KıbrısManşetSiyaset

Tüm dünya çatlak sesler  bir doğru sizlersiniz

Bu ülkede Bakan sıfatı taşıyan ve fakat  İnterpol tarafından aranan biri tarafından yönetiliyoruz. Bu normal bir şey mi?

UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu diyor ki; Maraş konusunda bazı çatlak sesler geliyor ama biz doğru yoldayız ve ilerlemeye devam edeceğiz.

Elbette devam edebilirsiniz.

Nihayetinde Türkiye yönetimi tarafından bir politika belirlendi ve sizler de onu uygulamakla yükümlüsünüz.

Bundan kaçarınız yok.

Bu bir nebze anlaşılabilir.

Fakat bu üslup sıkıntılı.

Üstelik Oğuzhan Hasipoğlu gibi UBP içinde en iyilerinden dediğimiz bir kişinin böylesi bir  konuşma tarzını benimsemesi büyük talihsizlik.

Fakat malum UBP uzun bir zamandır Türkiye’deki iktidar partisinin siyasal islam ağırlıklı milli görüş akımı etkisinde.

Ha bir de yalakalık yarışı var tabi.

AKP iktidarına karşı tarihte görülmemiş bir yaranma çabası var UBP içinde..

Belli ki Oğuzhan Bey de kendini kaptırmış bu akıma. Ne diyelim herkes kendi aklından memnun.  Bu da UBP içindeki siyasetçilerin  kendi tercihleri.

Yapacak bir şey yok..

Lakin kimse sizinle aynı düşüncede olmak zorunda değil. Böyle bir dünya hayal etseniz de yok.. Sizinle aynı düşüncede olmayanları “çatlak sesler” olarak nitelendirmek her şeyden önce saygısızlıktır.

Dolayısıyla beğenseniz de beğenmeseniz de

Maraş konusunda hem ülkemizden, hem de uluslararası aktörlerden sizden farklı olan düşünceler var.

Şöyle bir dayanak ortaya koyarsak; 2004 Annan Planına Kuzeyden verilen destek %64 lerdedir. Ki bunu çürütecek başka bir referanduma gidilmedi bunca zamandır.

Ha derseniz ki Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle bu bertaraf edildi, ki bu gerçekçi değildir,zira Ersin Bey’in nasıl Cumhurbaşkanı yapıldığını dünya alem biliyor. Dolayısıyla bu yanıltıcıdır ve sağlıklı bir yaklaşım olmaz.

Lakin buna rağmen  bunu dayanak olarak alacaksanız bile halkın % 48’i ki neredeyse yarısı şu anda izlenen politikaya onay vermiyor. Yani Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve azınlık hükümetinden farklı düşünüyor. Velhasıl ülkede yaşayan seçmenlerin yarısı Sayın Hasipoğlu’nun dediği “ÇATLAK SESLER” oluyorlar.

Peki bu konuda farklı düşünceye sahip olanlar sadece onlar mı?

Değil.

Kıbrıs sorununa dolaylı veyahut dolaysız ilgi duyan diğer aktörler de bu politikaya karşı.

Yani onlar da Sayın Hasipoğlu’nun ifade ettiği “çatlak sesler”  olarak nitelendiriliyorlar.

Dolayısıyla gerçek şu ki; garantör Türkiye’nin ortaya attığı ve Kıbrıs Türk Liderliği eliyle uygulanmaya başlanan Maraş açılımına başta diğer iki garantör ülke olan İngiltere ve Yunanistan olmak üzere, BM Güvenlik Konseyinin tamamı ve diğer  uluslararası aktörlerden de destek gelmedi. Bilakis tam tersi tepkilerini yaptıkları açıklamalarla ortaya koydular.

Ha siz bütün bunlara rağmen derseniz ki biz tüm dünyayı karşımıza alarak bu yolda yürümeye devam edeceğiz, uluslararası hukuku görmezden geleceğiz, AİHM kararlarını yok sayacağız ve bunların hepsini çatlak sesler olarak addedeceğiz o zaman iş başka. Elbette bu  sizin siyasi tercihiniz olur. Fakat yapılan bu tercihin olumsuz yansımalarından da etkilenen halk olur.

Dolayısıyla yeni siyaset diye ortaya atılan dayanaksız argümanlar içinde bol hamaset, çatışmacı bir üslup agresif bir politika, ırkçı söylemler, kendileri gibi  düşünmeyenleri ötekileştiren bir anlayış, yalakalık  ve yalanın temel olarak alındığını üzülerek görüyoruz.

Fakat olağan olmayan o kadar çok şeyi normalleştirdiler ki hayatlarımızda!

Şöyle ki bu ülkede Bakan sıfatı taşıyan ve fakat  İnterpol tarafından aranan biri tarafından yönetiliyoruz. Bu normal bir şey mi?

Değil!!

Bu hepimiz için akıl dışı değil mi?

Var mı böyle bir yüzsüzlüğün izahı?

Yok..

Diğer Haberler

Başa dön tuşu