DünyaManşetSiyaset

Ukrayna halkı ateşin ortasında bırakıldı

Rus-Ukrayna tırmanan krizi savaşa evrilirken, kapitalizmin çıkar ve paylaşım kavgasında bombalar her zaman olduğu gibi yine masumların üzerine yağıyor

Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky: “Yalnız kaldık.  Kimse bizim için savaşmak istemiyor.  Bizi NATO’ya almak istemiyorlar, güvenlik garantisi vermekten korkuyorlar” dedi.  Zelensky’nin ve ona danışmanlık yapanların bunu öngörememe ihtimali büyük bir zafiyet.

Nato karşıtlığı ya da Rus yayılmacılığına  karşı durmakla beraber yeryüzünde her zaman sömürüsüz, silahsız, barış içinde yaşamaktan taraf olduğumu belirtmek isterim. Başka ülke topraklarında, o ülkenin talebi olmadan, askeri güç bulundurmanın izah edilecek bir yanı olmadığı gibi bu bir işgal girişimi olur.

Rus-Ukrayna tırmanan krizi savaşa evrilirken, kapitalizmin çıkar ve paylaşım kavgasında bombalar her zaman olduğu gibi yine masumların üzerine yağıyor.

NATO’nun Ukrayna’ya yönelik genişleme planı ve Ukrayna’yı silahlandırarak Rusya’yı kuşatma veya burnunun dibine NATO’yu sokma girişimleriyle artan gerilim,

Rusya’nın da bunu bahane bilerek yıllardır tasarladığı işgal girişimi ile maalesef bugün sıcak savaşa dönüşmüştür.

Savaş hiçbir bahanenin neticesi olamaz. NATO’nun yayılmacılığı ve Rusya’nın işgali ve bunların sonucu olan Savaş; Avrupa, ABD ve Rusya tarafından durdurulmadığı takdirde bunun sonucunda tüm dünyaya ağır bedeller ödeyecek..

Savaş, coğrafya olarak bizlere uzak görünüyor ama bölgede yaşanan istikrarsızlık ve güvenlik sorunları tüm dünyayı olduğu gibi bizi de etkileyecek.

Bugünden itibaren dünyada yaşanacak ve aslında savaşın da sebepleri arasında sayılabilecek Enerji (Doğal Gaz ve Petrol) ve Tahıl pazarında ortaya çıkacak kriz ve dahası bizi teğet geçmeyecek.

Elbette Doğal Gaz pazarı ve tedarik projelerinde gelişecek oyuncu değişimleri ve Kıbrıs’ın stratejik pozisyonu önümüzdeki günlerin de tartışmalarının ortasında yer alacak. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi elbette kabul edilemez ve her platformda buna tepki gösterilmelidir. Ve fakat Ukrayna’dan gelen görüntülere baktığımız zaman orada bulunan  farklı ülkelere mensup insanlara (öğrenci, akademisyen, müzisyen, iş insanı, turist vs) karşı başlatılan ayrımcı davranışlar da asla kabul edilemez. Koskoca  dünya, bilmem kaç milyar insan, yüz yıl sonra hâlâ/yeniden aynı döngünün içindeyse, hâlâ aynı dinler, aynı ideolojiler, aynı arsız hayaller, aynı aptallıklar, aynı erk ve çıkar kavgalarının öznesi oluyor ise pek tabi ki  savaş(lar) da kaçınılmazdır. Ne değişti bu yüzyılda, teknolojinin hızı ve silahların kalibresinden başka? savaşların kurbanları değil mi, savaş başlatanları seçenler?

Dünya tarihinde bunun korkunç emsalleri vardır. Bir zamanlar bir Avrupa ülkesinin lideri komşusu Çekoslovakya’nın bir bölgesinin kendi ülkesine ait olduğunu iddia etti ve işgal yoluyla bu bölgeyi alacağını söyleyince karşı durmak yerine diğer liderler gülücükler içerisinde o bölgenin ilhakına göz yumdu. Yıllar sonra ise Ukrayna’nın Rusya tarafından işgal edilmesi, biz Kıbrıs halklarına da  pek çok açıdan ders olabilecek niteliktedir..

Savaş yeryüzünde olabilecek en büyük felaket nedenlerinden biridir. Ve elbette hiçbir savaşın kazananı yoktur.

Rusya Devlet Başkanı Putin’in nükleer kartı da masaya sürdüğünü endişe içinde görüyoruz.  Putin, Rusya’nın nükleer caydırıcı kuvvetlerine ‘özel bir görev rejiminde’ olmalarını emretti.

Bu belli ki NATO ve Rusya arasındaki gerilim de tırmandıracak.

Bir yandan da Avrupa’dan Ukrayna’ya yoğun silah sevkiyatı başladığı bilgisi geliyor.  Buradan da şunu görebiliyoruz ki, sadece belirli coğrafyalarda değil tüm dünyada tam demokrasi olmadan insanlığa rahat yoktur. Bugün Rusya tam bir demokrasi ülkesi olsa bugün yaşadıklarımız mümkün olamazdı.

Putin’in  bu tavrı ve tercihi ile demokrasiyi ikinci plana bıraktığı anlaşılıyor. Fakat Rusya halkı dünya ile bütünleştiği her alanda yıllarca bunun bedelini ödemeye devam edecek.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu