KıbrısManşetSiyaset

Tatil başlarken Sabri ile KKTC muhabbeti!

Rusya, İngiltere, Pakistan, Bangladeş, Mali, Libya ve Azerbaycan bizi tanıyacaktı ya; işim yok, gücüm yok, bunların dışişleri bakanlıklarına mektuplar yazdım, “KKTC’yi tanıyacak mısınız? Gündeminizde var mı?” gibi sorular sordum; hiç biri haftalardır yanıt vermiyor!

Ve tatil başladı.

İzin!

İzindeyiz!

Sabah sabah doktor, moktor, bakım, onarım derken, ver elini Limnidi, Lefke!

Gazeteleri karıştırıyorum!

Sıcak yok Limnidi’de!

Kıbrıslı deyişiyle “Serincik” var…

Pır pır eser beytambal!

-*-*-

Bir kadın, oğluna çağırıyor…

Ses çok gür!

“Sabriiii, be Sabri!”…

-*-*-

Koronavirüs öncesi, Lefke’nin eski Karadağ bölgesinin üzerinden beş dakikada bir uçak geçer, Larnaka’ya inerdi.

Koronavşirüs’te sesler kesilmişti; şimdi yeni başlayan zizziro senfonisi arasında, biraz üveyik, az keklik, tek bir bigatsa, çok az karga, bol serçe, tavuklar, iki ya da üç köpek havlaması ve hafiften sayısı artan tayyare sesi!

Demek ki neymiş?

Güney’e uçak gelmeye başlamış!

Turizm açısından diyordum!

-*-*-

Demokrasi ve hukukun üstünlüğü…

Nereden bilmem, ama bunlar da geliyor aklıma gazetelere bakarken!

Bu iki ilke, çağdaş bir devlet veya modern devlet yönetimleri için “olmazsa olmazdır”…

Zizziro seslerinden bu iki ilkeye geçişi yapmak çok kolay olmadı ama idare edin!

Sabriiiii!

Be Sabri….

Vallahi gıracam kemiklerini!

Annesi herhalde!

Sabri’yi tehdit ediyor!

-*-*-

Nedir yani bu iki ilke?

Bak Sabri oğlum; bu iki ilke, yürütme organının aldığı bir kararın yargı organı tarafından reddedilmesi halinde, ülkedeki hükümetin derhal istifa etmesini gerektiren ilkelerdir!

-*-*-

Ama nasıl Şükrü abi?

Şükrü değil abim, Serhat!

-*-*-

Bak Sabri; koalisyon hükümetinde bir ortak, öteki ortağa, “senin genel başkanının Türkiye ile arası iyi değilse, biz hükümette olamayız” gibi ayar çekerse; o koalisyonun ya derhal bozulması ya da ayar çeken ortağın “özür dilemesi” şarttır!

Bunlar olmazsa; o ülkede demokrasi, katakullidir!

Anladın mı Sabri!

-*-*-

Sabri kardeşim bak örnek vereyim sana; Mahkeme, Hayat Pahalılığı ödeneğinin kaldırılmasının “Anayasa’ya aykırı” olduğuna hükmetmişse; bu kararı alan hükümetin, “tamam let’s go to early election” demesi gerekir!

Yani “haydi gel benimle ol, oturup yıldızlardan, bakalım Dünya’da neslimize!”…

Yok, o Sezen Aksu şarkısıydı!

Şey be Sabri, “erken seçime gidilmesi kaçınılmaz olmalıdır” demek istemiştim!

Bak, annen sana çağırır, beni dinlemek zorunda değilsin, gideceksen git ha!

-*-*-

Dolayısıyla sevgili Sabri kardeşim; KKTC’de, erken seçim olmayacaksa, ki olmayacak, “demokrasi” ve “hukukun üstünlüğü”nün “portakal cinsi” olarak kabul edilmeleri çok daha mantıklıdır!

Ama merak etme, hiç bir portakal, Lefke Yafa’sı kadar muhteşem olamaz!

Su be Sabri, su!

Su çok önemli!

-*-*-

(Sabri’nin tabii ki kafası karışır!)

Ayrıca ülkenin başbakanının, neden Türkiye’ye gidip geldiğini, bu son ziyaretin neden yapıldığını da hiç anlamamış olduğundan, bir hayli endişelidir!

Karpuzu keser; hellimleri ince dilimler halinde doğrar, çöreği masaya bırakır!

“Buyurun, afiyet olsun” der!

-*-*-

Derken, odaya masum bakışlı ama son derece çekici bir kadın girer…

Sabri, kadına yıllardır aşıktır!

“Buyurun yiyelim” der ve dizinin o bölümü bitmiştir!

-*-*-

TRT’nin “Biz Zamanlar Kıbrıs” dizisinden alıntı falan değildir bu yazdıklarım…

Ama o dizide gösterilenlerden daha mantıklı ya da mantıksız olduğuyla hiç ilgilenmiyorum…

-*-*-

Gelecek endişesi mi dediniz?

Haaaa, bir miktar ülkeye bakalım mı diyorsunuz?

Ne gelecek endişesi Sabri, bak, sağ olsun Büyükelçi her şeyimizle ilgileniyor!

Türkiye’mizin ilgili bakanı, başbakanımızı çağırmış, “gel, kendi ayaklarınız üzerinde duracaksınız” demiş, başbakanımız binlerce kez teşekkür etmiş!

Sonuç!

Elde var sıfır!

Taşel de batmış!

Ya da batırılmış!

Ayaklar üzerinde duralım ama bizim ayaklar koptu, kesildi!

-*-*-

Ülke soyulmuş!

Tarihi eserler, fabrikalar bile çalınmış!

(Ganimet meselesi… Ayrı yazı konusudur, karıştırmayalım… Zaten çok karıştı yazı!)

-*-*-

Nüfus yapısı mı?

Girmeyelim o meseleye!

Vatana ihanet kapsamındadır!

Ama “değiştirilmiş” dersem, trollenir miyim?

Irkçı – ayrımcı olur muyum?

Kesin!

-*-*-

Gelecek endişesi demiştiniz?

Evet Sabriciğim, gençler “kaçıyor”!

-*-*-

Rauf Denktaş mı?

Allah gani gani rahmet eylesin!

Nasıl demişti?

Giden gider, kalan sağlar bizimdir!

Yok öyle değildi!

Her gidenle, her gelen aynı mıydı?

O’na benzer bir şeydi de peki biz bu “milli mücadele”yi neden yapmıştık Rauf bey?

Soru havaya gitti!

Rauf bey artık yok ki!

El Fatiha!

Bütün gidenlere tabii ki!

-*-*-

Sabriii, Fatiha Suresi’ni bilin ya?

Yok sen da bizim UBP’liler gibi, “okurmuş gibi yapan!”…

Ak Parti’lileri “günde beş vakit” kandırırlar ya!

Hepsi imam oldu maşallah!

Neyse, bu da ayrı yazı konusu, kafayı daha fazla bullez etmeyelim be Sabri!

-*-*-

Şimdi, meçhule gidenlere mendil salladık arkalarından veya sallamadık, dönmeyecekler tamam da, ülkeyi uçak veya gemi ile terk-i diyar eyleyen insanımız sizi endişelendiriyor mu?

Onlarca, değil, yüzlerce değil, binlerce gencimiz okumaya gittiler; dönmediler, dönmeyecekler!

Endişe var mı?

Nasıl dedin Sabri?

Evet, o konuya Rauf bey – rahmetlik açıklık getirmişti değil mi?

Doğru, doğru!

-*-*-

Maaşlar ödenecek mi Sabri?

En önemli sual bence budur?

Sual ne midir?

-*-*-

Turist gelecek mi Sabri?

Girne Hastanesi bitecek mi Sabri?

Müteahhitler Birliği istifa edecek mi Sabri?

Yoksa ne gerek vardı be abi mi?

Bak, her konuda yazılı açıklamaları hazır; bir tek Girne Hastanesi’nin ihalesini nasıl mahvettikleri konusunda yazılı açıklama yapmıyorlar!

Keşke Başbakan mı yapsa diyorsun!

Bence de!

Ama Başbakan’ın çok daha önemli işleri var!

UBP’ye genel başkan seçilmek gibi değil mi?

Bu da ayrı yazı konusu be Sabri!

-*-*-

Kıb – Tek kurtuldu mu Sabri?

Bu sene kesin patates satılacak değil mi Sabri?

Değilse, Elyeliler ve Pergamalılar muz mu eksin diyorsun?

Çünkü protokol imzaladık, muz kesin satılacak diyorsun Sabri!!!

Ve yoğurt!

Herkes yoğurt yapsın ha!

-*-*-

Sabriciğim, samimileşelim biraz; aklıma bir soru takıldı:

“… Kurultay dedik ya… Faiz bey UBP Genel Başkanı olursa, Türkiye kurultayı yine iptal eder mi?”

Veya soruyu başka türlü sorayım; “Erhan Arıklı ortaya bir laf attı, şimdi bu durumda, UBP üyeleri inadına hepten Faiz abici mi yoksa değil mi?”…

Sabri; dinlemiyorsun beni ama bu gidişle, inattan, “bıktık be gavollem” diyerekten, Faiz bey ilk turda yüzde 75 oy alır mı dersin?

-*-*-

Ne dersin?

Nasıl nasıl?

Ersin değil, “dersin”!

Haaaa, Ersin Tatar…

Bizim başkan!

-*-*-

Bürksel’de canım!

Egemen eşit iki devlet!

Yes!

-*-*-

Sabri, karıştırma, girme o konuya!

Türkiye ile de egemen eşitiz tabii ki!

Karıştırma o meseleyi!

-*-*-

Bak; hukuk üstün, demokrasi kıskanılacak kadar berrak!

Geçitkale’de SİHA’lar ve İHA’lar!

Suyumuz da var!

Elektriğimiz da var!

Tek sorun, 5 bin koyunluk davar!

Sahi, ne oldu koyunlar?

-*-*-

Haklısın Sabri!

Sormamak lazım!

Ama kimse sormamıştı ki, Başbakan kendiliğinden ve de ansızın, “aşıyı bilmem ama kesin 5 bin koyun gelecek” demişti!

Allah’a şükür, aşı geldi ki zaten ihtiyacımız oydu!

Elbette şükran Sabri kardeş!

Ne demek!

Ama yine de şaka, maka; o 5 bin koyunu merak ediyorum!

-*-*-

Bir de neyi merak ediyorum be Sabri kardeş biliyor musun?

Rusya, İngiltere, Pakistan, Bangladeş, Mali, Libya ve Azerbaycan bizi tanıyacaktı ya; işim yok, gücüm yok, bunların dışişleri bakanlıklarına mektuplar yazdım, “KKTC’yi tanıyacak mısınız? Gündeminizde var mı?” gibi sorular sordum; hiç biri haftalardır yanıt vermiyor!

İçime bir kurt düştü be Sabri!

Bunların dışişlerinin “KKTC” diye bir yerden haberleri bile yok!

-*-*-

Neyse Sabri, bak annen çağırıyor!

Git da şeftaliler pişmiş!

-*-*-

İzindeyiz!

Eskiden KKTC’de, “Ata’m izindeyiz” derdik!

Şimdi, biliyorsun, “Ata, Ata’m, Atatürk, Mustafa ve Kemal” gibi isimler pek kullanılmıyor!

Demek istediğim, “izindeyiz”…

İzin be izin!

Tatil yani!

Bu okuduğunuz yazı da, ilk tatil yazımız!

Diğer Haberler

Başa dön tuşu