KıbrısManşetSiyaset

Tokel: Meclis, sadece PCR yapan bir merkez haline geldi

Bu sabah BRT’de yayınlanan 45+ programına katılan Siyasal İletişim Uzmanı Özdemir Tokel, çarpıcı açıklamalarda bulunarak, siyasi cepheyi değerlendirdi.

ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR SÖZÜ PCR MÜLKÜN TEMELİDİR OLDU… Meclis’in her hafta PCR için toplanan ve milletvekillerinin PCR testlerini yapan bir merkez haline döndüğü açıklamasını yapan Tokel, Meclis duvarında yazan ‘Adalet, mülkün temelidir’ sözünün bence ‘PCR, mülkün temelidir’ olarak değiştirilmesinin daha iyi olacağını söyledi.

Bu sabah BRT’de yayınlanan 45+ programına katılan Siyasal İletişim Uzmanı Özdemir Tokel, çarpıcı açıklamalarda bulunarak, siyasi cepheyi değerlendirdi.

Değerlendirmeyi üç başlık altında yapan Tokel, öncelikle Meclis konusuna değindi.

Tokel, “Meclis çalışmıyor. Aslında Meclis son dönemlerde sadece PCR yapıyor” diyerek, Meclis’in adeta bir PCR Merkezi’ne dönüştüğünü söyledi.

Meclis’in her hafta PCR için toplanan ve milletvekillerinin PCR testlerini yapan bir merkez haline döndüğü açıklamasını yapan Tokel, Meclis duvarında yazan ‘Adalet, mülkün temelidir’ sözünün bence ‘PCR, mülkün temelidir’ olarak değiştirilmesinin daha iyi olacağını söyledi.

Komiteler, İktidar ve Muhalefet olarak siyasi gündemi 3 başlık altında değerlendiren Tokel’in açıklaması şu şekildedir:

“Komiteler toplanmıyor, gerekli yasal çalışmalar konusunda Meclis toplanabilir, komiteler çalıştırılabilir. Bizim ihtiyaç duyduğumuz ve geçirilmesi gereken bir yığın yasamız var. Dolayısıyla bu noktada milletvekillerinin evi Meclis’tir ve onların bu sorumluluğu yerine getirmesi gerek. Nisabın belli noktadan başka bir noktaya çekilmesi ve aynı zamanda muhalefetin de ihtiyaç duyulduğu dönemlerde Meclis’i açabilmesini ortaya koyabilir şeklinde konuşmam olmuştu. İktidar isterse Meclis açılıyor, istemezse Meclis açılmıyor.”

TOKEL: YDP VE UBP GRUPLARINDAN BAZILARI SEÇİM İSTİYOR

“İktidar şu an ekonomi, pandemi ve Maraş süreciyle ilgileniyor. Bunun ötesinde iktidar partideki dönemi etkileyecek son derece önemli bir kurultay süreci var. UBP’nin kurultay ile ilgilenmemesi demek abesle iştigaldir. Bu hükümetin değişimi, dönüşümü buna bağlıdır. UBP’nin yönetim kadrosunda bulunmayan grubun birinci odağı kurultay iken kadrolarda yer alanların ise birinci önceliği kurultay değil ve bu tepki görüyor. Bu durum da UBP kanadının yöneticilerinin tepkisine neden oluyor. Kurultay öncesi erken bir seçimle karşılaşmaz isek 15 Ağustos itibariyle top yekün bir kurultay atmosferinin ülkeye hakim olacağı bir siyasal süreç yaşanacak. YDP’nin de baskın bir şekilde seçime gidilmesi noktasında talepleri olduğunu biliyorum. UBP grupları içerisinde de belli bir grubun kurultay öncesi seçime gitmenin, kurultay sonrası seçime gitmekten daha avantajlı olacağı yönünde düşünceleri mevcut.”

“TC İLE DİDİŞME DURUMU HİYERARŞİDE ŞU KARŞILIK GÖRMÜYOR”

Muhalefet kanadını değerlendiren Tokel, muhalefetin Türkiye ile didişme durumunun bu hiyerarşide şu an karşılık görmediğini söyleyerek, şu ifadelere yer verdi:

“Muhalefet tüm bu yaşananlara, pandemiye, Maraş açılımı ile gerçekleşen dalgalanmalara, ekonomik sıkıntılara rağmen, sokaktaki vatandaş “Bizim önceliğimiz erken seçim değil, geçim” diyorsa muhalefet kendini sorgulamalıdır. Neden bu hükümetten kurtulmak istemiyoruz diye sorgulamalıdırlar. Bu durum sorgulanmalıdır. Muhalefetin ortaya koyduğu söylem ve eylemler, ihtiyaçlar hiyerarşisinin artık dışındadır. İrade sloganı evdeki kahvaltılığı aldırmıyor. Bu ihtiyaçları ortadan kaldırdıktan sonra insanlar daha lüks ihtiyaçları düşünür. Pandemi üzerine ekonomi çökmüş, insanlar eve ekmek götüremez durumda. İnsanların son derece ciddi finansal krizleri var, batıyorlar. Federasyon tezi bile ihtiyaç teorisine daha yakındır. Türkiye ile didişme durumunun bu hiyerarşide karşılık görmediği de açıktır. Bu konjektör tamamlandığı zaman bu ülkenin daha demokratik olmasını herkes ister. Bu insanı bir tavırdır, ama karnı doyduğunda.”

Diğer Haberler

Başa dön tuşu