KıbrısManşetSiyaset

Sonumuzu getiren ‘İngiliz seviciler’

Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, Kıbrıs Türk Toplumunun içindeki ‘İngiliz Sevici’ olarak adlandırılan Birleşik Krallık yandaşlarının Kıbrıslı Türkleri adada nasıl ikinci sınıf toplum haline getirdiğinin detaylarını açıkladı


“CUMHURBAŞKANI TATAR’IN DEDESİ ATANMIŞ MÜFTÜ”… İngilizler adaya ayak basana kadar, Kıbrıs Türk Toplumu’nun ruhani ve siyasi liderliği olan Müftülük ile Kıbrıs’taki Kıbrıslı Ortodoks Rumların ruhani ve siyasi liderliği olan Başpiskoposluk arasında ciddi bir güç farkı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hasgüler, Türkiye’de Cumhuriyetin ilanından sonra Şeyhülislam makamının ortadan kaldırılmasını fırsat bilen İngilizlerin, o dönemin Larnaka Tuzla Kadısı olan, aynı zamanda Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın büyük dedesi de olan Hürremzade Hakkı Efendi’yi müftü olarak atadığını ifade etti.

“RUMLARIN GERİSİNDE KALMAMIZIN TEK SEBEBİ”… 1930 yılında, Birleşik Krallık tarafından Sir ünvanlıyla ödüllendirilen dönemin Evkaf Murahhas Üyesi Sir Mehmet Münir’in Müftülük makamını lav ederek müftülüğü bir memuriyete indirgediğini kaydeden Hasgüler, ““Bizim Kıbrıs’ta Rumların gerisinde kalmamızın tek sebebi Müftülüğün kaldırılmış olmasıdır. İngilizlerin buradaki bazı Kıbrıslı Türk işbirlikçileri vasıtasıyla, Kıbrıslı Türklerin geri kalmasının zemini oluşturuldu” şeklinde konuştu.

“BİR DAHA O GÜÇ GERİ KAZANILAMADI”… 1928 yılında İngilizlerin ataması olarak göreve gelen Müftü ile başlayan çöküşün, 1930 yılında Müftülük makamının ortadan kalmasıyla amacına ulaştığını vurgulayan Mehmet Hasgüler, “Kıbrıslı Türklerin Ruhani ve siyasi liderliği, Başpiskoposluk karşısında geriye düşürüldü. 27 yıl boyunca mücadele edildi ama bir daha o güç geri kazanılamadı” dedi.

Kıbrıs’ta İngiliz etkisinin detaylarını GIYNIK ekranlarında açıklayan Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, 1878 Yılında Kıbrıs Adası’nın Osmanlı İmparatorluğu tarafından Birleşik Krallığa kiralanmasının ardından, 1923’te Lozan Antlaşması’nın imzalanmasıyla birlikte, Birleşik Krallığın Kıbrıs Adası’nı ilhakının resmen tanındığını anımsattı. 1925 yılında adanın Kraliyet Kolonisi olarak ilan edildiğini kaydeden Akademisyen Yazar Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, Kıbrıs Türk Toplumu’nun içerisindeki ‘İngiliz Sevici’ olarak adlandırılan Birleşik Krallık yandaşlarının Kıbrıs Türk Toplumu’nu nasıl adada ikinci sınıf haline getirdiğinin detaylarını açıkladı.

“İNGİLİZLER ADAYA AYAK BASANA KADAR”

İngilizler adaya ayak basana kadar, Kıbrıs Türk Toplumu’nun ruhani ve siyasi liderliği olan Müftülük ile Kıbrıs’taki Kıbrıslı Ortodoks Rumların ruhani ve siyasi liderliği olan Başpiskoposluk arasında ciddi bir farklılık olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hasgüler, “Müftülük ve Evkaf İdaresi ile Kıbrıs Türk Toplumu’nun liderliği Başpiskoposluktan çok daha güçlüydü” dedi.

“ATAMA MÜFTÜ”

1928 yılına Müftülerin hep seçimle göreve geldiğini ve Türkiye’deki Şeyhülislam tarafından onaylandığını ifade eden Hasgüler, Türkiye’de Cumhuriyetin ilanından sonra Şeyhülislam makamının ortadan kaldırılmasını fırsat bilen İngilizlerin, o dönemin Larnaka Tuzla Kadısı olan, aynı zamanda Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın büyük dedesi de olan Hürremzade Hakkı Efendi’yi müftü olarak atadığını ifade etti.

“MÜFTLÜK MEMURİYETE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ”

1930 yılında, Birleşik Krallık Kralı tarafından Sir ünvanlıyla ödüllendirilen dönemin Evkaf Murahhas Üyesi Sir Mehmet Münir’in Müftülük makamını lav ederek müftülüğü bir memuriyete indirgediğini kaydeden Hasgüler, “Müftülük kalktı yerine Evkaf altında ‘Fetva Emini’ olarak bir memuriyet görevi getirildi” dedi.

“27 YIL SÜREN MÜCADELE”

Fadıl Korkut, Ahmet Necati Özkan, Dr. Fazıl Küçük ve Faiz Kaymak gibi isimlerin, Müftülük makamının yeniden geri kazanılması için yıllarca mücadele ettiklerini belirten Mehmet Hasgüler, “Bizim Kıbrıs’ta Rumların gerisinde kalmamızın tek sebebi Müftülüğün kaldırılmış olmasıdır. Onlar Uluslararası Toplumda Devlet statüsünde, biz ise cemaat. 1928’li yıllardan 1954’e kadar bu mücadele sürdü. İngilizlerin buradaki bazı Kıbrıslı Türk işbirlikçileri vasıtasıyla, Kıbrıslı Türklerin geri kalmasının zemini oluşturuldu” şeklinde konuştu.

“DANA EFENDİ’YE SİYASİ ENGEL”

1954 yılında mücadelenin kazanıldığını ve Dana Efendi’nin seçilerek Müftü olduğunu ifade eden Mehmet Hasgüler, “Müftülük makamı yeniden kazanılsa da iş işten geçmişti. 1954 yılında düzenlenen Asya – Afrika Halkları Konferansı’na 29 Devlet temsilcisi katıldı ve Kıbrıs’ı Başpiskopos Makarios temsil etti. Müftümüz Dana Efendi’de konferansa katılmak istedi ama siyasi sebeplerle engellendi” açıklamasında bulundu.

“KIBRISLI TÜRKLER GERİYE DÜŞÜRÜLDÜ”

1928 yılında İngilizlerin ataması olarak göreve gelen Müftü ile başlayan çöküşün, 1930 yılında Müftülük makamının ortadan kalmasıyla amacına ulaştığını vurgulayan Mehmet Hasgüler, “Kıbrıslı Türklerin Ruhani ve siyasi liderliği, Başpiskoposluk karşısında geriye düşürüldü. 27 yıl boyunca mücadele edildi ama bir daha o güç geri kazanılamadı” dedi.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu