Şehirlerarası yolların büyük tehlike arz ettiği ülkemizde yol boyunca zifiri karanlıkta canımız avcumuzda gitmek veyahut gelmek zorunda kalıyoruz. Dünya ölçeğinde bir trafik güvenliğine de sahip değiliz haliyle! Bu zaten bilinmeyen bir şey değil..
Ülkemizde şehirlerarası hiçbir güzergahın insan odaklı düşünceye hizmet etmediğini biliyoruz.. Dolayısıyla şunu rahatlıkla ifade edebilirim ki Kuzey Kıbrıs’ta yol güvenliği ve emniyeti yerlerde sürünür..
Ve fakat denetimler hız kesmezken insanları gerçekten sıkıntıya sokan cezalar da kesiliyor. Şimdi eğri oturalım doğru yazalım. Bir ülke düşünün insan hayatına zerre kadar değer vermeyen , çukursuz yolu bulunmayan kentler arası yolculuklarda ışıklandırması olmayan bir memleket!
Kelle koltukta yolculuk gidip geliyoruz bu karanlık ve yol güvenliği olmayan yollarda.
Lakin bir denetim tutturdular gidiyorlar.
Çok merak ediyorum böylesi koşulların insan hayatını doğrudan tehdit ettiği bir düzen içinde neyin denetimidir yapılan?
Kimse yanlış anlamasın.
Ortada uyulması gereken bir kural varsa ve bu ihlal ediliyor, amenna..
Fakat sudan sebepten bahaneler üreterek insanları bu zor koşullarda yıpratmanın hiçbir makul izahı olamaz.
Aşırı sürat elbette denetlenecek, tehlikeli araç kullanmak elbette denetlenecek, kişinin alkollü araç kullanıp kullanmadığı elbette kontrol edilecek.. Ve elbette belirlenen kurallar içinde kalınması sağlanacak. Bunda bir şey yok.
Ve fakat evrak günü üç beş gün geçti.
Ehliyetin süresi doldu, sigorta iki gün önce bitti, araç muayenesi yapılmadı vs. vs.
Bunlar cezaya gitmeden tolere edilebilen şeylerdir. Makul bir süre içinde bu ve benzeri eksikliklerin giderilmesini ve en yakın polis karakoluna ibraz edilmesini talep edersiniz.
Velhasıl toplumu germeden küçük dokunuşlarla ve inisiyatif üstlenerek insanların hayatına olumlu katkılar yapılabilir.
