Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan-Kılıçdaroğlu tercihi TL’nin de geleceğini belirleyecek.
FAİZ İNDİRİM SİNYALİ NET
Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daha önde görüldüğü bir süreç yaşanıyor. Erdoğan faiz indirimlerinin devamı konusunda oldukça net sinyaller veriyor. Seçimden hemen önce Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçilme şansının arttığı algısı ile borsa yükselip risk primi düşerken, seçim sonrasında Erdoğan’ın kazanma ihtimalinin artmasıyla TL’deki değer kaybı hızlandı, borsa düştü ve risk primi yükseldi. Piyasalardaki bu gelişmeler, ekonomik krizden çıkış konusunda muhalefetin sözünü verdiği ortodoks politikalara olan inancı gösteriyor.
EKONOMİ POLİTİKALARI SEÇİLECEK
Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp BBC Türkçe için kaleme aldığı değerlendirmede olumsuzlukların, iktidarın kur ve borsa üzerindeki baskılama gücüne rağmen yaşandığına işaret ediyor. Demiralp’e göre, ikinci turda oy verecek seçmen sadece cumhurbaşkanını seçmekle kalmayıp aynı zamanda ekonomi politikalarını da seçecek. Prof. Demiralp, Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun ekonomi politikalarını karşılaştırırken, Mısır modelinden de söz etti ve şu bilgileri verdi:
MISIR MODELİ NEDİR?
“Eğer 2024 yerel seçimleri öncesinde büyüme odaklı politikalardan vaz geçilmezse o zaman kur üzerindeki baskılar da devam edecek. Bu baskıları hafifletmek amacıyla halihazırdaki sermaye kontrollerinin dozu Mısır örneğine benzer şekilde artırılabilir. Çifte kur sisteminin hâkim olduğu ve serbest piyasa ile resmi kur farkının %20’lere çıktığı Mısır’da, eldeki kıt döviz en zaruri ihtiyaçlar için kullanılıyor ve hane halkının döviz talebi büyük ölçüde sınırlandırılıyor. Bu uygulamaya geçilirse, hayata doğrudan yansıyacak sonuçlar doğabilir.”
HATALI POLİTİKA İDDİASI
“Görülen o ki mevcut ekonomi politikalarının sürdürülmeye çalışıldığı bütün senaryolar seçim öncesi dönemden çok daha olumsuz sonuçlarla bitiyor. Kılıçdaroğlu’nun temsil ettiği ortodoks politikalar önümüzdeki 1-2 sene için toz pembe bir tablo çizmiyor. Ancak bir tarafta hatalı ve bu nedenle de maliyetli bir politikada ısrar var. Literatür bu tür ısrarların geri dönüşü çok zor olan ve ağırlıklı olarak ekonomik bunalımlara yol açan sonuçları olduğuna işaret ediyor. Diğer tarafta ise seçim öncesi politika hatalarının maliyetlerini ödeyip bu hatalardan dönmeye odaklı bir plan var.”
