KıbrısManşetSağlık

Tarihin en büyük skandalı ile karşı karşıyayız açın gözünüzü

Biz insanlar doğumdan itibaren hep virüslerle iç içeyiz, sürekli hastalanır ve iyileşiriz, kendi bağışıklık sistemimiz zaten buna programlanmış mükemmel bir yapı.

2020 yılına maskeli bir şekilde veda ediyoruz ve 2021 yılına da maske ile devam edeceğiz ama bir fark var maskenin yanına bir de AŞI ekliyoruz, yani 2021 yılında gündemimizde hep  AŞILAR olacak…

Zaten Mart 2020 den beridir bu virüsle birlikte bir aşı furyasıdır aldı başını gidiyor. Sizlere bu Covid-19 virüsünün planlı bir oyun olduğunu daha iyi anlatabilmem için sizi tarihte bir yolculuğa çıkaracağım. İnsanoğlu olarak hafızamız biraz noksan kalıyor çünkü yıllardır bizlere bombardıman edilen bu bilgi selinin içerisinde geçmiş 10 yılı dahi doğru dürüst hatırlayamıyoruz. O zaman  11 yıl öncesine bir yolculuğa çıkarayım mı sizi ister misiniz?

Yıl 2009 hatırlayın tüm dünya domuz gribi ve aşılarını konuşuyordu, daha da geriye gideyim 2004-2005 Kuş Gribi virüsünü unuttunuz mu ,ne diyorlardı o zaman; tüm dünyaya yayılacak yüzbinlerce hatta milyonlarca insan ölecek, tüm kanatlıların yok edilmesi gerektiğini ve tüm dünyanın tehdit altında olduğunu söyleyen yine bugün devrede olan kriz aktörleri değil miydi! Onlar bunu o dönemlerde de o kadar şişirmişler ve köpürtmüşler ve olağan üstü bir pandemi haline getirmişlerdi. Deli Dana Hastalığını hatırlayın o dönemlerde de bir korku oluşturuldu ama o da bir balondu söndü gitti tıpkı kuş gribi gibi. O dönemlerde de bu DSÖ’nün himayesindeki bilim insanları tıpkı bu gün gibi televizyonlarda öldük bittik ,tüm insanlık yok olacak diye feryat ediyorlardı ama ne oldu zaman geçtikçe öyle olmadığı ortaya çıktı ve çok abarttık özür dileriz diyerek kenara çekildiler.

Ama insanoğlu bundan da ders almadı ve 2009 da ortaya çıkan domuz gribinde de ayni kriz aktörleri devreye girdi yine korku salındı, milyonlarca insan ölecek denildi. Sanki her yıl aids, kanser, grip ve daha bir çok önlenebilir hastalıklarından milyonlarca insan ölmüyormuş gibi yine önümüze ne çıkarılırsa, hangi yemekler verilirse biz insanlar bunları aldık yedik ve yuttuk, tıpkı bu gün Covid-19 da yaptığımız gibi.

Ama göz ardı ettiğimiz ve bir çoğumuzun göremediği bir şey var sevgili arkadaşlarım Covid-19 dalgasından çok daha büyük bir yıkımla karşı karşıya insanlık; YOKSULLUK ve DEPRESYON, bu ikisi var ya asıl yıkım işte bunlar olacak insanoğlunun üstünde .

Üretilen bu salgınlarda kazananlar da kaybedenlerde hep ayni. Bu Covid-19 dönemde de kazananlara bakacak olursak 8.7 trilyon dolar servetlerini 12.5 trilyon dolara çıkarttılar, onlar için hastalıklar, krizler, aşılar hep fırsat demek para demek.

Her zaman dediğim gibi bir korku virüsü pompalanıyor adı COVİD- 19.Size bir filmden bahsedeyim adı V for Vendetta, tamamen virüs olayını anlatan bir film ve ne tesadüftür ki Kasım 2020 de Londra’da geçen bir film.
Bu filmde de virüs ile korku ve panik yaratılıyor tıpkı bugünkü gibi virüs bahanesi ile insanlar üzerinde ne kadar büyük planlar yapılabileceğini konu alıyor ve anlatılıyor ve burada da korku ve panik anlatılıyor çünkü toplumu en iyi idare edebileceğiniz özellikler KORKU ve PANİKTİR… Hala daha ne yaptıklarını göremiyor musunuz  açınız  gözlerinizi maske gözlerinizi kapatmıyor  nasıl olsa, virüsü de ,hastalığı da, korku ve paniği de yaratıp oyunu planlayıp daha sonra aşıyı ve ilacı da çıkartıp alın size kurtuluşunuz deyip parayı kazanan hep ayni küresel zenginler…

Şimdi gelelim Covid-19  aşılarına; 2 tür aşı var, birincisi m RNA aşısı ki yeni teknoloji ile yapılmış diğeri ise Çin aşısı ki ölü virüsten yapılan aşı. Yine size hatırlatayım 2009 domuz gribi salgınında da aşılar 8 ay içerisinde çıkarılmış ve sağlık çalışanlarına yapılmaya başlanmıştı ama çok ciddi problemler ortaya çıkmıştı ve ardından da hemen toplatılmıştı bu aşılar, bunları da unutmayalım…

Peki nedir bu m RNA aşısı, kısaca anlatayım size; bu aşılar DNA aşıları gibi hücre içerisine girmeye gerek duymazlar, hücrenin sitoplazmasına gider ve orda virüsün sıçrama proteinini üretmesi için talimat götürür ve o talimatı alan sitoplazma içerisinde virüs bozunduktan antijen oluşturur bu durumda da bizim bağışıklık hücrelerimiz lenfositlerimiz harekete geçer ve oradaki proteini virüs  gibi algılayıp saldıracaktır, buraya kadar güzel ama sorun şu ki bu aşılar vücuda girdikten sonra evet hücre içerisine girmeyecekler amaaaa  sitoplazmada bozunduktan sonra veya bozunmadan önce hangi hücrelere gittiğini bilmiyoruz, üreme hücrelerine de gidebilirler ki bunun için hiçbir bilimsel çalışma yok teorikte gitmez deniyor ama pratikte ne olacağını yıllar geçince belli olacak, uzun bir süre bu aşı ile çalışma yapıldı mı derseniz cevap koskoca bir hayırrr, tüm faz çalışmalarının yapıldığı söylense bile bunlarla ilgili yayınlanmış bir çalışma yok.

Sadece bizlere medya aracılığı ile bilgi veriyorlar işte %95 bu aşı etkili ,%90 bu aşı etkili ,bakıyorsunuz başka bir firma benim aşım %98 etkili diyor ama biz bunların ne kadar gerçek olduğunu bilmiyoruz çünkü bilimsel hiçbir yayınlarda yayınlanmamış olmasına rağmen nasıl oluyor da birçok bilim insanı ve doktorlar çıkıp bu aşılar çok iyi, çok etkili hemen kullanalım diyebiliyor ben çok şaşırıyorum çünkü domuz gribinden sonra yine ayni tuzağa düşmüyor muyuz sevgili arkadaşlarım.

Gelelim bu Covid-19 korkusunun temelini oluşturan PCR testlerine; bu testler için bakın ne diyor DR MIKE YEADON “PCR testleri o kadar yanlış pozitif kusuyor ki buna bakarak bu kişi covid-19 virüsü taşır diyemeyiz.”
Bu testlerle ilgili Almanya’da soruşturma başlatıldı ve mahkeme yolu açıldı. PCR testleri size ,sizde aktif bir virüs var ve bu virüs gerçek anlamıyla diğerlerine de geçerek zarar verebilir demez. PCR testlerini tanı amacı ile kullanamazsınız, PCR testleri sadece o virüsün içerisindeki RNA molekülünün diziliminin yani  belirli RNA diziliminin olup olmadığına bakıyor, belki de o ölmüş bir virüstür, yani daha önceden bağışıklık sistemi hücrelerinizin öldürdüğü bir virüsün kalıntısı da olabilir… Sonuca gelelim mi;

Covid-19 virüsüne enfekte olan kişilerin ölüm oranı 1000 de 3 tür, hatta yeni araştırmalara göre bu rakam 10000 de 3 civarlarında. Pandemilerde 5 derece var ama şuan biz hala ikinci derecedeyiz yani bakarsanız ikinci derece  pandemide kapanma diye bir şey yok araştırın ve görün. Unutmayın ki dünyada bu virüsü yenen 44 MİLYON İNSAN var ve bunu bile pozitif bir olay gibi yayınlamaktan kaçınıyorlar, hep negatif algılarla yayınlara devam ediyorlar ve insanları hep ölüm moduna sokuyorlar, insanların peşine düşmüş tüm insanları öldürecek  bir virüs algısı yarattılar, halbuki biz insanlar doğumdan itibaren hep virüslerle iç içeyiz, sürekli hastalanır ve iyileşiriz, kendi bağışıklık sistemimiz zaten buna programlanmış mükemmel bir yapı.

Bu virüs ne EBOLA ne SARS virüsüdür insanları aldatmayı bırakın çünkü eş zamanlı çıkardığınız aşılara talebin az olduğunu gördünüz ve aşılanmanın başladığı her ülkede ayni gün rekor vakalar yayınladınız yani daha çok korku ve panik yaratıp herkesin aşılanmasını istiyorsunuz .Bana mı soruyorsunuz bu aşıyı olacak mıyım HAYIRRR olmayacağım, nedeni de açık aşıların yan etkilerini bilen yok.

SİZ İYİ BESLENİN,SPOR YAPIN ,İYİ UYUYUN VE HEP GÜLÜMSEYİN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİZ EN İYİ AŞINIZDIR UNUTMAYIN..

Diğer Haberler

Başa dön tuşu