Bu ülkede yaşamsal öneme haiz en büyük önceliğimiz ekonomidir. Bunun için de iktisadi yeterliliği sağlayacak adımların ve eylemlerin hayata geçirilmesi kaçınılmazdır.
Satın alma gücünün dengesini korumak da bu eylemlerin bir ayağını oluşturmaktadır..
Şubat ayı enflasyonu % 7.11. olarak belirlendi. Elektriğe, akaryakıta okkalı zam yapıldı. Sanayici, üretici, hayvancı, çiftçi batıyoruz diye veryansın ediyor. Alım gücü yerlerde sürünüyor. Asgari ücret eridikçe eriyor. Ve fakat gel gelelim hükümetin gündemi önceliklere dayalı bir arayış içinde değil. Başbakan Faiz Sucuoğlu ekonomiyi ayağa kaldırmak için ant içtik diyor.
Lakin bunu nasıl ve ne şekilde yapacaklarına dair en ufak bir fikri, düşüncesi plan ve programı yok.
Bunu nerden anlıyorum?
Seçimler biteli yaklaşık 2 ay oldu. Ve hala hükümet kurmakla, hükümet programı oluşturmakla meşgul siyaset kurumu.
Bu anlamda yeterli bir çabanın olmadığını görüyoruz. Ekonominin düzlüğe çıkarılması için de en ufak bir uğraş yok. Sadece altı boş öngörüler var. Bir de kimin ne bakanı olacağı.. Yerel yönetimler reformunu ise başlarına giymek için ellerinden geleni yapıyorlar. Yerel yönetimlerde yapılmak istenen tam olarak nedir?
Bu konuda sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturuldu mu?
Mesela söz konusu yasada mevcut sıkıntılar nelerdir?
Bunun topluma getirisi, götürüsü
ne olacak ?
Belediye sayılarını azaltmak çözüm olabilecek ?
Gibi sorulara sağlıklı bir ortam da cevap aramak gerekiyor.
Türkiye’nin AKP iktidarı Başbakan Faiz Sucuoğlu’nun kurduğu kabineden rahatsız.
Sebep?
Dışişleri Bakanı olarak Tahsin Ertuğruloğlu’nu görmek istiyorlarmış.
Burada soru şu?
Bu bir şaka mı?
Belli ki değil.
Türkiye’yi yöneten iktidarın böyle bir talebi olduğu anlaşılıyor, zira bu söylentiler devam ettiği bir anda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Oğuzhan Hasipoğlu bakanlık görevinden istifa etti.
Faiz Bey bir kez daha topun altında kaldı, prestiji sıfırlandı, otoritesi yerle bir oldu.
Ama başbakan.
Şimdilik..
Faiz Bey bütün bu yaşananları
bir basın toplantısı ile neler olup bittiğini kamuoyuna açıklayıp siyasetten çekilebilir mi? Bunu yapabilir mi?
Bence yapmalı.
Faiz Bey’in siyasete zerre kadar ihtiyacı yoktur. Bu vakitten sonra siyaset yapmasının da kimseye bir faydası yoktur. Ha yapmazsa da zaten siyaseten sıfırlanmıştır..
Belli ki Tahsin Bey de böylesi bir görevlendirmeyi bekliyordu.
Fakat bu iş bu kadarla kalır mı?
Yani Ankara’nın Tahsin Ertuğruloğlu ısrarı sadece bir bakanlıkla sınırlı mıdır?
Bunun akabinde zaman içinde Tahsin Bey için öngörülen başka neler vardır?
Yaşananlardan sonra bunun arkasında Sayın Tahsin Ertuğruloğlu’na dair daha farklı gelişmeler de göreceğiz kanaati bende hakim. Bunu ayrı bir yazı konusunda yine irdeleriz.
Ne denilebilir ki, vatan millet bekası için Tahsin Ertuğruloğlu şart..
Ve evet memleket yangın yerinden beter bir durumdadır. Egemenlerin derdi ise kim ne bakanı olacak. Artık bunu da hallettiğimize göre şimdi ülke gerçeklerine dönelim.
Ülkede birçok konu siyasi çözüm beklemektedir.
Ortada öyle ya da böyle bir hükümet vardır.
Ve bu hükümetin bütün bu sorunlara çareler üretmelidir. Başbakan Faiz Sucuoğlu da bir an önce bunlara odaklanmalıdır. Kimin ne bakanı olması gerekir, hangi seçilmemiş kişinin ne müdürü olması gerekir konuları bu toplumun tahammül sınırlarını aşmıştır.
Dünyada ve ülkemizde olanları uyumlu bir paralellik içinde ele almamız gerekiyor.
Nitekim pandemi nasıl ki küresel olarak başladı ve bizi de içine aldıysa, Rusya-Ukrayna savaşı da küresel bir konudur ve bizden uzak da değildir.
Dolayısıyla bu savaşın coğrafya olarak bizden uzakta cereyan etmesi etkilerinin bizi teğet geçeceği anlamına gelmez.
Dolayısıyla artık Tahsin Bey’in işi de halledildi madem şimdi sıra toplumsal sorunlarda.
