Annan Planı Kıbrıs’ın Kuzey yarısında bir dönüm noktasıydı.Bu süreçte ve sonrasında ekonomik çarklar güçlü bir şekilde dönerken Kuzey’deki taşınmaz mallar bir anda değer kazandı.Dolayısıyla sonrasında başlayan inşaat ve emlak odaklı ticari faaliyetler üzerinden böylesine büyük bir rant ortaya çıktı. Bu beraberinde birçok fırsatın kapısını da araladı.Bununla birlikte inşaata dayalı birçok sektör zincirleme bir kazancın halkasını oluşturdular. Bu Kıbrıs Türk Toplumu içinde bireyselliği öne çıkardı. Nitekim toplumsal fayda yerine bireysel kazanımlar öne çıktı. toplumsal varoluş ve çözüm odaklı faaliyetler öncelik olmaktan çıktı.Toplum birlikte hareket etme kabiliyetini kaybetti. Annan Planı’nın ortaya çıkardığı fırsatlar haksız kazançları da beraberinde getirince fırsat eşitliği iyice ortadan kalktı sınıflar oluştu, makas gözle görülür şekilde bu sınıflar arasında açıldı. Haliyle öncelikler değişti bireysel kazanımlar sürecin akıbetini belirledi. Bugün toplumun dağınıklığının hatta bir arada mücadele etme azminin kaybedilmesinin en önemli sebebi budur.. Dolayısıyla bu dinamikleri yeniden kurgulamak öncelikli hedef olmalıdır. Bunu yaparken de ortak paydamız elbette yurdumuzdur. Burada mevzubahis olan evlatlarımızın,torunlarımızın bu topraklardaki geleceğidir. Bunu istemek talep etmek arzulamak en tabi hakkımız olmakla birlikte bunu her platforma taşımalı her platformda yüksek sesle bunu dile getirmeliyiz. Herkes aynı düşünmek zorunda değildir elbette ve elbette farklılıklarımız olacak. Ne olursa olsun günün sonunda farklı düşüncelerimizin bizleri birbirimizden uzaklaştırılmasını değil ortak değerlerimizi öne çıkararak birlikte omuz omuza mücadele etmenin yarattığı toplumsal faydaya odaklanmamız gerekiyor.