız ilişkileri bundan sonra kurabileceksiniz” dendiğini söyledi.

Bu satırları okurken hiç şaşırmadım, eminim ki sizler de şaşırmadınız. zira  müdahale yapıldığını elbette biliyordum, herkes biliyordu. Kaldı ki her şey gözlerimizin önünde yaşanıyordu.. Şimdi artık tüm Dünya da biliyor Kıbrıs’ın Kuzeyinde yaşananları.

Açıkçası ben Sayın Tatar’ın yerinde olmak istemezdim. Onun adına da çok üzüldüğümü

belirtmek isterim..

Böyle bir organizasyonun içinde bilerek yer alması ise tam bir talihsizlik ve elbette hayatının sonuna kadar arkasından gelecek bu kara leke ile yaşamak zorunda artık.

Değdi mi?

Bir insan bunu kendine niye yapar?

Bütün bu yaşananları ne deyip kendine yakıştırır.

Elbette bunları anlamakta zorlanıyorum.

Çünkü Sayın Ersin Tatar’ın bile bütün bunları hak etmediğini düşünüyorum.

Ve maalesef bir gün gelecek bunu en yakınındakilere bile izah edemeyecek!

Sayın Tatar Cumhurbaşkanı olmak uğruna halkına sırtını dönmüş, demokratik değerleri ayaklar altına almış, kendi onurunu hiç etmiş, halkına yapılan aşağılamalara sessiz kalmış ve şimdi aldığı denizaşırı destekle sanıyor ki bir kahramandır.

Artık nasıl bir güç zehirlenmesi içine girmişse!

Lakin nafile..

Tarihin karanlık sayfalarına çoktan adını yazdırmış.  Bugün içine girdiği

makam, mevkii döngüsünde bunun farkında olmayabilir.

Nitekim değildir de..

Lakin her makamın olduğu gibi bunun da bir sonu elbette olacak.

Kendisine tahsis edilen sahnenin ışıkları sönecek, perde  kapanacak, alkış sesleri kesilecek. Ve bir bakacak ki yalnız kalmış..

Etrafında şimdi pervane gibi dönenleri de bulamayacağı bir yalnızlıkla illa ki yüzleşecek..

Diğer Haberler

Başa dön tuşu