EkonomiKıbrısManşetSiyaset

Toplumsal önceliklerin farkında olmayanlar

Ülkeyi yönetenlerin toplumsal ihtiyaçları belirleyerek  önceliklere odaklanmaları gerekirken, bir nebze insanları rahatlatacak projelere yönelmeleri gerekirken, bunu görmezden gelerek kendi siyasi öncelikleri doğrultusunda icraata yönelmeleri maalesef hepimizi olumsuz etkiliyor

Ülkeyi yönetenlerin toplumsal ihtiyaçları belirleyerek  önceliklere odaklanmaları gerekirken, bir nebze insanları rahatlatacak projelere yönelmeleri gerekirken, bunu görmezden gelerek kendi siyasi öncelikleri doğrultusunda icraata yönelmeleri maalesef hepimizi olumsuz etkiliyor…

Nitekim mevcut ekonomik sorunların yarattığı kriz sadece ticari anlamda insanları etkilemiyor, bu aynı oranda sosyal yaşam, ilişkiler ve kültürel gelişimi de etkileniyor. Yılların birikimi  dostluklar hemen sonlanabiliyor, aile içinde meydana gelen anlaşmazlıklar geçim sorununu ortaya çıkarıyor. Bütün bunların bir getirisi olarak insanların birbirine olan güveni azalıyor ve son olarak toplumsal anlamda kırılmalar yaşanıyor. Bugün bunu görmeye çalışan bir siyaset kurumu maalesef ülkemizde mevcut değil. İktidar şuursuz bir yönetim şekli ile ülkeyi idare etmeye soyunurken kişisel siyasi hesaplarla yapılan liyakatten yoksun atamalar devam ediyor!

Muhalefet ise yerel seçimler ve devamında olası bir erken genel seçimde tek başına iktidar hesapları içinde halkın yaşadığı sorunları göz ardı ederek etkisiz eleman muhalefetini sürdürüyor. Halk oy verip vekaletle Meclise gönderdiği vekilleri tarafından terk edildi. Ülkede çok ciddi sorunlarımızın başında hayat pahalılığı ve satın alma gücünün yitirilmesi var.

Dolayısıyla en önemli öncelik hayat pahalılığını durdurmak olmalıdır.

Bunun için de ürün maliyetini artıran fonları yeniden düzenlemesi ve hatta belli bir süre bu fonları askıya alıp piyasayı devletin ilgili kurumlarının denetlemesi gerekmektedir. Malum okullar açılıyor.

Eylül ayı bu anlamda giderlerin çoğaldığı bir dönemdir. Dolayısıyla Eylül ayında geçim derdinin yanına bir de okul masrafları en ağır şekilde insanların üzerine yük olarak bindi. Nitekim bugün  1 tek kitabın 740 TL’den satıldığı,1 okul çantasının 1000 TL ve üzeri fiyatlandırıldığı, ihtiyacı olanın okul kıyafetine, okul eşofmanına ve ,t shirt vs. gibi 1000 TL ve üzeri maliyeti olduğu bir piyasadan bahsediyorum.

Kolay mı bu şartlarda bunları tedarik etmek?

Tabi kimin umurunda.

Sorun dar gelirli ailelerin sorunu, varsın bunu da onlar düşünsün deyip üç maymunu oynayan bir siyasi anlayış var ülkede.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu