Sürekli eriyen bir satın alma gücü, her gün biraz daha fakirleşen bir halk ve bu durumu sadece izleyerek savuşturacağını düşünen bir yönetim anlayışı. Bu günlerde yeniden kurulan masada bulunan tarafların esas alması gereken asgari ücretin miktarı mıdır, yoksa asgari ücretle ne satın alınabileceği midir? Elbette buradaki doğru belirlenecek asgari ücretle ne satın alınabileceği konusudur ki bu gerçekçi bir argümandır.
Bu arada Asgari Ücret Saptama Komisyonu 2023’un ilk asgari ücretini 11 bin 800 TL net, 13 bin 563 TL brüt olarak onayladı. Bu rakamın alım gücünün korunması dengeleri üzerine ele alınıp alınmadığı konusunu herkesin kendi takdirine bırakıyorum. Belli ki ülkeyi yönetenlerle, asgari ücreti belirleyen çevreler bu dengenin kurulup kurulmaması noktasında gailesiz..
Hepsi bir tarafa bugün işin gerçek yanı piyasayı ucuzlatacak önlemleri almayarak serbest piyasa ekonomisi argümanına sarılmakla günü kurtarılmaz…Kaldı ki bugün gelişmiş birçok ülkede kullanılan serbest piyasa ekonomisi rekabeti getiren, teşvik eden ve piyasaya olumlu yansımaları olan bir modeldir. Dolayısıyla Serbest Piyasa Ekonomisi Avantajları, Her piyasa katılımcısı için kendini gerçekleştirme imkanı olduğu varsayılır.
Hızlı teknolojik ilerlemenin serbest piyasa ile sağlandığı da öne sürülür. Müşteri gereksinimlerinin karşılanması nedeniyle ürün çeşitliliği oluştuğu iddiası da ortaya atılır. Rekabetçi durum nedeniyle de düşük fiyatlar olacağı düşünülür. Serbest piyasa ekonomisinde devlet kontrol mekanizmaları son derece kısıtlıdır. Lakin bu haksız kazanç sağlamanın bir yolu olarak da görülmemelidir. Nitekim devlet bu izlenimi verirse piyasanın kontrolünü bütünüyle kaybeder. Ve elbette bunun sonucu olarak da piyasa haddinden fazla aşırı miktarda fiyat yükseltir ve haksız bir kazanç ortaya çıkar. Kısacası serbest piyasa ekonomisinin toplumsal yarar sağlamasına yönelik olması için ticaretle uğraşan insanların ahlak ve vicdan sahibi olması gerekiyor..
