Sistemin tıkır tıkır işlediğini görüyorsunuz.
Uzun zaman sonra ülkemin güney yarasına gittim.
Ve bir kez daha aynı coğrafyanın birbirinden çok farklı gerçekleri ile bir kez daha yüzleştim.
Coğrafya kader değildir. Kader olan hamuru kötü ve kalitesiz olan yöneticilerdir.
Ülkemin kuzey yanında 40 yılda bir arpa boyu yol almamızın en büyük nedeni budur.
Güney, kuzey ayrımı yapmayı hiç sevmedim.
Lakin ülkem de devam eden siyasi sorunun dayattığı durum maalesef buna bizleri zorluyor.
Bizlerin Güney Kıbrıs diye nitelendirdiğimiz tarafın gerçek tanımı Kıbrıs Cumhuriyeti’dir.
Uluslararası kabul gören bir yapıya sahiptir bu cumhuriyet ve Kıbrıslı Türklerin de bu cumhuriyette hakları bakidir.
Nitekim uluslararası toplumun bir parçası olan bu cumhuriyetin vatandaşlarıyız bizlerde.
Öyle ya da böyle..
Şimdi gelelim yazı konusuna.
Konu sistem.
İllegal düzen.
İnsanın insan olduğunu hissettiği yaşam kalitesi..
Sınır kapısı diye addedilen saçma sapan bir formalite uygulamasından sonra ülkemin bir yanından diğer yanına geçtim.
Bozuk yollardan, çöp kir içindeki sokaklardan, lağım kokan yollardan, keşmekeş trafikten, toz topraktan sonra kuzeyden, güneye geçiş yaptım.
Kısacası sistemsizliğin üzerine düzen kuran bir anlayıştan sonra, insan odaklı bir sisteme dahil oldum. Bu sistemin başından sonuna kadar hissettiğim bir kalite vardı..
Yollar sokaklar düzenli ve tertemiz, trafik yağ gibi akarken sınır diye nitelendirilen bölgelerdeki geçiş noktaları hariç her yerde muntazam bir şekilde trafik akışı sağlanıyor. Yollar, sokaklar tertemiz.
Kısacası insana sözde değil, gerçek anlamda uygulamada verilen değeri yaşayarak görüyor ve hissedebiliyorsunuz.
Ne tuhaf değil mi? Aynı coğrafyada, aynı gökyüzü altında böylesi bir fark var..
Adanın bir yanında her alanda insan olduğunuzu hissedecek bir yaşam kalitesi varken, diğer yanında ise her yönüyle kalitesizlikle iç içe yaşamak zorunda bırakıldığımız bir düzenin içinde yaşamaya zorlanıyoruz..
Tutku ve psikoloji
Peki ama neden aynı coğrafya üzerinde bu kadar fark var?
Bu her şeyden önce bir anlayış meselesi ,bir mantalite.
Bir taraf çağdaşlığın gereklerini, siyasi alanda da uluslararası kabul görmenin olumlu etkisiyle yaşam alanlarına yansıtıyor, diğer taraf ise ısrarla illegal bir alan yaratmanın dayanılmaz.