Bir turistin Kuzey Kıbrıs’ı tercih etmesi için uygun koşullar mevcut olup bunun üzerinden zemin yaratıldı mı?
Bugün iddiaya söylüyorum Avrupa’da olmayan birçok turizm tesisiMessahibiz.Yatırımcılar muazzam işler başardı. Ve fakat maalesef devletin turizm yönetimi aynı başarıyı gösteremedi..
Mesela bir turistin ülkeye gelmek için kullanacağı ulaşım araçlarından en önemlisi kuşku yok ki hava ulaşımı doğru mu? Doğru.. .Peki bugün ülkeye gelmek için uçak biletleri olması gerekenin çok üstünde rakamlar mı? Evet. Velhasıl uçak biletleri çok pahalı..Ve fakat buna rağmen turist tercihini Kuzey Kıbrıs’tan yana yaptı ve ülkemize geldi diyelim..
Ülkeye gelen turist için toplu taşıma mevcut mu? Hayır! Bununla birlikte ülke içi seyahat tercihine yönelseler o da oldukça pahalı.. Lakin hade diyelim araç kiraladılar. Kiraladıkları araçlarla seyahat edecekleri yolların güvenliği yok, emniyeti yok.
Nitekin yollarımızın büyük bir kısmı tarladan farksız. Güvenli seyahat imkanı yok. Yollar çukur-tümsek dolu, uluslararası standarda haiz bir tane yolumuz yok. Bun olumsuzluklara rağmen canları avuçlarında seyahat ettiklerini varsayalım. Görmek istedikleri eski eserlerin bulunduğu mıntıkalar bakımsız ve pis, hoş bu yerlerin ne zaman açılacağı-kapanacağı konusu da muğlak. Hoş turizm pazarlarken ya da tanıtımı yapılırken tarihi yerlerin bulunduğu yerler yetersiz tanımlandığından oralara ulaşmakta da ciddi sıkıntılar var.
Tatilde yiyip içmek için yapacakları tercihlerde de çok seçici olmaları gerekiyor turistlerin zira fiyatlar başka ülkelere oranla oldukça yüksek. İnanmayan varsa bunu en yakın Avrupa ülkesine gidip tecrübe edebilir. Gelelim kentlerimize.. Çok üzgünüm ama adım attığımız her şehrimiz pislik çöp içinde. Yerler çöp dolu, boş arazilerde çöp namına kirlilik adına ne ararsanız mevcut. Kaldırımlar yetersiz, yürüyüş yapabileceğiniz yerler kısıtlı. Etrafta çöp olmadan adım atamıyorsunuz.Alışveriş imkanları yok denecek kadar az. Çoğu ürünler taklit. Bunlar bile çok yüksek fiyatlara alıcı bekliyor. Taklit malları alanlar da dönüşte gümrükte yakalanma korkusuyla hareket etmekte. Birçok bölgede denize girmek cesaret işi. Denize salınan kanalizasyonlar, arıtma sistemlerinin eksikliğinden dolayı kirlenen kıyılarımız, deniz yüzeyinde yüzen atıklar… En güzel sahillerimizin deniz yüzeyinde şahit olduğum pislikleri buraya yazmak istemiyorum. Kuzeyde en güzel doğal yerlerimizden birinde santral bacasından çıkanlara “hava kirliliği” bile denmez. Başka bir kategoriden konuşmamız lazım. Havamızın temiz olduğunu düşünenler Teknecik civarlarında bir tur atsın. Filtre takılacağı masalını yıllardır dinliyoruz ama her nedense bu her seferinde pas geçilir.
Bazı tarihi eserlerimizin bulunduğu yerlerin 50 yıl öncesinden fotoğraflarını gördüm. O dönem var olan mozaikler kalk gidelim demiş, ortalık otlarla dolu. Ne arayan var ne de soran..Yine çok üzgünüm ama örwn yerlerimiz yok olma noktasında; hatta bazıları yok olmuş durumda. Sosyal faaliyetlere gelince yok denecek kadar az.Dolayısıyla turistlere sunacağımız alternatif herhangi bir değer yok.Hoş olanlarda yerel anlayış içinde yok oluyor.
Elbette hiç arzu etmesem de bu olumsuzlukları içinde barındıran listeyi daha da uzatmam mümkün. Bütün bu belirttiklerimin hiçbirinin ambargo veya dış ittifaklarla ilintisi yoktur dolayısıyla , öncelikle onu belirtmiş olayım.Bütün bu olumsuzlukların kendimizle ve ekonomimizin, ulaşımımızın, turizmimizin yönetim anlayışı ile alakalı olduğunu hepimizin idrak etmesinde fayda var. Velhasıl bu sektörde ne ekiyorsak bugün de onu biçiyoruz, bu nedenle bugün turizmden arzu ettiğimiz payı alamamızın en büyük nedeni yönetim anlayışı ve turizm politikamızın olmamasıdır.
Şimdi sorarım size siz turist olsanız böyle bir ülkeden yana tercihinizi kullanır mısınız?
Cennet ada diyerek olumsuzlukları pozitif bir duruma çevirmeden yani hiçbir şey yapmadan turistin Kıbrıs’ın Kuzey’ini tercih etmesini bekleyebilir misiniz?
