Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Danimarka’da Türkiye’nin Kopenhag Büyükelçiliği önünde ve bir caminin karşısında polis koruması altında Kur’an-ı Kerim yakılmasına tepki gösterdi.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, “İsveç’te kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e karşı gerçekleştirilen nefret suçunun bugün Danimarka’nın Kopenhag şehrinde aynı İslam düşmanı şarlatan tarafından tekrar işlenmesine izin verilmesini en güçlü şekilde lanetliyoruz.” ifadesine yer verildi.
İsveç ve Hollanda’dan sonra bu defa Danimarka’da gerçekleştirilen “bu alçak eylemin” Türkiye’nin tüm uyarılarına rağmen engellenmemesinin, Avrupa’da dini hoşgörüsüzlük ve nefretin sözde özgürlük ortamını suistimal ederek eriştiği tehlikeli boyutları ortaya koyması bakımından endişe verici olduğuna işaret edilen açıklamada şunlar kaydedildi:
“Avrupa’da milyonlarca insanın hassasiyetlerini rencide eden bu tür iğrenç eylemlere müsamaha gösterilmesi barış içinde bir arada yaşama pratiğini tehdit etmekte ve her gün Avrupa’nın bir yerinde meydana gelen ırkçı, yabancı düşmanı ve İslam karşıtı saldırıları kışkırtmaktadır. Avrupa toplumunun ayrılmaz parçası olan Müslümanları ötekileştiren bu eylemler karşısında tepkisiz kalan yönetimlere sorumluluklarını hatırlatıyor, savunduklarını iddia ettikleri evrensel değerlerin ayaklar altına alınmasına seyirci kalmamaya davet ediyoruz.”
Rusya: “Danimarka’daki büyükelçiliğimiz önünde Kur’an-ı Kerim yakıldı”
Öte yandan, Rusya’nın Danimarka’daki büyükelçiliği önünde kimliği açıklanmayan bir kişinin Kur’an-ı Kerim yaktığı bildirildi.
Rusya’nın Kopenhag Büyükelçiliğinin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, konsolosluk şubesi önü de dahil Kopenhag’da Müslümanların kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’in yakıldığı bir dizi eylemin gerçekleştirildiği belirtildi.
İnananların duygularıyla alenen alay edilen eylemlere Danimarka makamlarının göz yumduğu kaydedilen açıklamada, “(Bu eylemler) ifade özgürlüğü ve demokrasinin bir tezahürü değil, dinler arası nefreti ve medeniyetler arası çatışmayı körüklemek için hesaplanmış kaba ve cahilce bir provokasyondur.” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, bu tür “maskaralıklara” yönelik fırsatların tamamen ortadan kaldırılması ve organizatörlerin sorumlu tutulması gerektiği kaydedildi.
