Halkın Partisi (HP) Merkez Yürütme Organı üyesi Ahmet Tokatlıoğlu “Kıbrıs için Kademeli Çözüm-“Evrimsel İşbirliği Modeli”” isimli bir yazı paylaştı.
Tokatlıoğlu yazısında, Kıbrıs’ta çözüm sürecinin başarılı olması için, iki toplumun da buna hazır olması gerektiğini açıklayarak, Türk-Yunan ilişkisinin Kıbrıs meselesine etkilerini de anlattı.
HP MYO üyesi Tokatlıoğlu’nun yazısı şu şekilde;
“Kıbrıs sorunu, çözümsüz kaldığı yıllar ve sayısız çözüm denemeleri dolayısıyla çözüm üretmeyi zorlaştıran bir toplum mozaiği oluşturuyor. Duygusal bağlar ve rasyonel değerlendirmeler arasındaki çatışma, çözüm sürecinde önemli bir engel teşkil ediyor.
İkinci Dünya Savaşı sonrası Fransız-Alman kömür anlaşması, adım adım ilerleyerek Avrupa Birliği gibi bir konfederal yapıya nasıl yol açtığının bir örneğidir. Bu tarihsel örnek, Kıbrıs’ta kademeli bir çözümün mümkün olabileceğini gösteriyor. Ancak, Kıbrıs’taki mevcut durum, federal çözüm veya iki ayrı devlet gibi ana akım alternatiflerin gölgesinde kalmış ve gerçek çıkış yolu olabilecek kademeli yaklaşımlar yeterince dikkate alınmamıştır.
Türkiye’nin son dönemde Türk-Yunan ilişkilerine ve özelde Kıbrıs sorununa yönelik Doğalgaz alanında çözümden önce işbirliği yapılması çağrısı umut vericidir.
Kıbrıs sorunu, geçmişten gelen yaşanmışlıklar ve bütünlüklü çözüm planlarına dair geleceğe yönelik kaygılarla daha da karmaşık bir hale gelmiştir. Rusya ve Çin’in bölgedeki artan nüfusu, Kıbrıs’taki çözümsüzlüğün risklerini artırmıştır. Ancak, iç siyasetin etkisi ve siyasi egemenlik meseleleri, kademeli bir çözümün önünde büyük bir engel oluşturmaktadır.
Türk-Yunan ilişkilerindeki siyasi yakınlaşma ve güven artırıcı önlemlerin konuşulması, Kıbrıs sorununa da benzer bir yaklaşımın uygulanabileceğini gösteriyor. Ancak, iki toplumun günlük hayatlarına odaklanan, iş birliğine dayalı bir plan ve yol haritasına ihtiyaç vardır.
Bu, iki toplumun işbirliği yapabileceği alanların belirlenmesi ve ara çözüm sürecinin tarafların kaygılarından arındırılması zorunluluğunu beraberinde getirir.
Kıbrıs’ta herhangi bir çözüm sürecinin başarılı olması için, iki toplumun da buna hazırlanması gerekmektedir. İki toplumun da siyasi erklerinin, siyasi ve manevi miras bırakmak ve tarihe not düşmek adına gerekli açılımları yapması şarttır.
Sorunun çözümü, sadece siyasi liderlerin kararlarına değil, aynı zamanda toplumların algılarına ve kabullerine de bağlıdır. Bu nedenle, kademeli bir çözüm süreci, her iki toplumun da katılımı ve desteğiyle şekillenmelidir.
