KıbrısManşetSiyaset

Söylemden fazlası artık elzem

Şu ana kadar ortaya çıkan görüntüde, ki bunu Sayın Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da ifade ettiği gibi, “KKTC’nin tanınmasını beklemek bugün için gerçekçi değildir” düşüncesi doğru bir değerlendirme olmakla birlikte, bunun olma ihtimalinin olasılıklar arasında hiç bulunmadığı gerçeğini de görebiliyoruz

New York dönüşü Cumhurbaşkanı  Sayın Ersin Tatar KKTC’nin tanınmasını beklemek gerçekçi değil, fakat Federal çözüme de onay vermem dedi. Yani bu ne anlama geliyor?

Mevcut durumla yaşamaya devam edeceğiz.

Şimdi bunu bir tarafa not düşelim.

Türkiye destekli politikada Sayın Tatar’ın öngörüsü Kıbrıs’ta egemen eşit iki ayrı devlet.

Öyle mi?

Öyle..

Peki bunun için ne yapılıyor?

Biz bu şekilde üzerimizdeki tecritin nasıl önüne geçeceğiz?  Kıbrıs sorununun diğer tarafı olan Rumları çözüme nasıl ikna edeceğiz?

Ve elbette uluslararası camiadan hangi politikalarla destek talep edeceğiz?

Bütün bu soruların muhatabı söz konusu politikaya destek veren tüm paydaşlardır.

Kimdir bu paydaşlar?

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti,

KKTC Cumhurbaşkanı,

KKTC Hükümeti..

Öyle ya şu ana kadar bu paydaşlardan başka destek veren olmadı iki devletli politikamıza..

Fakat buna rağmen iki devletli çözüm ısrarı Kıbrıs Türk Liderliği tarafından  devam ediyorsa bunun altını somut dayanaklarla doldurmak gerekiyor.. Dolayısıyla başta  Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmak üzere KKTC’nin 2 ayrı devlet öngörüsü içinde  bundan sonra nasıl bir yol izleneceğini  şeffaf olarak somut verilerle kamuoyuna bilgilendirmesi gerekmektedir..

Peki neden?

Sebebi şu ki; bugün itibarıyla yeni politika diye lanse edilen Kıbrıs’ta  iki ayrı egemen devlet politikasının bizi nereye taşıyacağını bilmek bu ülkede yaşayan her yurttaşın en tabi hakkıdır.

Şu ana kadar ortaya çıkan görüntüde, ki bunu Sayın Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da ifade ettiği gibi, “KKTC’nin tanınmasını beklemek bugün için gerçekçi değildir” düşüncesi doğru bir değerlendirme olmakla birlikte, bunun olma ihtimalinin olasılıklar arasında hiç bulunmadığı gerçeğini de görebiliyoruz..

Sayın Ersin Tatar Cumhurbaşkanlığına aday olurken savunduğu iki devletlilik tezi ve KKTC’yi tanıtma söylemi üzerinden seçimi kazandığını sürekli dillendiriyor.

O halde bu, Sayın Tatar’ın  seçmenine karşı verdiği bir taahhüttür ve şimdi bundan sonraki görev süresi boyunca böyle bir sorumluluğu vardır.

Yani Sayın Ersin Tatar’ın ülkenin Cumhurbaşkanı olarak 4 yılın sonunda elbette ne söylediği ve ne yaptığı büyük öneme sahip olacak.

İşte tam da bu nedenle Sayın Cumhurbaşkanı Tatar’ın artık söylemle değil gözle görülür, elle tutulur icraatlara yönelmesi gerekiyor.

Nasıl mı?

Önce sorunun diğer tarafı olan Rumları ikna ederek.

KKTC’ye  uluslararası alanda meşruiyet kazandırarak.

Yani tanıtarak.

Yoksa biz kendi kendimize  24 saat iki devletli çözüm  diye tekrarlayıp duralım.

Bunun bir kıymeti harbiyesi yoktur.

Bunu Sayın Tatar da çok çok iyi bilmektedir.

Dolayısıyla görev süresi zarfında Sayın Tatar’ın izlediği politikalarla toplumsal ne fayda sağladığı veya toplumu sıfır sıfır elde var sıfır noktasında tutup, tutmadığının  takdirini mutlaka halk yapacaktır. Bu her  politikacının halk nezdinde olmazsa olmaz tartısıdır. Bu nedenle zaman her şeyin ilacıdır.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu