KıbrısManşetSpor

Sözleşmeli(siz) Sistem

Unutmadan yazalım; Sözleşmeli Sistem başka, koskoca çok yönlü Profesyonel Sistem başka. Neyse, koyun pazarlığına bayılırız ya, durum da aynen Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu arkasındaki ekşi ağacının altında yapılan emme-basma tulumba şeklindeki pazarlığa kaldı

Meraklısı bilir; Kısaca “Alex” diye dillendiriliyor Fener’in eski Brezilyalısı. Hatta her transfer dönemi aday futbolcu için “Bir Alex değil” derler hep. Türkiye futbol tarihinin en müthiş performansçısı. Tabiî emekli Albay George Hagi’den sonra zannımca. Bu iki futbolcu birer üretici mi? Evet. Ne üretiyorlar? Hizmet. Ne tür bir hizmet? Kaliteli bir hizmet tabiî ki de. Müşterileri kim? Taraftarlar. Taraftar ne ister? Bu kısır döngüde kaliteli hizmet ister. Ya bu üreticiler n’ster? Profesyonel birinin istediğinden, yani ‘nakit’ ister.

Bir futbolcu ilgili kulüplerden talep ettiği parayı alırsa, artık o futbolcunun/üreticinin fiyatı o olur. İlgili sözleşme de UEFA huzurunda ve futbolcunun tayin ettiği lisanslı futbol temsilcisi/menajer imzasında anlaşma yapılır. İşte, bizim gariban futbol dünyamızda da arz-talep ilişkisi tıpkı onlardaki gibi. Tabî bizde de eskiden ‘Sözleşmeli Sistem’ vardı ama futbolcuların rızası, kulüplerin de preslemesiyle artık öyle bir kayıt-kuyut-sözleşme yok.

Unutmadan yazalım; Sözleşmeli Sistem başka, koskoca çok yönlü Profesyonel Sistem başka. Neyse, koyun pazarlığına bayılırız ya, durum da aynen Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu arkasındaki ekşi ağacının altında yapılan emme-basma tulumba şeklindeki pazarlığa kaldı. Artık yok öyle Sözleşmeli Sistem. Mezara kadar aynı renklerde oynamaya devam! “Beğenmeyen futbolu bıraksın” sözleşmesi var artık.

Bugün kalbur’üstü bir futbolcunun total bedeli aylık 50 bin İngiliz Pound’u filan. Buna karşılık “Sporda batan batana” filminin oynatıldığı bir Kuzey Kıbrıs için güzel bir para helal olsun gençlere. Gerçi bu işten çok da fazla kazancı olmayacak, zira futbolumuz da kayıt dışı. “Sözler tutmak için verilmez modunda bir spor dünyamız” var dersek, fazla da abartmış sayılmayız herhalde. Şampiyonluk primleri veya diğer taahüt edilenler için zaten yaradan bir dil iki de kulak vermiş. Her ikisinin de kemiği yok. Sallayın sallayabildiğiniz kadar! Bu durum futbolcu dostlara yakışır mı? Tabii ki de yakışır gençlere. Ne de olsa Sözleşmesiz Sistem’de ‘alan da, veren de’ gayet memnun. Vermeye devam a dostlar. Bayram değil, seyran hiç. Veyahut bize her gün bayram, her yer Kuzey Kıbrıs.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu