Kıbrıslı Türk Avukat Akan Kürşat’ın “Kıbrıslı Rum mallarının satışına aracılık” iddiası ile İtalya’da tutuklanması sonrası sessizlik devam ederken, konunun hukuki boyutu Kıbrıs’ın Kuzey yarısında Rum mallarının alım satım işlerinde ciddi bir tehdit oluşturuyor meşguliyeti bu alan için olan herkesin.
Dolayısıyla Kıbrıs sorunu ekseninde kendi doğruları ile hukuk oluşturduğunu zannedenlerin uluslararası hukuk nezdinde yürütülen davalarda bir ehemmiyete sahip olmadığının görülmesi bakımından bu önemli bir gelişmedir. Avukat Akan Kürşat’ın şu andaki akıbetinin ne olduğu konusunda bir bilgiye sahip değilim.
Ve fakat iddia edildiği gibi İtalya’da tutuklanma nedeni Rum mallarının satışında aracılık üstlenmesi ise Kıbrıslı Türkler için bu anlamda tehlike çanları çalıyor demektir, nitekim bugün avukatların bir kısmının doğrudan sektörün içinde alım satım işlerine varıncaya kadar yer aldıklarını düşünürsek, bir de kayıtlı emlak işletmelerinin faaliyetlerini göz önüne alırsak Avukat Akan Kürşat’ın İtalya’da maruz kaldığı muamelenin bir emsal olması gerektiğini başta ülkeyi yönetenlerin, sonra da bu işlerle uğraşanların bilmesi gerekiyor.
Zira AİHM de mevzu bizde ele alındığı gibi değerlendirilmiyor. Dolayısıyla 50 yılda uluslararası toplumdan kopuk ve aynı oranda uluslararası hukukun dışında kalarak kurduğumuz düzenin sürdürülebilir olmadığını bile bile bunu ısrarla sürdürmeye çalıştık.
İşin ilginç yanı ise bugün hala bunun devamını sağlayacak politikaların dozunu artırarak bu düzeni korumaya çalışan bir anlayışın ülke yönetimine hakim olmasıdır.
