GIYNIK ÖZEL – Taha Can GÜRLEK
Halkın Partisi Genel Koordinatörü Savaş Toksöz, dün yaşanan gelişilmelerin ardından sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla durum değerlendirmesinde bulundu. Yaptığı değerlendirmenin bir kısmında Hüseyin Ekmekçi’yi de yer veren Toksöz, Ekmekçi’nin yaptığı eleştirilere cevap vererek partisini ve dava arkadaşlarını savundu.
Toksöz’ün paylaşımının tamamı şu şekilde:
“3 sene öncesine kadar Halkın Partisi bu ülkenin meclisinde yer almıyordu. Halkımız takdir etti ve Halkın Partisi meclise girdi. Bu süre zarfından hem kurulmaları hem de bozulmaları esnasında çok ağır eleştirilere maruz kalan hükümetlerde yer aldı. Birçok krizi yönetti. Hata – kaza elbette yaşandı ama bu parti elinden gelen çabayı ortaya koydu. Her nedense gazanın dibi hep bize kaldı.
Bu sabah sıklıkla yaptığım gibi Hüseyin abinin (Hüseyin Ekmekçi) programını izlerken HP’nin sanki sorumluluktan kaçtığını hatta Özersay’ın bunu şahsi meselesine çevirdiğini, HP’nin yaralarını sarmadığını ama Özersay’ın yaralarını sardığını, ülkenin bu haldeyken bu yapılanın yanlış olduğunu söylediğine tanıklık ettim.
Amacım Hüseyin Ekmekçi’ye karşı sözüne söz arşınla bez pozisyonu almak değildir. Hatta kendisini ne çok sevdiğimi ve hayranlıkla takip ettiğimi de kendisiyle birlikte yakın çevrem de bilmektedir. Fakat Hüseyin Ekmekçi’nin söyledikleri üzerinde düşünülmesi gerektiğine yürekten inanırım.
Mesela Sn. Ekmekçi CTP ile UBP’nin olamayacağını söyledi. Neden? Çünkü farklı düşünüyorlarmış. Biz UBP ile her konuda aynı mı düşünüyoruz. Maraş konusunda aynı fikirdeymişiz ama uygulamada ayrışmışız. Maraş meselesinin özü zaten uygulanması değil midir? Yoksa UBP de HP de Maraş açılsın dediği için bütünüyle aynı mıdır? Bugün yapılanların bizim ortaya koyduğumuz fikirle uzaktan yakından alakası yoktur.
Peki önceden kurulan koalisyonlarda herkes aynı mı düşünüyordu? Bu ülkenin bu döneminde elini taşın altına koymamak için bir neden olabilir mi? Geçmişte bu ikili (UBP-CTP) Sn. Talat’ın hayalini gerçekleştirip hükümet kurmadı mı? Elbette kurdu.
Bir başka açıdan bakıldığında bu ülkede CTP’nin ilkeleri ilkedir, TDP’nin ilkeleri ilkedir da HP’nin ilkeleri ilke değil midir?
HP herkesin itip kakacağı bir parti midir?
Bu ülkenin geleceğini düşünmek sadece HP’nin görevi midir? Seçim üstü yapılan onca rezalet, hepimize ait olan kamusal kaynakların bir adayın veya bir partinin hizmetine verilmesinin sorumluluğunu ne yapacağız?
HP, ülke daha da kötüye gitmesin diye kendinden verip hükümet kuracak ama diğer partiler bizim ilkelerimiz var deyip muhalefet mi edecek? Öyleyse HP geçmiş pratikleriyle de kanıtlamıştır ki; bu ülkenin geleceğini HP kadar düşünen bir parti daha bu ülkede hayat bulmamıştır.
Fakat tartışma konumuz bu değildir. Tartışmayı buraya çekmek doğru da değildir. Her yönüyle param parça olmuş bu toplumu bir taraf hükümetiyle birleştirmenin imkanı yoktur. Paramparça olmuş bir toplumda iyi bir şey yapmak da mümkün değildir. Ülkede yanan ateş HP’nin suçu olmadığı gibi tek çözümü de HP’ye bağlı değildir.
UBP-CTP görüşmesinde daha merdivenlerden inerken hatta PM kararı dahi yokken bu iş olmaz demek sorumluluktan kaçmak olmuyor da, Halkın Partisi Parti Meclisi’nin hızlı şekilde toplanıp, her üyesine söz verip, 4.5 saat tartıştıktan sonra karar üretmesi ve alternatiflerin önünü açması mı sorumluluktan kaçmak oluyor?
Sonuç olarak HP içerisinde UBP’nin olduğu bir hükümet kurmam da dememiştir. Gelin birlikte bu zor günleri atlatalım demiştir. Esasen diğer partilerinde sorumluluk almasını, ülkenin bu zor zamanında bu mücadeleye omuz vermesini istemiştir. Olması gereken de budur.
Bunun neresi kötüdür?”
