KıbrısManşetSağlıkSiyaset

Üç ayrı konu…

Kapalı ve izolasyonlar altında  bir toplum olmamız, bu anlamda süreci daha az etkilenen bir düzeyde geçirmemizi sağlıyor olabilir. Fakat bunun böyle devam edeceğini söylemek gerçekçi olmaz!

Lefkoşa Devlet Hastanesi temas takip sorumlusu, Bulaşıcı hastalıklar üst komitesi üyesi Başhemşire Sayın Fatma Savaşkan, Yenidüzen gazetesine verdiği mülakatta oldukça önemli açıklamalarda bulundu.

Başhemşire Savaşkan

“Afrika mutasyonundan şüpheleniyoruz”

“Bu hastalıkla birlikte yaşayalım” deniyor ancak bunun için çok daha gelişmiş duyarlılığa alt yapıya sağlık sistemine bilince denetime ihtiyaç var. Bunları da Kıbrıs’ta bulamazsınız.

“Bir ülke gerçeği var; aşılamada yüzde 60’a ulaşmak zor. Aşı olsanız bile bulaşma riskiniz halen devam ediyor”

Kendi adıma bu açıklamaları çok kıymetli bulduğumu ifade etmek isterim. Başhemşire Sayın Savaşkan’ın da ifade ettiği gibi önümüzde ülke gerçekleri durmaktadır ki, hepimiz bu gerçeklerle her gün yüzleşiyoruz..

“Bu hastalıkla birlikte yaşayalım” deniyor ancak bunun için çok daha gelişmiş duyarlılığa, alt yapıya, sağlık sistemine, bilince, denetime ihtiyaç vardır”

Aynen katılıyorum.

Zira burada söylenenlerin hepsi doğrudur.

Bu virüs ile mücadele edip, birlikte yaşayabilmek için her şeyden önce bilinçli hareket etmek lazım. Bunun bir diğer anlatımı da Başhemşire Fatma Savaşkan’ın dediği gibi çok daha gelişmiş duyarlılığı gösterebilmek gerekiyor.. Bugün bu virüs sebebiyle binlerce insan hayatını kaybetti! Binlerce insan düzenini bozmak zorunda kaldı.

Fakat maalesef bu bizim ülkemizde yeterince idrak edilmedi.

Kapalı ve izolasyonlar altında  bir toplum olmamız, bu anlamda süreci daha az etkilenen bir düzeyde geçirmemizi sağlıyor olabilir. Fakat bunun böyle devam edeceğini söylemek gerçekçi olmaz!

Nitekim Türkiye’de vaka sayılarında ciddi artışlar yaşanmaktadır.

Haliyle bu bize de yansıyacak.

Bu nedenle bu iş bitti, aşı imdadımıza yetişti yanılgısına düşüp tedbiri elden bırakmamamız gerekiyor..

Zira ne virüs bitmiştir, ne bu virüsün bize bulaşma riski azalmıştır, ne de büyük oranda aşılama tamamlanmıştır.

Yani virüsün yayılma riski hız kesmeden devam ediyor!

Göz göre göre gelen ve gencecik bir insanın hayatına mal olan bir kaza..

Maalesef  trafik terörü yine bir can aldı…

Kazanın  olduğu yoldan geçenler mutlaka bilecek, Hamitköy itibariyle bazı yerlerde ışıklar yanmıyor. Yol boyunca karşı şeride geçmeye çalışan, yaya insanlar var o güzergah boyunca, yeterli aydınlatma  yok üst geçit yok!! Adeta kazaya davetiye çıkarılıyor..

Bir ay içinde aynı şekilde ışıksız, alt geçitsiz veya üst geçitsiz yollarda biri Girne’de, bir diğeri de Lefkoşa’da olmak üzere boşu boşuna hayatını kaybeden, hayalleri elinden alınan iki gencimiz var!

Yazık günah değil mi?

Ben eminim ülkeyi yönetenler de her gün bu güzergahlardan illa ki geçiyorlar, ya da mutlaka geçmişlerdir.

Ortada duran bu tehlikeyi hiç mi görmediler?

Hiç mi rahatsız olmadılar zifiri karanlık yollardan, bir taraftan bir tarafa alt veyahut üst geçitsiz yaya geçitlerinin mümkün  olmadığı bir ortamda ve her an ölümle burun buruna kalarak karşıdan karşıya geçmeye çalışan insanlara hiç mi rastlamadılar?

Mümkün değil!

O halde ihmal var, insana saygısızlık var.

İlgisizlik var.

Umursamazlık var.

Ve sırf konuşmak için demeç verenler..

Çok yok daha birkaç gün önce Kuzey Kıbrıs otoritesi  asla derken, bugün AB’ın  resmi görüşmelere gözlemci olarak katılabileceğini söyledi Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu.

Sayın Çavuşoğlu önceden de ihtiyatlı bir politika izlemiş ve Türkiye’nin değil,  KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın  AB’nin Cenevre’de 27\29 Nisan tarihleri arasında yapılması kesinleşen  5+1 toplantısına katılmasını istemediğini söylemişti. Haliyle o gün Turkiye açık kapı bırakmıştı AB için, ve AB’nin bu toplantıya gözlemci olarak katılmasının engellenemeyeceğini çok iyi  biliniyordu.. Dolayısıyla AB 5+1′ e gidiyor.. Fakat Ersin Bey Türkiye’den aldığı motivasyonla buna karşı çıkıyordu!

Peki hala karşı mı?

Bilmiyorum.

Lakin eğer karşı ise dik durmaya devam etsin ve gitmesin toplantıya AB de orada olacak diye!

Kararlılık bunu gerektirir.

Velhasıl sonuç olarak KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ve KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun bu istekleri gerçekleşmiyor.

Zira son nokta Türkiye’nin de bilgisi dahilinde konmuştur. Bu durumda AB gözlemci sıfatıyla toplantıya dahil oluyor. Demek ki büyük, iddialı laflardan kaçınmakta fayda var…

Aksi takdirde böyle söylediklerinizle başbaşa kalırsınız ve kimse sizi kaale almaz..

Diğer Haberler

Başa dön tuşu