ManşetTürkiye

Türkiye Başkanlık Sistemi’ni tartışıyor

Türkiye’nin 16 Nisan 2017 gerçekleştirilen referandum ile başlayan “Alaturka Başkanlık Sistemi” serüveni, henüz 4. Yılında tartışmaya açık hale geldi.

 

6 muhalefet partisi “Güçlendirilmiş ve yenilenmiş Parlamenter Sistem” için ortak bir çalışma yürütürken Cumhurbaşkanlığı sistemine yönelik eleştiri ve arayışların iktidardaki AKP ve ortağı MHP içerisinde de başladığı gözleniyor.

Muhalefetin “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” mutabakatına karşı AKP’nin “Sistem revizyonunu da içeren” yeni anayasa önerisini önümüzdeki günlerde kamuoyunun tartışmasına açması bekleniyor.

MERAL AKŞENER’İN ÇIKIŞI MUHALEFETİN BAŞLAMA VURUŞU OLDU

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “Başkanlığa değil Başbakanlığa adayım” açıklamasıyla başlayan sistem tartışması 6 muhalefet partisinin güçlendirilmiş- iyileştirilmiş parlamenter sistem için bir araya gelmesiyle birlikte derinleşiyor.

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nin içinde bulunduğu 6 siyasi partinin “Güçlendirilmiş ve İyileştirilmiş Parlamenter Sistem” konusunda mutabakata vardıklarını açıklamalarının ardından gözler söz konusu partilerin 5 Ekim’de ikinci kez bir araya gelerek “ilkeler konusunu” ele alacakları toplantıya çevrildi. Muhalefet partileri parlamenter sisteme dönüş konusunda ilkesel düzeyde de mutabakat sağlayabilirlerse 2023’te planlanan ancak 2022 içerisinde gerçekleşmesine neredeyse kesin gözüyle bakılan seçimler “Başkanlık sistemi” ile “Güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş Parlamenter sistem” arasında bir referanduma dönüşecek.

ERDOĞAN “BAŞKANLIK SİSTEMİNDEN GERİ DÖNÜŞ YOK” DESE DE…

“Başkanlık sisteminden dönüş olmayacağına” her fırsatta vurgu yapan Erdoğan’ın söyleminin aksine AKP’nin yeni yılın ilk aylarında kamuoyunun tartışmasına açılacak yeni anayasa taslağında “Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin revizyonuna dönük” düzenlemelerin yer aldığı ve bu yolla muhalefetin seçimleri sistem tartışmasına kilitlemesinin önünün kesilmesine çalışılacağı biliniyor.

AKP, yılbaşından hemen sonra açıklanması beklenen yeni anayasa taslağında “yarı başkanlık sistemi de dahil olmak üzere” Cumhurbaşkanlığı sistemini revize etmeye dönük düzenlemeler için kolları sıvadı. Bu çerçevede, “yarı başkanlık sistemine benzer” bir yapılanmaya gidilmesi, bakan ve başkan yardımcılarının Türkiye Büyük Millet Meclisi içerisinden seçilmesi, Meclis’in denetim yetkisinin artırılması dahil, mevcut sistemden “feragat edilebilecek” maddeler tartışılıyor.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 100 maddelik anayasa değişikliği önerisini tamamlamasının ardından Prof. Dr. Yavuz Atar başkanlığında oluşturulan Anayasa Bilim Kurulu, AKP’nin yeni anayasa taslağını kaleme alıyor.

MUHALEFET PARTİLERİ: “BU GARABET SİSTEM DEĞİŞECEK!”

Muhalefet Partileri tek tek yürüttükleri çalışmalarda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin Meclisin denetim yetkisini işlevsiz hale getirdiği, demokrasinin omurgası kabul edilen kuvvetler ayrılığının yok edildiği eleştirilerini getirerek Türkiye’nin en kısa sürede Güçlendirilmiş ve İyileştirilmiş Parlamenter sisteme dönüş yapması gereğinin altını çiziyorlar. Partilerin eleştiri ve yaklaşımları şöyle şekilleniyor:

CUMHURİYET HALK PARTİSİ (CHP):

25-26 Temmuz 2020 tarihinde gerçekleştirilen CHP 37. Olağan Kurultayı’nda oy birliği ile kabul edilen İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi’nin ilk maddesinde de vurgulanan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemin ana ilkeleri 29 maddede açıklandı. CHP’nin 29 maddelik ilkeler paketinde Cumhurbaşkanlığı makamının partiler üstü ve tarafsız hale getirilmesi, Demokrasinin omurgası olan kuvvetler ayrılığı ilkesinin hayata geçirilmesi, Yürütmenin yargı üzerindeki vesayetinin kaldırılması, Güçlü bir demokrasi için meclisin ve milletvekilliğinin güçlendirilmesi, Meclisin Hükümeti denetleme yetkisi çerçevesinde genel görüşme, meclis araştırması, gensoru yollarının etkinleştirilmesi, Cumhurbaşkanının yetkilerinin Anayasada tariflenerek sınırlandırılması gibi öneriler yer alıyor.

İYİ PARTİ:

İYİ Parti, 26 Mayıs 2021 de açıkladığı “İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” çalışmasında “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adını taşıyan tam anlamıyla tüm yetkileri tek bir kişide toplayan Türk tipi başkanlık sistemi diye adlandırılan garabet sistem” ifadesi kullanılıyor ve bu sistemin yok ettiği kuvvetler ayrılığı ilkesinin yeniden tesis edilmesi zorunluluğunun altı çiziliyor. Mevcut sistemde Meclisin görevlerini yerine getiremediğini, Cumhurbaşkanlığının karar ve kararnamelerle yasamanın yerini aldığı vurgulanıyor. Meclisin denetim gücünü kaybettiği, gensoru, bütçenin reddi gibi yetkilerini yitirdiği, bu nedenle de kuvvetler ayrılığının yok edildiği bir sistem olan Cumhurbaşkanlığı sisteminden ivedilikle İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme dönülmesi öngörülüyor.

GELECEK PARTİSİ:

AKP kurucularından ve eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu’nun liderliğindeki Gelecek Partisi de Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme dönüşün savunucuları arasında yer alıyor. Partinin “Siyasal Sistemde Gelecek Modeli- Tam Demokrasi İçin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” başlığıyla yayınladığı siyasi belgede “Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi, öteden beri var olan pek çok siyasi, ekonomik ve toplumsal sorunumuzu derinleştirirken, yeni birçok sorun alanı da doğurmuştur. Bu nedenle Partimizin öncelikli hedefi, demokratik bir hukuk devletinin inşası doğrultusunda, cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini yürürlükten kaldırmak; parlamenter hükûmet sisteminin tüm unsurlarını içeren ve bu sisteme işlerlik kazandıran kurum ve mekanizmalara yer veren bir anayasa reformunu yürürlükten koymaktır.” Görüşüne yer veriliyor.

DEVA PARTİSİ:

Erdoğan’ın eski yakın çalışma arkadaşları arasında yer alan ve uzun süre ekonomiyi yöneten Ali Babacan’ın liderliğindeki DEVA Partisi, “Türkiye 1’den Büyüktür: Çözüm Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” sloganıyla Cumhurbaşkanlığı sistemine açık tavır alan partiler arasında yer alıyor. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem talebinin “geçmişe dönüş” anlamına gelmediğine vurgu yapan DEVA Partisi, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerimiz, 90’lı yılların sistemi değildir. Biz güçlü hükûmet, güçlü meclis ve güçlü yargıyı esas alıyoruz.” Diyor ve Partili Cumhurbaşkanının tarafsız olamayacağına vurgu yaparak öncelikle Cumhurbaşkanlığı makamının partiler üstü ve tarafsız bir konuma getirileceği, Meclisin ve Bakanlıkların güçlendirileceği bir sistem öngörüyor.

SAADET PARTİSİ:

Erdoğan’ın siyasi kariyerine başladığı Milli Görüş Hareketinin günümüzdeki mirasçısı konumundaki Saadet Partisi de Parlamenter Sisteme dönüş konusunda açık tutum alan muhalefet partileri arasında yer alıyor. Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu “Parlamenter sisteme dönüş olmadan ülkede huzur olmaz” görüşünü savunuyor. Karamollaoğlu “TBMM, cumhurbaşkanını denetleyecek, yeri geldiğinde de sorgulayacak güçte olmalı. Parlamenter sisteme geçişle birlikte ülkenin tansiyonu da düşecektir. Mevcut sistem kutuplaştırmayla sebep oluyor. Bu sistem değişmediği takdirde huzur olmaz” diyor.

6 PARTİYE DOLAYLI HDP DESTEĞİ: DEMOKRATİK TUTUM BELGESİ

Millet İttifakı’nın içinde olmamakla birlikte dolaylı desteği bilinen HDP 11 maddelik Demokrasi Tutum Belgesi adlı deklarasyonunda “Toplumun adeta nefessiz bırakıldığı, ekonomiden siyasete birçok alanda enkaz yaratıldığı bu günlerde, halkta oluşan genel beklentinin, acil bir demokratik değişim ve dönüşüm ihtiyacı ve talebi çerçevesinde geliştiğini tespit ettik” görüşüne yer veriyor ve “Yaşanan çoklu krizin ve çözümsüzlüğün başlıca kaynağını oluşturan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve bu sistemi besleyen yapıları değiştirmek istiyoruz” diyor. HDP “Amacımız, bütün kuvvetleri ve nihai karar yetkisini tek adamda birleştiren bu otoriter ve tekçi sistemin yerine güçlü demokrasinin, çoğulcu demokratik sistemin tesis edilmesini sağlamaktır” vurgusuyla da Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem taleplerine destek veriyor.

İKTİDARIN KÜÇÜK ORTAĞI MHP: CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ KURUMSALLAŞMALI

Geçtiğimiz günlerde 100 maddelik bir Anayasa önerisini kamuoyuyla paylayan MHP lideri Devlet Bahçeli’ye göre sorun Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminde değil, bu yönetim yapısı ile mevcut anayasanın çelişmesinden kaynaklanıyor. Bahçeli 100 maddelik yeni anayasa önerisini savunurken “Darbeci bir özelliğe sahip ve parlamenter sistemin mantığına göre yapılmış mevcut Anayasa ile 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü sonrası yönetim hayatımıza giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, yani, Türk Tipi Başkanlık Modeli arasında onarımı, tamiri ve telafisi imkânsız bir çelişki ve uyumsuzluk yumağı söz konusudur. Bu çelişkinin yeni bir anayasa marifetiyle süratle aşılması acildir, elzemdir.” Görüşlerini ileri sürüyor.

 

Diğer Haberler

Başa dön tuşu