DünyaKıbrısManşetSiyasetToplum

UBP milletvekili Öztürkler gündeme dair ve İsias Davası hakkında değerlendirmelerde bulundu

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Güzelyurt Milletvekili, İçişleri Eski Bakanı Ziya Öztürkler gündeme dair değerlendirmelerde ve Adıyaman’da dün görülmeye başlanan İsias Otel Davası hakkında açıklamalarda bulundu.

UBP Güzelyurt Milletvekili, İçişleri Eski Bakanı Ziya Öztürkler ilk olarak DAÜ’nün geldiği durumu değerlendirdi, DAÜ’nün niteliğinin bozulmaması gerektiğini vurguladı.

Öztürkler, Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin maddi açıdan sıkıntıları olduğunu belirterek, bunların çözümlenmesinin çok önemli olduğunu, DAÜ’nün bir ‘kalite’ olduğunu söyledi.

“Üniversiteler için teşviklendirme sistemi hayata geçmeli”
“Biz DAÜ’nün niteliğini bozarsak, ülkedeki yüksek öğrenim kalitesini sorgulamak zorunda kalırız” diyen Öztürkler, şunları kaydetti:

“Geçmişte DAÜ’nün bütçesinin yüzde 10’u nu devlet karşılardı. Şu an yüzde 1’ini bile devlet karşılamıyor. DAÜ’den emekli olan ve büyük rakamlar olan 39 kişi var. Bunlar sorgulanmalı. Yükseköğrenimde bir vizyon değişikliğinin zamanı geldi. Yüksek öğrenimdeki kaliteyi desteklemeniz gerekiyor. DAÜ ile ilgili övünüyoruz, kalitesi, akademisyenleri, kampüsü vs, ama bunları teşvik ettirecek adımlar atmıyoruz. Teşviklendirme sistemi hayata geçmeli.”

“ÜLKENİN GERÇEK GÜNDEMİ GEÇİM”
UBP Güzelyurt Milletvekili Ziya Öztürkler, ülkenin gerçek gündeminin geçim olduğunu belirterek, “her kesim olumsuz etkileniyor” dedi.

Öztürkler, dövizdeki yükselişin ekonomiye enflasyon olarak yansıdığını belirterek, devletin durmadan asgari ücreti yukarıya çektiğini ve maaş artışlarıyla bunu dengelemeye çalıştığını kaydetti.

Öztürkler şöyle devam etti:
Hayatın pahalılığını durdurmak için üretebilmek ve ekonomik çarkları doğru çalıştırmak gerekir. Bunları ne kadar doğru yapabiliriz iyice planlanması gerekir. Önümüzde zor bir yıl var. Yatırımlar yaparken dikkat etmek lazım. En önemlisi üretmek ama kendi yarattığımız alanlarla ilgili de ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Yüksek öğrenim alanı yarattık ama yurt dışından gelen ve suçlara karışan öğrencilerle ilgili sıkıntı yaşıyoruz. Emlak alanı yarattık ama sözleşmelerle onu da bozduk. Yine turizm alanı yarattık ama ondan da beklediğimizi alamadık.n Tüm bu alanlardaki sıkıntıları ortadan kaldıracak hamleleri yapmamız gerekir. Güzelyurt mesela narenciye bölgesi ancak ondan da gerekli dönüşümüzü alamıyorsun. Tarım benim alanım değil ama üreticiyle konuşuyorum. Güzelyurt halkı soruyor. “Geçen yıl diyor 10 TL’den giderken mandalin işte bu yıl 4 TL’den gidiyor”. Bir bakıyorsun bizim gönderebileceğimiz rakam 40 bin ton, biz üretiyoruz 80 bin ton. Plansızlık hakim. O zaman pazar geliştirmeniz gerekiyor. ”

“Siyasi istikrarsızlık planlama süreçlerini etkiliyor”
Siyasi istikrarsızlık, durmadan bürokrat değiştirilmesi ve gündelik planların ciddi sorunlar yarattığını kaydeden Öztürkler, tüm bunların halkı üreticiyi kötü yönde etkilediğini, planlama süreçlerine olumsuz katkı sunduğunu kaydetti.

“Güzelyurt’ta ciddi sorunlar var”
Güzelyurt’ta narenciye yanında yüksek öğrenim sektörünün de sıkıntılı olduğunu belirten Öztürkler, sağlık konusunda da bölgede ciddi sorunlar yaşandığını söyledi.

Öztürkler, sözlerine şöyle devam etti:
“Güzelyurt’ta Sağlık Ocağı var ancak küçük bir yer. Çalışma saatleri uzatıldı ancak yetersiz. Orada yarım kalan bir hastane binası var. Bunun sebebi de planlama hatası. Güzelyurt’un çok kapasitesinin üzerinde bir hastane yapmaya çalışıyoruz oraya. O bölge için değil de sanki Lefkoşa için yapılıyor. Güzelyurt’un canlı nüfusu 15, Lefke’nin nüfusu 6 bin. Yapılan hastane bunun çok üzerinde, ciddi bir yatırım. Evet bu yatırım geldi, planlama yapılması lazımdı, yapılmadı o zaman etap etap yapalım bitirelim, Güzelyurt Lefke bölgesi hastaneye kavuşsun. Ben bunları dile getirdim. Pandemi dönemi, pandemi hastanesini Güzelyrut’a kurun dedim. Pandemi bitince Güzelyurt hastaneye kavuşurdu. Bu da yapılmadı.”

“Güzelyurt’u Girne’ye benzetmeyelim”
Güzelyurt’un emlak alanında geliştiğine de değinen Öztürkler “Güzelyurt gelişiyor, doğru geliştirelim, Girne’ye benzetmeyelim” diye konuştu.

İlk olarak İsisas davasını değerlendiren Öztürkler, “savunmalar kanımızı dondurdu” dedi.

Öztürkler şunları kaydetti:
“Açıklamalar kanımızı dondurdu. Savunmalar vicdansız, gözü kararmış. ‘Soğuktan öldüler ifadesi sanki binası hiç yıkılmayan bir adamdan geliyor. Pişmanım, suçlu değilim ifadeleri tahammül edilecek gibi değil. Ancak Türk yargısına güveniyoruz. Bilimsel raporlar ortada. Sonuç ortaya çıkacaktır.”

“İyi bir kriz süreci yönettik”
Deprem dönemi İçişleri Bakanı olduğunu belirten Öztürkler, o dönem Türkiye ile önemli temasları olduğunu belirterek, “krizi yönettik” dedi.

Öztürkler o günleri şöyle anlattı:
“Başbakan Üstel aradı. Büyük bir şokla Bakanlar Kuruluna gittik. O dönem bence bu kriz iyi yönetildi. Devasa büyüklükte bir depremle karşı karşıyayız, vatandaşlarımız orada. Biz o dönemde KTHY’nin olmamasının acısını da çektik. Tabi sağolsun mevcut havayolları sorunlarımızı giderdi. Ailelerle birlikte en kısa sürede oraya gittik. Bana ilk gelen telefonlardan biri orada yeterli iş aracının olmadığı yönündeydi. Tabi bakansınız, büyük bir yıkım var. Dönemin Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu aradım. “Geçmiş olsun” dedikten sonra “yanınızdayım” dedim.

Bu arada Adıyaman’dan bahsettim, “çocuklarımız var, haber alamıyoruz, iş aracı yok diye haberler geliyor” dedim. “Sayın Bakanım ilgileniyorum dedi” ve bir saat sonra bana döndü. “Gerekli, araçlar yönlendirilecek ama durum iyi görünmüyor” dedi.

Binanın tamamen yıkılmış olduğu bilgisini verdi. Ardından bir Ankara ziyaretim oldu. Orada gündem İsias süreciydi. Dava süreciyle ilgili bilgi verdim. Dönemin adalet bakanı bana söz verdi “ben davayı yakından takip edeceğim” dedi. Onu orada ülkemize de davet ettim. Bana nasip olmadı ancak ziyaretini gerçekleştirdi. Geldiğinde beni de aradı ancak ziyaretlerinde bulunamadım.

“Depreme dayanıklı binalarla ilgili çalışmalara hız verilmeli”
“Kelimeler yetersiz kalıyor. Hükümet orada, aileler, avukatlar orada, ilgili tüm birimler orada. KKTC’nin ortak bir paydası var bu dava süreci. Bu davanın tüm depremde hayatını kaybedenler için emsal olmasını diliyorum” diyen Öztürkler, ‘deprem kuşağındayız’ dedi.

Japonya’da yeni yılda meydana gelen depremi hatırlatan ve 30 kişinin hayatını kaybettiğini belirten Öztürkler, Türkiye ve KKTC olarak bunlardan büyük dersler çıkarmamız gerekiyor ifadelerini kullandı. Depreme dayanıklı binalarla ilgili çalışmalara hız verilmesi gerektiğini söyleyen Öztürkler hazırlıklı olunması gerektiğine vurgu yaptı.
Deprem fonu oluşturmak için kendi dönemlerinde adım attıklarını belirten Ziya Öztürkler, ‘aslında bunlar çok önceden yapılmalıydı’ diye konuştu.

 

Diğer Haberler

Başa dön tuşu