KıbrısManşetSiyaset

Taraflar Kıbrıs’ta çözüm arzulamıyor

İşin aslı şu ki taraflar Kıbrıs’ta bir çözüm istemiyor. Ne Kıbrıs Rum liderliği Kıbrıs’ta bir çözümü arzu ediyor, ne de şu anki Kıbrıs Türk liderliği Kıbrıs’ta bir çözüme sıcak bakıyor

Kıbrıs’ta taraflar bir kez daha New York’ta.

Elbette bir beklenti yok.

Tarafların söylemleri zaten bunu gösteriyor.

Türk tarafının “İki ayrı egemen devlet öngörüsü devam ederken, Rum tarafının federal zeminde çözüm beklentisi, daha doğrusu BM parametreleri içinde kalarak öngörülen çözüm zeminine sahip çıkıyormuş  gibi bir görüntü vermesi haliyle böyle bir konjonktürde uluslararası camianın desteği de  Rum tarafına kayıyor. Zira garantör Türkiye tezi olan ve Kıbrıs Türk liderliği tarafından masaya getirilmeye  çalışılan iki ayrı egemen devlet tezi uluslararası toplumdan destek bulmamıştır.

Dolayısıyla sadece Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk liderliğinin böyle bir çözüm öngörmesi ve çözümü bu şekilde kabul etmesiyle iki ayrı egemen devlet tezinin uluslararası alanda  kabul görmesi çok da mümkün görünmüyor…

Peki neden?

Bunun birden çok nedeni var elbette.

Lakin BMGK kararları ilk başta gelen.

Akabinde Rum tarafının bu yönde rıza göstermesi şart.

Ve nihayetinde garantörlerin desteği, uluslararası camianın desteği vs..

Nitekim iki devletli çözümün zemin bulması demek uluslararası hukuk nezdinde  gerçek bir tanınma anlamına gelmektedir ki bu da mevcut koşullarda pek de mümkün görünmüyor..

Dolayısıyla BMGK kararları orada dururken, akabinde  uluslararası camianın ve nihayetinde uluslararası hukukun, Kıbrıs’ta iki ayrı egemen devlet imkanına fırsat vermeyeceklerini net olarak ortaya koyduklarını da belirtmekte yarar vardır.

O halde Kıbrıs’ta sorunun çözüme kavuşması için  BMGK kararları esasında BM parametreleri içinde uluslararası hukukun meşruiyet kazandıracağı ve uluslararası alanda kabul göreceği gerçekçi   bir çözüme ihtiyaç duyulmaktadır.

Bugün Türk tarafının izlediği politika, akabinde Rum tarafının samimiyetsiz tavrı ile bunu yapmak mümkün değildir..

Zira öngörülen iki devletlilik en azından bugünkü şartlarda gerçekçi bir çözüm şekli de değildir.

Dolayısıyla bu çözümü destekleyip, Kıbrıs Türk liderliği eli ile masaya getirmeye çalışan Türkiye’de bunun farkındadır.

Hatta Kıbrıs’ta bu yönde bir gelişmenin yaşanmayacağını, geçmişi neredeyse  bir asra dayanan tecrübeyle Türkiye hariciyesi de bunu çok iyi bilmektedir.

Peki bütün bu gerçekler bilindiği halde yapılmak istenen nedir?

Öncelikle şunu belirtmekte fayda vardır.

İşin aslı şu ki taraflar Kıbrıs’ta bir çözüm istemiyor. Ne Kıbrıs Rum liderliği Kıbrıs’ta bir çözümü arzu ediyor, ne de şu anki Kıbrıs Türk liderliği Kıbrıs’ta bir çözüme sıcak bakıyor.

Dolayısıyla her iki tarafta da mevcut statükonun devamını sağlamak için her türlü çabayı gösterdiğini söylemek mümkündür.

Peki bütün bunlar bilindiği halde BM tarafları ne diye New York’a götürdü?

Diğer Haberler

Başa dön tuşu